Tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla, üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.” şeklinde açıklanmıştır. Öte yandan, limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için TTK 520. maddesine göre, limited şirket pay devrinin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce tasdik edilmesinden sonra, pay devrinin limited şirkete bildirilerek, ana sözleşmede aksine hüküm yoksa ortakların en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin dörtte üçüne sahip olması, ayrıca devrin pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bu devrin ticaret siciline tescili ise, pay devrinin gerçekleşmesi için zorunlu bir şekil şartı değildir. TTK 520. maddesi hükmü pay devrinden doğan ihtilaflarda uygulanır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/12/2013 tarih ve 2013/814-2013/794 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkil şirketin bir kısım ortaklarının paylarını devrettiğini, hisse devrinin ilanı için davalıya başvurduklarını, hisse devir sözleşmelerinin noter tarafından tasdik edilmediği gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, anonim şirketlerde devir için yazılı şekil şartı arandığını, noter tasdikinin kanuni zorunluluk olmadığını ileri sürerek, itirazın kabulünü, davalının 17.12.2013 tarihli kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Ayrıca hisse devrinin geçersizliği ile ilgili olarak sahtelik ve muvazaa iddiasına dayanılmış olup, hisse devrinin geçersizliği iddiası Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen bir sebebe dayandırılmamıştır. Hamiline ve nama yazılı anonim şirket paylarının devri Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Ancak anonim ortaklığın çıplak paylarının, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, senede bağlanmış paylar gibi serbestçe alacağın temliki hükümlerine göre devredilebileceği kabul edilmekle birlikte bu konuda TTK'da herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun gibi davacının eldeki davayı açmasına imkan veren hakkı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir husustan kaynaklanmayıp, miras hakkından kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlık miras hukukundan kaynaklanmakta olup, Türk Ticaret Kanunundan kaynaklanmamaktadır. Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir....
Ayrıca hisse devrinin geçersizliği ile ilgili olarak sahtelik ve muvazaa iddiasına dayanılmış olup, hisse devrinin geçersizliği iddiası Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen bir sebebe dayandırılmamıştır. Hamiline ve nama yazılı anonim şirket paylarının devri Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Ancak anonim ortaklığın çıplak paylarının, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, senede bağlanmış paylar gibi serbestçe alacağın temliki hükümlerine göre devredilebileceği kabul edilmekle birlikte bu konuda TTK'da herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun gibi davacının eldeki davayı açmasına imkan veren hakkı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir husustan kaynaklanmayıp, miras hakkından kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlık miras hukukundan kaynaklanmakta olup, Türk Ticaret Kanunundan kaynaklanmamaktadır. Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerin yapılan incelemesine göre, davalı şirketin 07/05/2010 tarihinde 2.000 hisse T1 ve 2.000 hisse Niyazi Ay olmak üzere iki ortaklı olarak kurulduğu, şirketi temsile müdür Tacettin Piral'in yetkili kılındığı, Tatvan Noterliği'nin 30/09/2013 tarih ve 10869 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davacının davalı şirketteki 2.000 hissesini 50.000,00TL bedelle aktif, pasif ve tüm mali yükümlülükleri ile birlikte T4 devrettiği, aynı tarihli ortaklar karar defterinin 1 nolu kararı ile hisse devir sözleşmesinin kabulü ile davacının şirket ortaklığından ayrılmasına, diğer hissedar Niyazi Piral'in de hisselerini T4 devri ile ortaklıktan ayrılmasına, hisse devrinin ortak pay defterine işlenmesine, şirketin faaliyetine tek ortaklı olarak devam etmesine, Tacettin Piral'in yetkilerinin alınarak müdürlükten alınmasına, şirket müdürlüğüne şirket ortaklarından T4'in atanmasına karar verildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirketin kuruluş işlemleri dışında herhangi bir...
Zira, tescile davet yazısı davacı tarafa tebliğ edilememiş olup davacının davalı Şirkete noter ihtarnamesi keşide etmesine rağmen diğer Şirket müdürleri tarafından hisse devrinin tescili için ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulduğu kanıtlanamamıştır....
D.. vekili, limited şirketlerde hisse devrinin ortaklar kurulunca karar alınarak pay defterine işlenmesi ve ticaret siciline tescil ve ilanı ile tamamlanacağını, bu işlemler yapılmadığından devrin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı E.. N.. vekili, limited şirketlerde hisse devrinin geçerli olabilmesi için ortaklar kurulunun karar alması ve ticaret siciline tescili gerektiğini, bu prosedürün tamamlanmadığını, çünkü alınmış bir ortaklar kurulu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, tarafların pay devri konusunda hisse devir sözleşmesi yapmalarından sonra, bu devrin pay defterine işlenmediği, bu konuda ortaklar kurulu kararı alınmadığı, bu nedenle devrin sadece tarafları arasında hüküm ifade edecek olup, şirkete karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bu sebeple şirket genel kurulunun, devre onay verdiği konusunda alınmış bir karar bulunmadığı gibi, davalı şirketin devre onay vermiş sayılmasını gerektiren yasal koşulların da gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 595/Son. fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin devir sözleşmesi tarihinden itibaren devrin gerçekleşmediği, onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibarıyla ortaklık devrinin gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Somut olayımızda yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca hisse devrinin geçerli olması için yasada belirtilen koşullar gerçekleşmediğinden açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ın %1 olan hissesini diğer ortak Bendal Celil'e devrettiğini, iki ortaklık olan müvekkili Şirketin tek ortaklı Şirkete dönüştürüldüğünü, onaylanan hisse devrinin 17/06/2021 tarihinde Şirket karar defterine yazıldığını, şirketin ortakları tarafından hisse devrinin onaylandığını, hisse devrinin tescili için Ticaret Odasına başvurmalarına rağmen başvurularının pay defteri olmadığı için reddedildiğini, hisse devrinin pay defterine işlenmesinin kurucu olmadığını, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Talep, 6102 sayılı TTK 87. m. gereğince zayi edildiği iddia edilen Şirket pay defteri nedeni ile zayi belgesi verilmesi istemidir. Talepte bulunan Şirket vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar etmiştir....
Davalılar vekili, davacı tarafın dayandığı sözleşmenin davalı şirket ile imzalanmış olup davalı ... ve ...’a husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın sunduğu ....05.1997 tarihli sözleşmenin resmi şekilde olmayıp, bu belgeye dayanarak taşınmaz devrinin istenemeyeceğini, ....05.1997 tarihinde müvekkili şirket ile protokol yapılmasının ardından 27.05.1997 tarihinde, şirketin diğer ortaklarının davacıya hisse karşılığında şirket taşınmazlarının verilmesi yerine nakit ödeme yapılarak hissenin alınması yolunda fikir birliğine vardıklarını ve davacıya hissesinin karşılığında elden nakit olarak ödeme yapıldığını, 27.05.1997 sözleşme ile ....05.1997 tarihli protokolün geçersiz hale geldiğini, hisse devir bedelinin davacıya tümü ile ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....