Dava, Borçlar Kanunu’nun 18. maddesi (Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi) kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil istemine ilişkindir. Muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır, şeklinde tanımlanabilir. Muvazaa daha çok sözleşmenin yorumuyla ilgili olduğundan, öğreti ve uygulamada kapsamlı olarak incelenmiş ve belirli kurallara bağlanmıştır. Gerek öğretide ve gerekse uygulamada muvazaa, mutlak ve nispi muvazaa olarak ikiye ayrılmaktadır: Mutlak muvazaada taraflar herhangi bir hukuki işlem yapmayı istemezler, yalnız görünüşte bir hukuki işlem için gerekli irade açıklamasında bulunurlar; nispi muvazaada ise taraflar gerçekten belli bir hukuki işlem yapmak isterler, ancak onu saklamak amacıyla, bir başka hukuki işlemin kurulduğu görüşünü yaratmak üzere irade açıklamasında bulunurlar....
Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. bendine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde paralel bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalının takibe konu senet tarihinin, davacının alacağının doğumundan daha önce olduğu anlaşılmış olmasına ve henüz doğmamış bir borç sebebiyle muvazaa yaratılamayacağına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı tarafından, davacının ortağı ve önceki yetkilisi olduğu davalı şirkete ait taşınmazın şirket yetkilisi olan davalı tarafından diğer davalılara yapılan satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali istenmiş, dava sırasında talep 21.07.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmaz satış işleminin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile taşınmazın bedelinin davalılardan tahsili isteğine dönüştürülmüş, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 11.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ve T10 aleyhine açılan Tasarrufun İptali (İİK227 ve Devamı) davası kapsamında birleştirme kararı verilerek tümünün yargılamasına 2017/70 Esas sayılı dosya üzerinden devam olunmuştur. TOPLANAN DELİLLER: Rize İcra Dairesinin 2017/3581 E., 2016/3731 E., 2017/1718 E., 2017/3581 E., 2014/2778 E. ve 2017/848 E. sayılı takip dosyaları, müzekkere cevapları, bilirkişi raporu, tanık beyanı, araç kayıtları ve tüm dosya kapsamı....
GEREKÇE : Dava, vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle araç satışının muvazaalı yapıldığı iddiasıyla araç satışının iptali ile araç satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkememizin 07/06/2021 tarih ve 2021/439 Esas 2021/1043 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiş olup, Ankara ... ASHM'nin ... E-... K sayılı ilamı ile karşı görevsizlik kararı verilerek dosya Ankara BAM 13. Hukuk Dairesi'ne gitmiş olup, Ankara BAM 13. Hukuk Dairesi'nin 2023/815 Esas 2023/988 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş olup, mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir....
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya çekişme konusu hissenin mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payın 25.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve müdahiller payın gerçekte daha düşük olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmişlerdir. Davacılar, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasının tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür. Bilirkişi raporunda davaya konu payın değeri 11.160,00 TL, ödenmesi gereken harç 290,00 TL olarak hesaplanmıştır....
ayrıca iptali isteğine konu 34 XX 862 plaka sayılı araç kaydı üzerine 3.kişilere devrinini engellenebilmesi için teminatsız bir şekilde ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir....
Ereğli de olmaması nedeni ile tapu satış işlemlerinin şirket ortağı müvekkilinin adına yapıldığını,davacının 140.000,00- TL olarak göstermiş olduğu satış bedelinde muvazaa iddiasında bulunduğunu, bunun gerçek dışı ve afaki bir iddia olduğunu, taşınmazların emsal satışları karşılaştırıldığında müvekkilinin aldığı bedelin gerçek bedel olduğunun anlaşılacağını, dava konusu taşınmaz tarla olarak görülse bile taşınmazın yoğun yapılaşmanın mevcut olduğu yer olduğunu, dava konusu taşınmazın gayrimenkul imarlı ve imara açık bir gayrimenkul olduğunu, muvazaa iddiası bir yana her geçen gün daha değerlenen bir gayrimenkul olduğunu, muvazaa iddiasının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, davacı tarafın muvazaa nedeniyle tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığını, davacının muvazaa iddiasından vazgeçtiği takdirde veya mahkeme tarafından red edildiği takdirde dava konusu taşınmaza ilişkin şufa yasal süresi içerisinde müvekkili açısından tapu resmi alım satım bedeli olan 275.000,00- TL'nin davacı tarafa...
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Elde ki dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden somut olayda, davacı vekilinin muvazaa nedeniyle taşınmaz satışının ve tapusunun iptali ile tapunun önceki malik davalı T8 adına tesciline ya da alacağın tahsiline imkan verecek şekilde haciz ve satış isteme yetkisi verilmesine (HMK'nın 111.maddesi) yönelik dava açtığı anlaşılmıştır. Davacının dava açan dilekçesinde ki bu talebi terditli talep olup tasarrufun iptali davalarının özünden kaynaklanmaktadır....