Anılan bu maddeden anlaşılacağı üzere payın devrinin hüküm ifade edebilmesi ancak pay defterine kaydedilmesiyle mümkündür. Davalı şirket, davacı ve hisseleri devralan ... ... olmak üzere iki ortaklı olup, taraflar arasında noterce düzenlenen Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi Türk Ticaret Kanunu'nun 595.maddesi ile şirket sözleşmesinin 11. maddesinde öngörülen ortaklar kurulu kararı olarak değerlendirilse bile şirket pay defterine kayıt söz konusu olmadığından payların devralan ... ...'ye geçtiğinin kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca davanın davalı şirket yönünden esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı ...'ne yönelik davaya gelince; davalı ... mevzuatın kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmiş olup işbu hisse devrinin tespit, tescil ve ilanı davasında başkaca bir sorumluluğu bulunmadığından ve sorumluluk sadece davalı şirket yetkilisine ait olduğundan, davalı ...'...
DELİLLER : -Davacının şirket hisselerini devir ettiğine ilişkin kayıtlar, -Hisse devrinin kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararı, -Dava dışı şirket ile ilgili Ticaret Sicil kayıtları, -... yapılan başvuru ile ilgili kayıtlar. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davadaki talep, davacının daha önce ortağı olup, hisse devri nedeni ile şirket ortaklığını sona erdiğine ilişkin kararın ticaret sicile tescili ile ilgili davalının ret işleminin iptali ile, hisse devrinin ticaret siciline tescil ve ilanına kara verilmesi istemine ilişkindir. Davacı .... Sicil Numarasında kayıtlı dava dışı ... ....Ltd.Şti. nin ortağı iken .... .Noterliğinin 30/09/2014 tarih ve ... yevmiye nolu işlemi ile sahip olduğu şirket hisselerini dava dışı ... ' a devir etmiş, 15/10/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ile devire onay verilmiştir. Bu devir işleminin üçüncü kişiler yönünden bağlayıcı hale gelebilmesi için kararın ... tarafından tescil ve ilanı gerekmektedir....
Bu devrin ticaret siciline tescili ise, pay devrinin gerçekleşmesi için zorunlu bir şekil şartı değildir. 6762 sayılı Kanunun konuya ilişkin “Tescil ve ilan” başlıklı 515.maddesinde ise: “...Mukavelede yapılan her değişiklik, ilk mukavelede olduğu gibi tescil ve ilan edilir. Mukavelenin değiştirilmesi hakkındaki kararlar üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade eder.” Denilmiştir. Buna göre, limited şirket ortağı veya müdür değişikliğinin ilan edilmemesi halinde, bu kişilerin şirket adına işlem yapmaları durumunda, değişikliği ilan etmeyen şirket iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sorumlu olur. Ancak, şirket temsilcisi veya ortağının kamu alacaklarına karşı sorumluluğu ilan edilmemenin sonuçlarına bağlanamaz, zira kamu kurumu 6762 sayılı Kanunun 38 ve 39.maddeleri anlamında üçüncü kişi olmadığı gibi, tescil edilmemeye dayanılabilmesi için yetkisiz temsilcinin şirket adına işlem yapması zorunluluğu bulunmaktadır....
Davalılardan ....... cevap dilekçesinde özetle; 2017 yılında hisse devrinin gerçekleştiğini iddia eden davacının, 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul kararında imzasının bulunduğunu, bu kapsamda şirketten ayrıldığı kabul edilerek, devrin tescil ve ilanının yapılmasının mevzuata aykırı olacağını, pay devri kaydını içeren defter örneğinin müdürlüğe sunulmadığını, müdürlük işleminin mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesi gereğince, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Yine TTK’nın 595/son fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibariyle ortaklık devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir....
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde anonim şirket hisse devrinin geçersiz olduğunun tespiti ,bu payların adına tescilini, mümkün olmaması halinde devredilen payların bedelinin tespit edilerek bu bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının asli talebi olan anonim şirket hisse devrinin geçersiz olduğunun tespiti hakkında karar verilmiştir. O halde, mahkemece, yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, davacının fer'i talebi olan devredilen pay bedellerine ilişkin gerekli inceleme, araştırma yapılmalı gerektiğinde bu konuda konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak devredilen payların bedelleri tespit edilmeli, sonrasında HMK 297. madde uyarınca, davacının terditli talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
a devrettiği, şirketin sicil dosyasından limited şirket hisse devir sözleşmesi ile devredilmesi sonrasında bu hisse devrinin kabulü ile şirketin temsil ve ilzamına ilişkin olarak şirket ortaklar kurulunca 12.03.2010 tarihli ve 2010/1 sayılı kararın alındığı ve hisse devrinin şirket pay defterine işlendiğinin görüldüğü, asıl ve birleşen davanın davacısının şirket hissesini geçerli bir biçimde birleşen davanın davalısına devrettiği, devrin davalı şirket açısından hüküm ve sonuç doğurduğu, devir işlemi ile ilgili olarak şirketçe yapılması gereken tüm usulü işlemlerin yapıldığı hatta hisse devrinin tescil ve ilanı için şirket müdürü tarafından 17.03.2010 tarihinde ticaret siciline başvuru yapılarak gerekli belgelerin sunulduğu, hisse devri konusunda davalı şirketin direngen durumda olmadığı, davacının hissesini temlik alan davalı ...'...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, cezai yönden yapılan soruşturmada söz konusu belgedeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının daha sonraları hisse devrine dair doldurulduğunu iddia ettiği kağıtları boş ve imzalı olarak verdiğini yazılı belge ile ispatlayamadığı, anonim şirket hisse devirlerinde şekil şartının bulunmadığı, bedelin ödenmesi ve hisselerin teslimi ile devrin gerçekleştirilebileceği, somut olayda hisse devrinin yazılı yapılması dışında ayrıca pay defterine işlendiği, çıkarılmış pay senedinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, dava dışı şirketin anonim şirket olması gözetildiğinde her ne kadar hisse devrinin geçerliliği için işlemin TBK 184. maddesi gereğince alacağın temliki biçiminde ve yazılı şekilde yapılması gerekir ise de, davacının mahkeme dışı ikrarı, davanın hisse devrinden yaklaşık 4 yıl sonra açılması unsurları birlikte ele alındığında, davacının hisse devrinin geçersizliği iddiasında bulunmasının TMK 2. maddesine aykırı olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Şirketindeki 4800 adet hissesinin aynı zamanda şirket ortağı olan davalı ...'e devrinin iptali ve davacı adına tescili talep tescili talep olunduğunu, hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin başlangıcının tespitinde ise, hisse devrinin hukuken geçerli bir şekilde tescilinin yapıldığı tarihini tespitinin önem arz ettiğini, dava konusu hisseler limited şirkete ait olduğunu, devrin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 594. Maddesinde pay defteri düzenlenmiş olduğu, 595. Maddesinde esas sermaye payının geçiş hallerinden devire ilişkin hükümleri yer aldığını, tescil başlıklı 598....
DAVA : Anonim Şirket Pay Devrinin Tespit Ve Tescili DAVA TARİHİ : 27/05/2019 KARAR TARİHİ : 24/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021 Taraflar arasındaki anonim şirket pay devrinin tespit ve tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile ... ve ...'ın kardeş olup, davacının davalıların abisi olduğunu, davalı ....'nin ilk olarak 29.11.1995 yılında kurulduğunu, kuruluşta hissedarların %95 hisse ile dava dışı anne ... ve %5 hisse ile ... olduğunu, davalı şirket hisselerinin süreç içerisinde ... ailesi içerisinde el değiştirmek suretiyle 01.02.2005 tarihinde şirket merkezini Eskişehir'e taşıdığını, ... ve ... kardeşlerin 06.09.2005 tarihinde hisselerinin bir kısmını diğer davalı ...'...