Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. 2.Davacı kadın vekili ön inceleme duruşmasında; davanın anlaşmalı boşanmadan kaynaklı alacak davası olmadığını, davalının anlaşmalı boşanmanın gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma davasında fazlaya ilişkin haklarından vazgeçmediğini, dava konusu taşınmazın tasfiyesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....

    Davalı duruşmadaki beyanında; kendisinin de anlaşmalı boşanmayı istediğini, çocuğun velayetinin davacıya verilmesini, üzerine kayıtlı 34 XX 366 plaka sayılı aracı boşanmadan sonra eşine devredeceğini, Buca Kooperatif de kayıtlı halen kredi ödemeleri devam eden konutun davacı adına kalmaya devam edeceğini, ev yönünden bir talebinin bulunmadığını, davacıdan nafaka, maddi-manevi tazminat, katkı ve katılım alacağı, eşya tazminatı ile mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir talebinin bulunmadığını bildirmiştir....

    Kat, 8 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın boşanmadan sonra da davalı-davacı kadın adına kayıtlı kalacağının ve boşanmadan sonra bu evde davalı-davacının oturmaya devam edeceğinin, davacı-davalı erkeğin bu taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağı bulunmadığının tespitine, 8- Tarafların birbirlerinden anlaştıkları hususlar dışında herhangi bir şahsi eşya, ziynet eşyası, ev eşyası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve mehir senedine ilişkin alacakları bulunmadığının tespitine tarafların imzaladığı 26.09.2022 tarihli anlaşma protokolünün müşterek çocukla kişisel ilişki tesisi yönünden mahkemece kabul edilen haliyle tasdikine, kararın eki sayılmasına karar verilmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davalının son bir yıldır müvekkilini aldattığını, yeni nişan yaptığı kişinin başlık parasını, mehrini, ev eşyalarını ödeyebilmek için maaşını gizli gizli biriktirdiğini, bu sebeple müvekkilinin anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/659 esas ve 2002/696 karar sayılı ilamı ile Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, bu kararın 10.1. 2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma kararı, tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat (TMK md. 174/1,2) talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle (TMK md. 174/1,2) maddi ve manevi tazminat istenemez. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davanın kabulü ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

      Anlaşmalı boşanma davaları çekişmesiz yargı konusudur. Anlaşmalı boşanma davalarında teknik anlamda "davalı" yoktur. Anlaşmalı boşanma davalarında hem kadın hem erkek boşanma iradesinin "davacısıdır." Eşler arasında anlaşma olduğu için hüküm verilebilmektedir. Anlaşmayı bozma konusunda anlaşmanın tarafı olan her eş aynı statüdedir. Dava harcını yatırmak ya da yatırmamak anlaşmalı bozma bağlamında üstünlük vermez....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile; tarafların 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına, karar kesinleştiğinde davalı lehine aylık 5.500,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davacıdan alınıp davalıya verilmesine, nafakanın takip eden yıllarda her yıl Temmuz ve Ocak aylarında memur maaş zammı katsayısı oranında artırılarak devamına, tarafların karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat talepleri ile davacının yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu konularda hüküm kurulmasına yer olmadığına, son olarak birlikte oturulan müşterek evde bulunan ev eşyalarının boşanmadan sonra davalı tarafta kalacağının tespitine, tarafların anlaştıkları hususlar dışında birbirlerinden herhangi bir eşya, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve mehir senedine ilişkin alacak talepleri bulunmadığının tespitine, tarafların imzaladığı 24.06.2022 tarihli anlaşma protokolünün aynen tasdikine, kararın eki sayılmasına karar verilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile; tarafların 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına, karar kesinleştiğinde davalı lehine aylık 5.500,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davacıdan alınıp davalıya verilmesine, nafakanın takip eden yıllarda her yıl Temmuz ve Ocak aylarında memur maaş zammı katsayısı oranında artırılarak devamına, tarafların karşılıklı olarak maddi ve manevi tazminat talepleri ile davacının yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu konularda hüküm kurulmasına yer olmadığına, son olarak birlikte oturulan müşterek evde bulunan ev eşyalarının boşanmadan sonra davalı tarafta kalacağının tespitine, tarafların anlaştıkları hususlar dışında birbirlerinden herhangi bir eşya, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve mehir senedine ilişkin alacak talepleri bulunmadığının tespitine, tarafların imzaladığı 24.06.2022 tarihli anlaşma protokolünün aynen tasdikine, kararın eki sayılmasına karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma olarak karara bağlanmasına; davalının irade bozukluğunun kanıtlanması dışında anlaşmalı boşanmadan dönme hakkının bulunmamasına ve irade bozukluğu bulunduğuna ilişkin kesin nitelikte bir delilin sunulmamış olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma ile fer'ileri hakkında tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talep ve beyanlarına göre hüküm tesis edilmiş olmasına; davalının anlaşmalı boşanmadan feragat etme hakkının ise bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.09.2012 (Salı)...

            UYAP Entegrasyonu