Davalı vekili istinaf dilekçesiyle özetle; dava konusu araçta meydana gelen hasarın kesinlikle üretim kaynaklı bir ayıptan kaynaklanmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas almaya elverişli olmadığını, problemin kullanıcı kaynaklı olamayacağı iddia edilmesine rağmen; hangi sebeple üretim kaynaklı olacağının izah edilmediğini, yıldız teknik üniversitesi makina fakültesi -makina mühendisliği bölümü – otomotiv anabilim dalı başkanlığı tarafından tanzim edilen teknik değerlendirme raporu ile yıldız teknik üniversitesi kimya metalürji fakültesi tarafından tanzim edilen teknik değerlendirme raporu ile araçta üretim kaynaklı problem olmadığı açıkça ortaya konulduğunu, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olduğunu kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, sayın mahkeme tarafından aksi kanaatte olunması halinde tüketicinin seçimlik haklarından ücretsiz onarım seçeneğinin değerlendirilmediğini, yerel mahkeme tarafından zaten bedelde indirime hükmedildiği için ve bu indirim miktarı kendisine özel...
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
içerisinde birçok kez servise götürmesine rağmen, sorunun giderilmediği ve araçtan beklenen faydanın elde edilemediğini, izah edilen durumlar çerçevesinde aracın gizli ayıplı olduğunu, aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini, mümkün değilse ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasını ya da reeskont faizi ile birlikte araç bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili, mahkemenin görevsizlik kararının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa kapsamında değerlendirilemeyeceğini, tarafların satıcı ve tüketici sıfatlarının bulunmadığını, bu hususun araştırılmadığını, iki şahıs arasında yapılan araç alım satımından kaynaklı uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasında araç alım satımından kaynaklı akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, araçta varlığı iddia edilen ayıpların bulunup bulunmadığı, ayıplardan dolayı bedel indirim talebinin yerinde olup olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağı hususundadır....
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, cezai şart ve kazanç kaybı HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi İSTİNAF EDEN : Davacı vekili Taraflar arasındaki Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, cezai şart ve kazanç kaybı davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacının davalıdan satın aldığı araçta, satın almadan önce gizli ayıplar olduğu, davacının satış sırasında bu ayıpları bilmediği kanaatine varılarak, bilirkişi raporunda tespit edilen ayıp oranında indirim tutarı 14.250 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir..." şeklindeki gerekçe ile Davanın kabulüne, 14.167,00 TL'nin, 5.000,00 TL'sine dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi 27/05/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava, araç satış sözleşmesine dayalı ayıp nedeniyle bedelde indirim talebine ilişkindir. Dava her ne kadar Tüketici Mahkemesi sıfatıyla açılmışsa da davalının araç alım satımını meslek haline getirdiğine yönelik dosyaya kazandırılmış herhangi bir bilgi ya da belge olmadığından davacının da buna ilişkin herhangi bir iddiası bulunmadığından genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği kanaatiyle yargılamaya devam edilmiş. Davacı tarafından yatırılmayan harçlar dava değeri üzerinden ikmal ettirilmiştir....
tamamı ile aracın satın alındığı tarihte var olan ayıplardan ibaret olduğunu belirterek TBK madde 227 kapsamında ayıplı malın iadesine hazır olduklarını bildirerek sözleşmeden dönme haklarını kullanıp 44.500,00- TL bedelin sözleşmenin yapıldığı 28/05/2018 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile beraber YALNIZCA davalı Murat Can ORUÇ'tan tahsili ile taraflarına iadesini, 10.000,00- TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini mahkememize talep ve dava etmiş, davacı vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesiyle özetle, taleplerini ayıp oranında bedelde indirim olarak belirlediklerini ve ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı olan 6.627,66- TL'nin SADECE Murat Can Oruç'tan tahsiline ve 10.000- TL manevi tazminatın ise davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Dr Murat Vural imzalı bilirkişi raporu ile davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu, fiziki müdahale ile kilometre göstergesiyle oynandığı, aracın 182.860 kilometreden 273 kilometreye düşürüldüğü, yanıltıcı eylemin basit bir incelemeyle anlaşılmasının mümkün olmadığı, araçta yapılan piyasa araştırmasına göre; vadedilen kilometredeki emsallerine göre 11,250,00 TL bedelde indirim yapılması gerektiği raporu doğrultusunda ve davalı satıcının alıcıya karşı bilmediği ayıplardan da sorumlu olduğu gözetildiğinde, bedelde indirim isteminin kabulü kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan davalılardan Mehmet, araç maliki satıcı T5'in oğlu olup, aracın ilan ve satış işlemlerini temsilci sıfatıyla yerine getirmiştir. Temsilci hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur....
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; dosyadaki yazılara, toplanan delillere, davacının aracın 31.500,00 TL bedel mukabilinde satın alındığı yönündeki iddiasının resmi satış senedinde araç satış bedelinin 23.265,00 TL olarak gösterilmesi karşısında ispatlanmamış olması hasebiyle araç satış bedelinin 23.265,00 TL olduğunun kabul edilmesinin gerekmesine, hükme esas alınan 24/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığının sabit olmasına, aynı raporda nispi metoda uygun olarak ayıp oranında indirim bedelinin 11.231,38 TL tutarında hesaplanmasına, mahkemece araç satış bedelinin gözetilerek davacı tüketiciye seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelinin kullandırılmasının hakkaniyete uygun düşmesine, hakkaniyet gereği onarım bedeli yerine ayıp oranında indirim bedeline hükmedilmesi sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin gerekmesine, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici...