araç satışına dayalı trafik kaydının iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....
Taraflar arasında görülen davada; Davacı vasisi, 01 T 1530 sayılı ticari taksi nitelikli otomobil plakasının kısıtlı Kazım adına kayıtlı iken 18.09.2012 tarihinde davalıya değerinin çok altında bir bedel ile 500 TL’ye temlik edildiğini, davacının devir tarihi itibariyle .... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/2063 Esas, 2011/4563 Karar ve 14.12.2011 tarihli kararı ile vesayet altında bulunduğunu ve hukuki ehliyetinin olmadığını ileri sürerek davalı adına olan trafik kaydının iptali ile kısıtlı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, temlikin bedeli karşılığında yapıldığını, davacının vesayet altında bulunduğunu bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temlik tarihi itibariyle davacının kısıtlı olduğu, vesayet makamının izni ve vasinin onayı olmadan devrin yapıldığı gerekçesiyle trafik kaydının iptali ile tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir....
Diğer yönden ; dava konusu 78 SC 110 plakalı araç 2004 yılında satış yoluyla davalı koca adına tescil edilmiştir. Davacı vekili, araç üzerinde vekil edeninin katılma alacağı bulunduğunu ileri sürerek trafik kaydının 1/2 oranında iptalini istemiş ise de katılma alacağı yönünde bir talepte bulunmamıştır. Kural olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre artık değere katılma ve değer artış payı alacağının konusu para olup, ayın istenemez. Somut olayda, evlilik birliği içerisinde edinilen araç üzerinde davacının katılma alacağı bulunduğu anlaşılmış ise de davalı tarafın aracın trafik kaydının 1/2 oranında iptaline karar verilmesini istediğine ve açıklandığı gibi bedel konusunda herhangi bir isteği bulunmadığına göre, mahkemece araç yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....
ın,... plaka sayılı aracın kayıt sahibi olduğu, 18/12/2006 tarihli Ağrı Trafik Tescil Şube Müdürlüğü araç trafik tescil müracaat ve işlem formu üzerinde L42T olarak yazılan ibarenin arasına 3 rakamını ilave ederek L423T olarak değiştirip, bu belgeye istinaden aldığı ruhsata aracın tipi olarak L423T kaydının yazılmasını sağladığı, sonrasında da araç üzerinde bulunan "Fairway" yazısını kazımak suretiyle çıkartarak yerine "Broadway" yazısını yapıştırdığı ve bu aracı satması için galerici olan ...’a verdiği, sanık ...'in sahte olarak düzenlenen trafik tescil belgesini kullanarak ve davaya konu aracın arkasında yazılı olan “Fairway” yazısını boyatıp üzerine “Broadway” yazısını yapıştırarak galerici aracılığı ile ulaştığı katılana, Erciş 2....
e vesayeten ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/06/2008 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tespiti, araç kaydının iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescilin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davaya konu aracın vesayet altındaki kısıtlı tarafından satın alındığını ancak resmi satışın davalı adına yapıldığını, bu nedenle araç mülkiyetinin gerçekte davacıya ait olduğunun tespiti, davalı adına olan trafik kaydının iptali ile davacı adına tesciline hükmedilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ortağı ve yöneticisi olduğu..nin davalıların ortağı olduğu ... ile aralarındaki ticari satım akdinin teminatı olarak müvekkilinin satın aldığı taşınmazı davalılardan ... adına 17.12.2010 tarihinde tapuda devrettiğini, taşınmaz için satış bedeli ödenmediği gibi ortada bu konuda yazılı bir sözleşme de bulunmadığını, davalıların söz konusu teminata rağmen uzun süre mal temin edemediklerini, yine bir adet taşınır aracın da bedeli müvekkili tarafından ödendiği halde araç bedeli davalı hesabına usulen yatırılarak diğer davalı ... adına teminat amaçlı olarak tescil ettirildiğini, aracın tescil tarihinden beri davacıya ait şirketin işlerinde kullanıldığını, aracın ve taşınmazın satım işlemlerinin muvazaaya ve hileye dayandığını ileri sürerek teminat amaçlı olarak devredilen taşınmazın yolsuz tapu kaydının iptali ile taşınmazın müvekkili adına tescilini yine aracın yolsuz trafik kaydının düzeltilmesi ile mevcut trafik kaydının iptalini, trafik...
den gerekli belgeleri aldıktan sonra aracın tescil kaydının ......ilinde bulunması nedeni ile .......Müdürülüğü'ne aracın satışında sakınca bulunup bulunmadığına ilişkin e mail yolu ile yazı gönderilen sakınca yoktur yazısı üzerine ...... plaka sayılı aracın ...... plaka sayısı ile ..... adına tescil işlemlerini gerçekleştirdiği, sonrasında .... tarafından ..... Şubesi'ne başvurularak aracın rehinli gösterilmesi sureti ile 43,000,00 TL bedelli 2. el araç kredisi çekildiği, çekilen kredinin .... tarafından .....'a teslim edildiği, bu paranın 19,000,00 TL'sini .....'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2020 NUMARASI : 2010/251 ESAS, 2020/182 KARAR DAVA KONUSU : Araç Kaydının İptali ve Tescil KARAR : Taraflar arasındaki araç kaydının iptali ve tescil davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, Dairemiz Başkanı Necip Baş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 24 Ağustos 1994 yılında davaya konu 34 XX 951 sayılı ticari taksi plakasını ve bu plakanın bağlı olduğu aracı satın aldığını, vergilerin yüksekliği nedeniyle kendi adına birden fazla ticari plaka olmasını istemeyen müvekkilinin araç sahiplerinden aldığı araç satış vekaleti ile plakayı ve ticari aracı 25 Ağustos 1994 tarihinde yıllardır yanında çalışan ve fazlasıyla...
Hesabı'na husumet yöneltmiş; davalı taraf, trafikten çekilmiş ve tescilsiz olan araç nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi'nce, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nün 28.05.2018 tarihli cevabi yazısı gereği, davalıya husumet yöneltilmesine neden olan araç, davaya konu kazadan önce değil dava konusu kaza nedeniyle trafikten men edildiğinden davalının zarardan sorumlu olduğu kabul edilerek davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21/1. maddesinde "tescil edilen araçlar, tescil belgesi ve tescil plakası alınmadan karayollarına çıkarılamaz" düzenlemesine; aynı Kanun'un 23/2. maddesinde ise "araç tescil belgesini araçta bulundurmayan veya tescil plakasını monte edilmesi gereken yerin dışında farklı bir yere takan sürücülere 92 Türk Lirası idari para cezası verilir....