Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, Hatay ilinin nüfus kayıtları 1939 yılında yersel nüfus yazımı ile oluşturulduğu, daha öncesine dayanan Osmanlı-Fransız aile kütüklerinin 2009 yılı itibariyle Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (Mikrofilm Arşiv Şube Müdürlüğü)ne gönderilmiş olduğu belirtilmiştir. Tapu kaydında isim düzeltme davalarındaki amaç tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesidir. Tapu kayıt malikinin bir şekilde nüfusa kaydı yapılmadan ölümü halinde tapu kaydının düzeltilmesi isteminin kabulüne olanaklı değildir. Fakat, yapılacak araştırma ve incelemeler sonucu tapu kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğunun anlaşılması halinde tespit hükmü kurulmalıdır....

    Dava, davacının nüfus kayıtlarında annesi olarak yazılı ...nin nüfus kayıtlarına ulaşılamaması sebebiyle annesinin tespiti ile nüfus kayıtlarında bağ kurulması ile babasının adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının .... ile ...nin evlilik dışı beraberliğinden doğduğu ve baba hanesine tescil edildiği, anne adı..olmasına rağmen ...nin nüfus kayıtlarına ulaşılamadığı için anne ile davacı arasında bağ kurulmadığı gibi anne ...nin kimin çocuğu ve kardeşlerinin kim olduğu ve iddia edildiği gibi.....ile evli olup olmadığı hususları mevcut nüfus kayıtları üzerinden tespitinin mümkün bulunmadığı, ancak davanın açılmasına dayanak oluşturan Mahkeme arşivlerinde bulunamayan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.02.1971 tarih ve 1971/89-78 sayılı mirascılak belgesi ile davacının babasının .....'...

      Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dosya içinde bulunan tutanak ve eklerinin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın ...’e ait iken haricen ... kızı ...’ye sattığı belirtilmek suretiyle “... kızı ... ” adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarının incelenmesinden ise, ... kızı ...’nin daha önce “...” ile evli iken daha sonradan 1945 yılında “...” ile evlendiği ve ikinci kocasının soyadını aldığı, “... kızı ... ” ile “ ... kızı ...’in” aynı kişi olduğu anlaşılmıştır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bu yapılırken de güncel nüfus kayıtları esas alınmalıdır....

        Başka bir ifade ile ana, doğumla kendiliğinden kurulmuş olan soybağını reddedemez. Yanlışlıkla veya bile bile çocuğun anası olarak, doğuran kadın yerine başka bir kadının gösterilmesi ve onu doğurmamış olan kadının üzerine tescil edilmesi halinde bile, bu kişi ile çocuk arasında bir soybağı ilişkisi kurulmuş olmaz. Böyle bir durumda, nüfus kütüğündeki ana ismine ilişkin kaydın düzeltilmesi istenebilir. Ancak bu dava bir soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesine (TMK. m.39) ilişkin bir davadır. Somut olayda davacı, murisi ... üzerine kayıtlı olan ...'in, gerçekte ...'ın kocası ...'in ilk eşi ...'ten doğduğunu, Ümmügülsüm'ün ...'dan doğmuş gibi nüfusa yazdırıIdığını ileri sürdüğüne ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 286’ncı maddesinde düzenlenen soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesi niteliğindedir. Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir....

          nın bu hatalı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Davacı vekili Av. ...'a davacı asil tarafından verilen ve dosyada bulunan vekaletnamede, nüfus kaydının düzeltilmesine dair özel bir yetki bulunmadığı tespit edildiğinden, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin başvuru vekil eliyle yapılan durumlarda vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Dava, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olup kamu düzenini yakından ilgilendiren bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Somut olayda; sadece tarafların beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi, 3-Davacı ...'...

            Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Davacı ...'ün, davalı ...'yı nüfus kaydından iptal ettirmesi yönünden hukuki yararı bulunmakta ise de gerçek annenin tespiti ve gerçek anne olduğu iddia edilenin nüfus hanesine tescili yönünden aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı yoktur. Gerçek annenin kim olduğunun tespiti davalı ... veya gerçek annenin açacağı dava sonucu belirlenebilir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; davalı ...'nın gerçek annesinin tespiti ve nüfusa tescil talebinde davacının aktif husumet ehliyeti ile hukuki yararının mevcut olmadığı, mahkemece; davalı ...'nın davacının çocuğu olmadığının tespiti ile buna dair nüfus kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken davalı ...'nın nüfusa kayıtlı olan anne adının ... olarak düzeltilmesi ile ...'ın bekarlık hanesine tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır....

              Dosya içerisine getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde davacının 1946 yılında evlenmekle “...” soyadının kullanmaya başladığı anlaşılmıştır. Taşınmazın kadastro tespiti bu tarihten sonra yapıldığına göre, kadastro tespiti yapılırken evlilik soyadı ile tespit ve sonrasında tescil yapılması gerekir iken, davacının kızlık soyadının yazılması doğru değildir. Davacının bu konuda düzeltme yapılmasını isteme hakkı mevcut olup, soyadının düzeltme talebinin de kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 13.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi...

                ın aynı kişi olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip ölü ... ve ... mirasçıları davaya dahil edilerek bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiş olmaktadır. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, E.: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243)....

                  UYAP Entegrasyonu