Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, daha önce kadın tarafından açılan ve feragat edilen anlaşmalı boşanma davasından sonra davacı erkekten kaynaklı yeni bir olay olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine, davacı erkek yararına 4.000 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Feragat edilen dava münhasıran TMK'nın 166/3. maddesine dayalı olarak açılmışsa, anlaşmalı boşanma davasından feragat, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmaz. O halde, taraflardan biri feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabilir. Açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerekir....

    İlk derece mahkemesi; davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflarca imzalanan "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" başlıklı boşanma protokolünün onaylanmasına, tarafların birbirlerinden nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal rejimine ilişkin talep, ziynet eşyası ve eşya talepleri ve her ne ad adı altında olursa olsun herhangi bir alacak-tazminat talepleri olmadığından bu konuda karar oluşturmasına yer olmadığına hükmetmiştir. Davalı kadın vekili; boşanma davasının çekişmeli olarak görülmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

    Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma davalarında hâkimin; Tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi, Boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması, Tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapması durumunda bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Açıklanan koşullarda oluşan herhangi bir çekişme/temyiz hükmün “tamamını” sakatlayacağından anlaşmalı boşanma davalarında hükmün “bir bölümünün kesinleştiğini” düşünmek anlaşmalı boşanma davasının doğası ile bağdaşmaz. Başka bir anlatımla boşanmanın “fer’i hükümlerinde oluşan sakatlığa/çekişmeye/temyize rağmen tarafları “anlaşmalı” boşanmış kabul etmek mümkün değildir....

      Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı kadın tarafından 23.05.2016 tarihinde taraflarca imzalanan boşanma protokolü eklenilerek anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) açıldığı, sunulan 23.05.2016 tarihli boşanma protokolünde “... aile varlıkları için bugünkü fiyatlarla 200.000 TL ekstra harcama yapmıştır.Varlık No.l’ de kayıtlı mülk satıldığında ... yapacağı tahsilat içinden...’a 200.000 TL’yi ödeyecektir." şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların duruşmada bizzat hazır bulunarak bu protokolü tekrar ettikleri, mahkemece yapılan yargılama sonunda ise tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, hüküm kısımmın 7. bendinde 200.000 TL mal rejiminden kaynaklı bedelin davalı tarafından davacıya ödenmesine, 8. bendinde de 23.05.2016 tarihli boşanma sözleşmesinin aynen onaylanmasına karar verildiği, boşanma kararının temyiz edilmeksizin 17.06.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

        Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” hakkında alınan beyan eşler arasındaki diğer alacakları (=Örneğin; Eşya, Değer Artış Payı Alacağı Davası, Katılma Alacağı vb.) kapsamaz. Anlaşmalı boşanma davasında hüküm fıkrasında yer alan ‘tarafların nafaka, tazminat ve başkaca talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına’ şeklindeki anlatımda yer alan “başkaca talep” ifadesi “boşanmanın fer’i hükümlerini” içerir. Anlaşmalı boşanma davasında taraflar boşanmanın fer’i hükmü olmadığından değer artış payı alacağı konusunda beyanda bulunmak zorunda olmadıkları gibi bu konuda beyanda bulunmasa bile diğer koşulları varsa hâkim boşanma kararı vermek zorundadır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmaların, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini belirterek anlaşmalı boşanmalarına ilişkin verilen ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak çekişmeli yargılama yapılarak davacının boşanmaya haklı gerekçeleri olmadığından boşanma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmaların, İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini belirterek anlaşmalı boşanmalarına ilişkin verilen ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak çekişmeli yargılama yapılarak davacının boşanmaya haklı gerekçeleri olmadığından boşanma talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....

          Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davalı-karşı davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davalarının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün her iki dava yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple her iki dava yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 (Salı)...

            Davacı vekili 28/02/2023 tarihli dilekçe ekinde 21/02/2023 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü sunmuştur. 07/04/2023 tarihli duruşma celsesinde, davacı vekili "davalı ile anlaşma sağlayamadıklarını, dosyanın çekişmeli boşanma olarak devam ettirmek istediklerini " beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; "Her ne kadar müvekkil anlaşmalı boşanma protokolü imzalamış ise de bundan vazgeçmiştir. Böylelikle çekişmeli olarak açılan dosya ıslah edilerek anlaşmalı boşanma davasına çevrilmiştir. Tekrar ıslah edilip çekişmeli boşanma davasına dönme ihtimali yoktur. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Mahkemeniz aksi kanaatte ise davalı müvekkile yapılan tebligat usulsüzdür bununda dikkate alınmasını "talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece TMK 166/3 maddesinin şartlarının oluşmaması nedeniyle açılan davanın reddine, tarafların TMK 166/1 maddesine göre boşanma davası açmalarında muhtariyetlerine karar verilmiştir....

            İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve anlaşmalı boşanmaya dair protokol hükümlerinde mal rejiminden kaynaklanan alacaklar hususunda anlaşma sağlanmadığı, kaldı ki anlaşmalı boşanma protokolünde boşanma ve boşanmanın fer'î olan talepler ile ilgili düzenlemenin yapılmasının zorunlu olduğu, mal rejiminden kaynaklanan alacaklara dair düzenlemenin yer almasının zorunlu olmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

              UYAP Entegrasyonu