WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, davalıdan 27.3.2015 tarihinde ... marka sıfır km araç satın aldığını, aracın ilk olarak Nisan ayında arızalandığını, daha sonra arızanın tekrar ettiğini, onarım hakkını kullanmasına rağmen arızaların giderilmediğini, bunun üzerine davalıya müracaat ettiğini, davalının ayıbı kabul etmediğini ileri sürerek, aracın iadesi ile bedeli olan 169.983,03 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın ayıplı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir. Mahkemece, sıfır alınan araçta arızanın giderilememiş olması ve tüketicinin giderilemeyen arızalar nedeniyle güveninin sarsılmış olması gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada ayıplı olan aracın iadesi ile ödediği bedeli talep etmiştir....

    Ancak, taraflar arasında düzenlenen devremülk satış sözleşmesinin feshine karar verilmiştir. Bu durumda, satış sözleşmesi nedeniyle taraflar yalnızca aldıklarını iade ile yükümlüdür. Davacı feshine karar verilen sözleşme ile cezai şart talebinde bulunamaz. Mahkemece, cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle cezai şart talebinin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 3-Dava, devremülk satış sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve cezai şart istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, dava tarihinden önce davalıyı bedel iadesine ilişkin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Mahkemece, faiz başlangıcı yönünden dava tarihi esas alınması gerekirken, ödeme tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve cezai şart alacağı tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin kabulüne, cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Tüketici davalarında, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 7251 sayılı kanunla 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununa eklenen 73/a maddesi 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, yasanın geçici 2. Maddesinde, görülmekte olan davalarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı ön görülmüş olup, dava tarihi itibariyle arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğuna ilişkin hükümler uygulanamayacağından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....

      Davacı takip konusu kredi sözleşmesinin iradesi sakatlanarak imzalandığını belirterek sözleşmenin feshi ile dava tarihine kadar ödediği tahminen 2.000 TL nin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Buna göre dava değeri 2.000 TL değil 19.286,84 TL dir. Dava dilekçesinde kredi sözleşmesinin feshi de istendiğine göre tüketici mahkemesi görevli olduğundan; dava değerinin 2.000 TL olarak gösterildiğinden tüketici hakem heyetinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı ...Ş. vekili, davacının TKHK’nın 11. maddesindeki seçimlik haklardan birini kullanmadığını, sadece satış bedelinin tahsilini talep ettiğini, talep sonucunun değiştirilmesine muvafakat etmediklerini, davanın kabulü hâlinde araç üzerindeki rehnin kaldırılması gerektiğini, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi koşullarının oluşmadığını belirterek öncelikle davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuş, davanın kabulü hâlinde ise bedel iadesi yerine hakkaniyete uygun olan ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: 8. Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli ve 2015/947 E., 2017/244 K. sayılı kararı ile; davaya konu aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 26.204TL’nin davalı ...Ş den, 36.510TL’nin diğer davalılar ... Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve ... Türk A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı: 9....

          Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir....

            -KARAR- Dava, geri alım sözleşmesinin feshi nedeniyle tırlara ilişkin ödenen bedelin iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, ... AŞ. ile yapılan finansal kiralama sözleşmesinin bedellerinin ödenmesini davacının taahhüt ettiğini, finansal kiralama sözleşmesinin bilgi amaçlı olarak davacıya bildirildiğini, malların iadesi için tedbir kararı alındığını, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle davacıya taahhüt ettiği kira bedellerini ödemesinin ihtar edildiğini, bu paranın davacı tarafından ödendiğini, devam eden finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan dava nedeniyle resmi şekilde devir işleminin yapılamadığını, ancak ...'ın iflas erteleme isteminde bulunması üzerine araçların tedbiren ...'a geri verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

              Davacı vekili 31/01/2022 tarihli dilekçesinde; şikayete konu 34 XX 605 plakalı araç yönünden ihalenin feshi şikayetinden feragat ettiklerini beyan etmiştir. 34 XX 508 plakalı araç yönünden gerçekleştirilen incelemede; Davacı vekilinin 31/01/2022 tarihli dilekçesiyle bu araç yönünden şikayetten feragat ettiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 34 XX 605 plakalı araç yönünden şikayetin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. 34 XX 689 plakalı araç yönünden gerçekleştirilen incelemede; Şikayete konu aracın, İstanbul 3. İflas Müdürlüğü'nün 2019/10 iflas sayılı dosyasından ihale ile satıldığı, aracın 97.482- TL muhammen bedel üzerinden satışa çıkarıldığı, ihale bedelinin 115.000- TL olduğu, satış ilanının iflas idaresi vekiline 28/11/2020 tarihinde UETS yoluyla tebliğ edildiği, kıymet takdir raporunun da aynı usulle 28/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

              , 05.07.2017-18.10.2017 döneminde davacı şirketin müşterilerine 27 araç satmış olmasına karşılık, davalı şirketten araç alımlarını radikal şekilde azaltıp yalnızca 2 araç satın almasının da taraflar arasındaki yazışmalar da dikkate alındığında bu dönemde, davacı şirketin elindeki araç stoklarını tüketerek bayilik ilişkisini sonlandırmak istediği şeklinde değerlendirileceği, böylece tarafların sözleşmelerdeki 2 yıllık feshi ihbar süresinden karşılıklı olarak vazgeçerek, aradaki sözleşme ilişkisini daha kısa sürede sonlandırmayı hedefledikleri kanaatine varılarak sözleşmenin 18.10.2017 tarihi itibari ile karşılıklı mutabakat ile sonlandırıldığını kabul etmek gerekmiştir....

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2020/168 ESAS, 2020/608 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin Feshi ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davada; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, Dairemiz Başkanı Necip Baş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 16/11/2019 tarihli düğün organizasyonu sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davacı tarafından 30.000,00 TL'nin davalıya ödendiğini, sözleşme gereği düğün tarihi 07/06/2020 olarak kararlaştırıldığını, ancak tüm dünyada baş gösteren salgından dolayı düğünün iptal edilmek zorunda kaldığını, ödenen bedelin iadesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak ödemenin iade edilmediğini...

                UYAP Entegrasyonu