Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu iki karar birliktedeğerlendirildiğinde, davacılar kök murisi ile kayıt malikinin aynı kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; dava konusu taşınmazlarda, kaydı düzeltilmesi istenen ... ...'nın nüfus kaydı bulunmamakla tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece davanın reddi gerekirken istemin kabulü doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ın Yusuf ve ... çocuğu olarak nüus kütüğüne kayıt edildikleri ileri sürülerek yanlış kayıtların iptali ile gerçek anne ve babaları üzerine yazılmaları talep edilmiştir. Dava, anne ve babanın birlikte değiştirilmesi istemini kapsamakta olup, Türk Medeni Kanununun 282 vd. maddeleri uyarınca soybağının tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      ın eşi öldükten sonra ikinci evliliğini yaptığını, soy isminin değiştiğini, kimlikteki ismi ile normal hayatta kullanmış olduğu ismin farklı olduğundan tapu kayıtlarının karıştığını, nüfustaki kayıtları ile tamamen farklı olduğunu, ...'ın "..." olarak tanındığını, ancak nufüs kayıtlarında "..." olduğunu, ...'ın da tapudaki nüfus bilgilerinin yanlış yazıldığını, gerçekle örtüşmediğini, tapu sicil kayıtlarının gerçek duruma uygun olması gerektiğini ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....

        İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243)....

        İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

        Bir kişinin ancak ölümünden üç yüz gün sonra doğan çocuğu ile bağ kurulabileceğinden bunun aksi yönündeki bir düzeltme nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirecektir. Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki oluşturmamak ve yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorundadır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı), Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dava dilekçesinde, annesi ...'ın baba adının nüfus kayıtlarında ... görünmesine rağmen gerçekte ...olduğunu, annesi ile ...'nın baba bir kardeş olduklarını iddia ederek, nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, dosyaya sunulan bilgiler itibari ile davanın kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Dava dilekçesindeki anlatıma göre dava, mevcut nüfus kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı ve davacının muris babası Mehmet Faik Biriz'in nüfus kayıtlarında babası olduğu iddia olunan Mahmut Biriz ile baba oğul bağı bulunmadığı ve Mahmut Biriz'in eşi olduğu iddia olunan Nebat Ümmehan ile eş bağının bulunmadığı iddiasına dayalı nüfus kayıtlarının tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. Resmî sicil ve senet içeriklerinin aksinin ispatı, kanunda başkaca bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı olmaksızın her türlü delille kanıtlanabilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 07/11/2012 tarihli ve 2012/18- 548 E. ve 2012/763 K. sayılı kararı da aynı yöndedir)....

            Şöyle ki; 1- Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu