"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 10.3.2006 Nosu : 131-87 Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, alım satım sözleşmesine konu kamyonetin gizli ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve fatura bedelinin faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu olan araç kasalı kamyonet olup, at taşımasında kullanıldığından davacının 4822 Sayılı Yasayla değişik 4077 Sayılı Yasanın 3/e maddesinde tanımlanan “tüketici” kapsamına girdiği kabul edilemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 3- Dava, taraflar arasında yapılan satım sözleşmesi uyarınca satıma konu aracın fiilen davalıya teslim edilmesine rağmen sözleşme bedelinin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin iptali ve aracın davacıya iadesi istemlerine ilişkindir. 4- dava dilekçesine ekli mobil vinç araç satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; davacının satıcı, davalının alıcı oldukları, ......
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, aracın satım tarihinden dava tarihine kadar geçen 1 yıl, 5 ay, 19 günlük sürede arıza nedeniyle 2 kez kurtarıcı ile götürülmek suretiyle toplam 17 kez servise gittiği ve toplamda 103 gün serviste kaldığı, tüm bu arızaların aracın gizli ayıplı olduğunu gösterdiği, davacının sözleşmenin feshi ile bedel isteme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshi ile aracın davalı tarafa iadesinden sonra 84.196 TL araç bedelinin aracın tesliminden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, faiz alacağı yönünden fazla istemin reddine, 12.198 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 28.02.0213 tarihli araç sipariş-satış sözleşmesi ile davalı şirketten 157.500,00 TL bedelle yeni araç satın aldığı, 2918 sayılı Yasa'nın 20/a maddesi uyarınca yeni araç satışlarında satış sözleşmesinin noterde yapılması zorunluluğu olmadığı, aracın yetkili satıcıdan satın alınması halinde adına sahiplik belgesi niteliğindeki faturanın düzenlenmesi ile aracın mülkiyetinin alıcıya geçeceği, sözleşmenin geçerli olduğu buna göre herkesin edimini yerine getirmesi gerektiği, davalının edimini yerine getirdiği, davacı tarafından sipariş edilen aracı teslime hazır bulundurduğu, davacı yönünden sözleşmenin feshi koşullarının oluşmadığı, davacının ihtarnamesinde ileri sürdüğü hususların sözleşmenin feshi için yeterli olmadığı, senedin bedelsiz kaldığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bizim için uygundur." diyerek kabul yönündeki açık beyanını ortaya koyduğunu,Viyana Satım Sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'na paralel olarak öneri ve kabul beyanları da dahil olmak üzere satım sözleşmesinin kurulması için her hangi bir şekil şartı öngörmediğini, Bedelin ödenmemiş olmasının ve proforma faturanın düzenlenmemiş olmasının sözleşmenin kurulmamış sayılmasına neden olmayacağını, Satım sözleşmesinin taraflar arasında 23/05/2014 tarihinde kurulduğunu, Taraflar arasında daha önce gerçekleştirilen satım sözleşmeleri ile ilgili olarak 25/03/2014 tarihli 2 adet proforma fatura kesildikten sonra ilgili otomobillerin satış bedelinin 03/04/2014 tarihinden ödendiğini, ticari faturanın 04/04/2014 tarihinde bedel ödendikten sonra kesildiğini, faturanın sözleşmenin kurulduğunu ve ifa aşamasına geçildiğini, tartışmasız şekilde gösterdiğini, proforma fatura düzenlenmesinin ifa safhasına yönelik bir işlem olduğunu, asıl sözleşmenin kurulmasına yönelik bir eylem olmadığını, İlk derece mahkemesinin...
Somut olayda, davacı ile davalı arasında araç satım sözleşmesi bulunduğu; davacı, satılan aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesini talep etmiştir. Davalının ticari ve mesleki anlamda profesyonel mal ya da hizmet satan kişi tanımına uymadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmemesi nedeniyle asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-bedelin iadesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava konusu aracın mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ayıplı olduğu belirlenerek mahkemece satım akdinin feshine karar verilmiştir. Bu durumda, akit feshedildiğinden taraflar aldıklarını iade ile yükümlü olup, birbirlerinden kâr kaybı veya gelir kazancı talep edemezler. O halde mahkemece, akdin feshine karar verildikten sonra satış bedelinin tamamının alıcı davacıya iadesi gerekirken yazılı şekilde, araç kullanımından menfaat elde edildiği ve bunun bedelden tenzili gerektiği gerekçesiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece davacıya verilen 3 aylık feshi ihbar süresinin yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Belirsiz süreli, sürekli borç ilişkilerinde taraflar her biri kural olarak ... taraflı irade beyanıyla bu ilişkiyi sona erdirebilir. Sözleşmenin bu şekilde sona erdirilmesi her somut olayda sözleşmenin amacına uygun olacak şekilde belirlenmelidir. Davacı, otomobil satımı ve servis hizmeti vermekte olup, sözleşmenin feshi için verilecek ihbar süresi satıcının işletmesini başka biçimde değerlendirmesine olanak verecek uzunlukta olması gerekir. Tarafların durumu, anlaşmanın niteliği ve hacmi gözetilerek 3 aylık feshi ihbar süresinin yerinde olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan rapor alınmalıdır. Mahkemece alınan iki bilirkişi raporunda feshi ihbar süreleri yönünden farklılık bulunduğundan yukarıdaki ilkeler ışığında davalının sözleşmeyi fesih için vermesi gereken makul süre tespit edilerek, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir....
- K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ayıplı enjektörün ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı ... Oto Alım Satım Tic. A.Ş vekili, sorunun standart dışı yakıt kullanımından kaynaklandığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Türk Otom. Fab. A.Ş vekili, müvekkilinin satım sözleşmesine taraf olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu aracın enjektörlerinde üretimden kaynaklı bir ayıbın sözkonusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmede, sözleşmenin feshi düzenlenmemiş olması halinde kanunda belirtilen fesih halleri uygulanacağını, gerekçeli kararda sözleşmenin feshi düzenlenmediğinde TMK 765.maddenin uygulanamayacağı açıkça kanuna aykırılık teşkil edeceğini, kanunda düzenlenen ve geçerli olan bu sözleşmenin yine kanunda düzenlenen haller ile feshi gerektiğini, fesih hakkından vazgeçildiği sözleşmede açıkça belirtilmesi gerektiğini, aksi takdirde kanunun verdiği fesih hakkının geçerli olup aynen devam edeceğini, kira ve hor kullanma bedelinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....