Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. bendine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde paralel bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14....

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalının takibe konu senet tarihinin, davacının alacağının doğumundan daha önce olduğu anlaşılmış olmasına ve henüz doğmamış bir borç sebebiyle muvazaa yaratılamayacağına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı tarafından, davacının ortağı ve önceki yetkilisi olduğu davalı şirkete ait taşınmazın şirket yetkilisi olan davalı tarafından diğer davalılara yapılan satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali istenmiş, dava sırasında talep 21.07.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmaz satış işleminin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile taşınmazın bedelinin davalılardan tahsili isteğine dönüştürülmüş, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 11.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        ayrıca iptali isteğine konu 34 XX 862 plaka sayılı araç kaydı üzerine 3.kişilere devrinini engellenebilmesi için teminatsız bir şekilde ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir....

        Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya çekişme konusu hissenin mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payın 25.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve müdahiller payın gerçekte daha düşük olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmişlerdir. Davacılar, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasının tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür. Bilirkişi raporunda davaya konu payın değeri 11.160,00 TL, ödenmesi gereken harç 290,00 TL olarak hesaplanmıştır....

          Ve T10 aleyhine açılan Tasarrufun İptali (İİK227 ve Devamı) davası kapsamında birleştirme kararı verilerek tümünün yargılamasına 2017/70 Esas sayılı dosya üzerinden devam olunmuştur. TOPLANAN DELİLLER: Rize İcra Dairesinin 2017/3581 E., 2016/3731 E., 2017/1718 E., 2017/3581 E., 2014/2778 E. ve 2017/848 E. sayılı takip dosyaları, müzekkere cevapları, bilirkişi raporu, tanık beyanı, araç kayıtları ve tüm dosya kapsamı....

          Bankası'nın 06/06/2022 tarihli yazısı içeriğinden; .... plakalı araca ... no' lu HGS' nin 28/09/2018 tarihinde satışının yapıldığı ve halen aktif olduğu, ... plakalı araca ait .... no'lu HGS' nin 29/11/017 tarihinde satışının yapıldığı ve halen aktif olduğu, .... plakalı araca ait ... no'lu HGS' nin 29/04/2016 tarihinde satışının yapıldığı ve halen aktif olduğunun, anlaşıldığı, ... A.Ş....

            Ereğli de olmaması nedeni ile tapu satış işlemlerinin şirket ortağı müvekkilinin adına yapıldığını,davacının 140.000,00- TL olarak göstermiş olduğu satış bedelinde muvazaa iddiasında bulunduğunu, bunun gerçek dışı ve afaki bir iddia olduğunu, taşınmazların emsal satışları karşılaştırıldığında müvekkilinin aldığı bedelin gerçek bedel olduğunun anlaşılacağını, dava konusu taşınmaz tarla olarak görülse bile taşınmazın yoğun yapılaşmanın mevcut olduğu yer olduğunu, dava konusu taşınmazın gayrimenkul imarlı ve imara açık bir gayrimenkul olduğunu, muvazaa iddiası bir yana her geçen gün daha değerlenen bir gayrimenkul olduğunu, muvazaa iddiasının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, davacı tarafın muvazaa nedeniyle tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığını, davacının muvazaa iddiasından vazgeçtiği takdirde veya mahkeme tarafından red edildiği takdirde dava konusu taşınmaza ilişkin şufa yasal süresi içerisinde müvekkili açısından tapu resmi alım satım bedeli olan 275.000,00- TL'nin davacı tarafa...

            Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kabul edilip bilirkişinin saptadığı bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, çekişme konusu hisselerin davalıya mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payların toplam 400.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır....

              Dosyanın incelenmesinde; davanın muris muvazaası sebebiyle Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi kapsamında araç devir işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile miras payına tekabül eden satış bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere araç tescili, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi sonucunu doğuracak mahiyettedir. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Şu hâlde, davacının dava dilekçesindeki talebi ve araç tescilinin davacı murisi adına eski haline iadesi yoluyla idareyi zorlayıcı işleme yönelik adli yargı yerinde karar verilmeyeceği hususları dikkate alındığında mahkemece davacının miras hissesine karşılık gelen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu