Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2018 tarihli ve 2017/111 Esas, 2018/110 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis, 500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca 2 yıl hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. 5....
KARAR Davacı, davalı şirkette çalıştığını, bir araç satın almak istediğini, satıcı firmanın ticari müşterilere uygulayacağı indirimlerden faydalanmak amacı ile satın alınacak aracın davalı şirket adına gösterilmek ve önce şirket adına tescil edilip daha sonra borcu bitince adına tescilini sağlamak üzere davalı şirket yetkilisi diğer davalı ... ile anlaştığını, buna dayanarak kendisine ait ... plakalı aracını dava dışı ...’ye 21.150-TL’ye sattığını, 19.000-TL’sini alacağı araca peşinat olarak virman talimatıyla davalı şirket adına dava dışı ...’nin hesabına aktardığını, bakiye ile de yeni aracın kaskosunu yaptırdığını, kalan bedel için davalı şirket adına 60.000,00-TL otomobil kredisi kullanıldığını, aracın davalı şirket adına tescil edildikten sonra ruhsat ve anahtarları ile kendisine teslim edildiğini, kredi taksitlerini vadesinde davalı ...'in ......
nin, çalışmayan bir araç üzerindeki plakanın boşta kalmaması için, önceki araçla birlikte plakanın çalındığını ileri sürerek, diğer sanıkları ile birlikte başvuru yapıp çalıntı kaydı çıkardıkları, daha sonra da bu başvuru ile birlikte yeni ruhsat çıkararak aynı plakayı başka model bir araca takarak kiraya verdiklerinin, iddia edildiği olayda; 1- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanıklar arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte olup, atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının gerçekleşmediği gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin suçun sübut bulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 2- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanık ...'...
a 9.000 TL'ye sattığı, mağdurun 5.500 TL ödeme yaptığı, kalan borcunu aracın resmi satış işlemi yapıldığında ödeyeceğini söylediği, mağdurun kaza yapması üzerine aracın çalıntı, plakanın sahte olduğunun ortaya çıktığı iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından sanığın sahte çeki vermek suretiyle banka veya kredi kurumlarına ait bir varlığı kullandığı ve bu kurumları isnat edilen suç yönünden araç olarak kullandığı ve sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sübutuna, eksik incelemeye ilişkin ve sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 08/06/2017 tarihli ve 2016/2556 E. 2017/6965 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin inançlı işlem niteliğinde olduğu, davacı tarafından talep edilen cezai şartın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak bu defa asıl dava yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden, davanın kısmen kabulü ile davalı adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın tescil kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 46.950,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava; taraflar arasında imzalanan inançlı işlem sözleşmesi gereğince devri yapılmayan aracın mülkiyetinin davacı adına tespiti ile sözleşmede hüküm altın alınan cezai...
İcra Dairesi'nin ........... esas sayılı dosyası ile ticari plaka satış sözleşmesinden vazgeçilmesi sebebiyle 30.000,00 TL bedelle ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipten haberdar olamayan müvekkilinin takibe itiraz edememesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, akabinde de müvekkiline ait taşınırlar ve taşınmazlara haciz işlemini uygulandığını, öncelikle tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin resmi şekle tabi olduğunu, bu resmi şekil şartı ise sadece noter aracılığıyla devrinin yapılması zorunlu olduğunu, noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devir işlemlerinin geçersiz olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan ticari plakanın satışına ilişkin sözleşme de bu anlamda herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmadığını, kanunda öngörülen şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmeler hüküm ve sonuç doğurmayacağı gibi buna bağlanan cezai şartların da hüküm ve sonuç doğurmadığını, söz konusu takibinde cezai şarta ilişkin olduğunu, kaldı ki böyle bir sözleşmenin...
İcra Dairesi'nin ........... esas sayılı dosyası ile ticari plaka satış sözleşmesinden vazgeçilmesi sebebiyle 30.000,00 TL bedelle ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipten haberdar olamayan müvekkilinin takibe itiraz edememesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, akabinde de müvekkiline ait taşınırlar ve taşınmazlara haciz işlemini uygulandığını, öncelikle tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin resmi şekle tabi olduğunu, bu resmi şekil şartı ise sadece noter aracılığıyla devrinin yapılması zorunlu olduğunu, noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devir işlemlerinin geçersiz olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan ticari plakanın satışına ilişkin sözleşme de bu anlamda herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmadığını, kanunda öngörülen şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmeler hüküm ve sonuç doğurmayacağı gibi buna bağlanan cezai şartların da hüküm ve sonuç doğurmadığını, söz konusu takibinde cezai şarta ilişkin olduğunu, kaldı ki böyle bir sözleşmenin...
İcra Dairesi'nin 2021/4378 esas sayılı dosyası ile ticari plaka satış sözleşmesinden vazgeçilmesi sebebiyle 30.000,00 TL bedelle ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipten haberdar olamayan müvekkilinin takibe itiraz edememesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, akabinde de müvekkiline ait taşınırlar ve taşınmazlara haciz işlemini uygulandığını, öncelikle tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin resmi şekle tabi olduğunu, bu resmi şekil şartı ise sadece noter aracılığıyla devrinin yapılması zorunlu olduğunu, noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devir işlemlerinin geçersiz olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan ticari plakanın satışına ilişkin sözleşme de bu anlamda herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmadığını, kanunda öngörülen şekle uyulmaksızın yapılan sözleşmeler hüküm ve sonuç doğurmayacağı gibi buna bağlanan cezai şartların da hüküm ve sonuç doğurmadığını, söz konusu takibinde cezai şarta ilişkin olduğunu, kaldı ki böyle bir sözleşmenin geçerli...
kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, müştekiye ait aracın sanık tarafından çalındığına ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğunun tartışılmaması, 3- Dosya içerisinde mevcut ...Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 tarihli duruşma zaptında çalıntı olan gerçekte plakası ... olan aracın üzerinde takılı olan ... plakanın sahte olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında, beraat kararı verilen sanıklar ... ve ... işyerinin önünde dosya dışı çalıntı aracın üzerinde takılı halde bulunan ve müştekiye ait olduğu belirtilen plakaların gerçek olup olmadığının araştırılmaması, 4- Müştekinin kovuşturma aşamasındaki beyanında, aracının bulunduğunu belirttiğinin anlaşılması karşısında, aracın nerede, ne zaman ve nasıl bulunduğu, sanıkla bir irtibatının olup olmadığının araştırılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...
nın adli sicil kaydında başkaca bir mahkumiyet kaydının bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 58/6 maddesi gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de; 4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 01.03.2016 tarih, 2015-2-832 Esas ve 2016/102 Karar sayılı ilamı ile "mağdur ve katılanın zararı soruşturma aşamasında giderildiğinden ceza adaletinin sağlanması, hak ve nesafet kuralları ve TCK'nın 168. maddesinde belirtilen indirim oranları gözetilerek mahkemece sanıkların cezasının ½ oranından daha fazla olmak koşuluyla indirilmesi gerekirken, ½ oranında indirim yapılması isabetsizdir" olarak kabul edilmesi; ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin 1. fıkrasında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranına kadar indirim yapılacağının ifade edilmesi, aynı maddenin 2. fıkrasında ise indirim oranının ½ olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında hırsızlık...