Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, araç mülkiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:4.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 06.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/05/2011 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/3779 soruşturma sayılı dosyasının istenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Dosyanın gösterilen nedenle mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 09/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir. O halde mahkemece, davalı ...'in malik ve işleten sıfatı bulunduğundan, bu davalı yönünden de işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, tanık beyanına göre, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir....

        Davalı, duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalının kaza tarihi itibariyle araç maliki olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK.’nun 20/d maddesi hükmünce, noterlerce gerçekleştirilen devir işlemleri araç mülkiyetinin devri için yeterli olup, işlemin tamamlanması için trafik tesciline alıcı adına tescil işlemi yapılması mutlak koşul değildir. Tescil işlemi idari bir tasarruf olup, yaptırılmaması ayrı bir yaptırıma tabidir ve mülkiyetin devri için kurucu nitelik taşımaz. Bunun sonucu olarak da, trafik kayıtları mülkiyeti gösteren sicillerden olmakla birlikte, bu karine kesin değildir. Ayrıca, noter satışıyla devralan, adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi aracın maliki sayılır....

          Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden İş Makinalıranın tescil işlemi sorulduğunda verilen cevabi yazıda; " Odamızca iş makinalarının tescil işlemleri; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18.07.1997 tarih ve 23053 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği, 8/11/1983 tarih ve 18215 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 04/11/1983 tarih ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan 16/7/1990 tarih ve 20576 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 24/5/1990 tarih ve 90/500 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 06.08.1985 tarihli protokola dayanılarak hazırlanan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 17/10/2008 tarihli ve 113 sayılı kararı ile belirlenmiş olan "İş Makinesi Tescil Esasları" mevzuatına göre yapılmaktadır....

            KTK'nun 20/d bendi uyarınca araç mülkiyetinin, ancak resmi şekilde yapılmış satış sözleşmesi ile devri mümkündür. Resmi satış sözleşmesi devir için yeterli olup, bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez. O halde mahkemece, davalı savunması üzerinde durularak, davalının kaza tarihinde aracın işleteni olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 27.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              mülkiyetinin tescil ettirilemediğini beyanla yediemin sıfatı ile müvekkiline teslim edilmiş olan aracın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespiti ile trafik tescilinde müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Dava değeri olarak dava dilekçesinde 10.000- TL gösterilmiş ve bu tutar üzerinden harcın yatırıldığı, yargılama aşamasında noksan harcın tamamlatılmadığı ve karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu aracın dosya kapsamından değerinin 10.000 TL'nin çok üzerinde olduğu, nitekim davalıya aracın satışına ilişkin noter sözleşmesinde araç bedelinin 40.000TL olduğunun belirtildiği görülmüştür. Harç kamu düzeni ilgili olduğundan mahkemece öncelikle dava konusu aracın gerçek değerinin tespiti ve bu miktar üzerinden davacıya noksan harcın tamamlatılması için süre verilmesi ve Harçlar Kanunu'nun 27 ve 32. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/4 maddesi gereğince bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir....

              Dava değeri olarak dava dilekçesinde 10.000- TL gösterilmiş ve bu tutar üzerinden harcın yatırıldığı, yargılama aşamasında noksan harcın tamamlatılmadığı ve karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu aracın dosya kapsamından değerinin 10.000 TL'nin çok üzerinde olduğu, nitekim davalıya aracın satışına ilişkin noter sözleşmesinde araç bedelinin 40.000TL olduğunun belirtildiği görülmüştür. Harç kamu düzeni ilgili olduğundan mahkemece öncelikle dava konusu aracın gerçek değerinin tespiti ve bu miktar üzerinden davacıya noksan harcın tamamlatılması için süre verilmesi ve Harçlar Kanunu'nun 27 ve 32. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/4 maddesi gereğince bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkiline ait olduğunu ve parasının müvekkili tarafından ödendiğini, davalının aracın alımında aracılık ettiğini, davalıya bağış olarak alındığının kabul edilemeyeceğini, davalı tanıklarının ifadesinin hükme esas alınmasını kabul etmediklerini, iddialarını ispat ettiklerini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, inanç sözleşmesine dayalı olarak açılan araç mülkiyetinin tespiti davasında davacının iddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile birlikte diğer deliller ile birlikte ispat edip edemediği, buna bağlı olarak verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, araç mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir....

              UYAP Entegrasyonu