Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın çocukları olmadığı halde gerçeğe aykırı beyanla nüfus kayıtlarına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Saptanan bu duruma göre ...'in, ... ve ...'ın nüfus kayıtlarından silinmesi istemi 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kayıt düzeltilmesi davası niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece davanın ...'e öldüğünün tespiti halinde mirasçılarına yöneltilmesi, gösterilen delillerinin toplanması, iddia ile ilgili olarak kan ve genetik bulgular yönünden DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. Diğer taraftan Türk Medeni Kanununun 301. maddesi uyarınca, çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini isteme hakkı ana ve çocuğa tanındığından ve ...'in, ... ile ...'...

    Davacının 1957 yılında vefat eden babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında hiçbir şekilde ismi soy ismi kimlik numarasının çıkmadığını, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için Ankara Nüfus Dairesi Genel Müdürlüğü'ne müracaat yaptğını, ancak herhangi bir sonuç alamadığını, babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında bilgilerinin görünmesi için gerekli işlemlerinin yapılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Tüm bu sebeplerle; eldeki dava niteliği itibariyle 5490 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca açılmış gerçeğe aykırı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Ceyhan 3....

    Davacının 1957 yılında vefat eden babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında hiçbir şekilde ismi soy ismi kimlik numarasının çıkmadığını, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için Ankara Nüfus Dairesi Genel Müdürlüğü'ne müracaat yaptğını, ancak herhangi bir sonuç alamadığını, babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında bilgilerinin görünmesi için gerekli işlemlerinin yapılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Tüm bu sebeplerle; eldeki dava niteliği itibariyle 5490 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca açılmış gerçeğe aykırı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Ceyhan 3....

    Bu durumda ilk derece mahkemesi tarafından Nimet isimli kişinin hane kayıtları ve hane evveline ilişkin arşiv kayıtlarının gerektiğinde Osmanlıca bilen bir bilirkişi marifetiyle incelenmesi, Nimet isimli kişinin geldiği kök kayıtların mevcut olup olmadığı, var ise bu kayıtlar incelenerek Sait ve Fatma isimli kişilerin bulunduğu hane ile irtibatlı bulunup bulunmadığı incelenerek Nimet isimli kişinin nüfus kaydı ile anne- babası olarak görünün kişiler arasında bağlantı olmamasına ilişkin durumun nüfus kayıtlarının aktarımından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi, bu durumda uyuşmazlığın nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olacağının değerlendirilmesi, aksine Nimet isimli kişinin nüfus kayıtlarının evvelinin olmaması ve nüfus kayıtlarıyla anne ve babası olarak görünen kişiler arasında hiç irtibat kurulamaması halinde ancak bu durumda somut uyuşmazlıkta aile mahkemesinin görevli olacağının gözetilmesi, davanın...

    İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya .... tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (.....sayılı .... kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....

      kaydının bulunmadığını, müvekkilinin hak kaybınnı giderilmesi için Nüfus Müdürlüğüne 18/04/2016 tarihinde dilekçe ile başvuruda bulunduklarını ve bir netice alamadıklarını, bu sebeple müvekkilinin annesinin Emine Uluçay olduğunun tespiti ile Aile kütüğü ve Nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bu nedenle, TMK'nın "hısımlık" başlıklı 282 ilâ 363. maddeleri arasında yer alan soybağına ilişkin davalar, aile mahkemeleri tarafından çözümlenmelidir. Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi gereğince, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine ilişkin davalara bakmak görevi ise asliye hukuk mahkemelerine ait bulunmaktadır. Davanın kabulü halinde, her iki dava türünde de nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmasının gerekmesi nedeniyle, benzer sonuçlara sahip bu davalar arasında görevli mahkemenin belirlenebilmesi için davanın vasfının doğru olarak tayin edilmesi önem kazanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuğu arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise "Anne ile evlenme", "Tanıma" ve “Hâkimin hükmü” ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir....

        Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....

          Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1-a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....

            a ait nüfus kayıtlarının incelenmesinden, ... ve ... evli oldukları, davacının iddiasının kabulü halinde anne ve babasının evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil, TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

              UYAP Entegrasyonu