İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamında "ortak çocukların yüksek öğrenim de dahil eğitimleri tamanlanıncaya kadar tüm giderlerinin davalı baba tarafından karşılanmasına" ve "davalı adına kayıtlı bulunan '... ' adresindeki konutta davacının ortak çocuklar ile birlikte olduğu sürece bedelsiz olarak ikamet edeceğinin tespitine" şeklinde hüküm tesis edildiği, davanın anlaşmalı boşanma davasında tasdik edilen protokole dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olup, alacak talebinin olduğu dönemde çocuğun yurt dışında yüksek lisans eğitimine devam etmekte olduğu, bu hususta taraflar arasında ihtilafın bulunmadığı, boşanma kararının hüküm fıkrasında çocukların yüksek öğrenim de dahil eğitimleri tamamlanıncaya kadar tüm giderlerinin davalı baba tarafından karşılanacağının düzenlendiği, çocuğun ergin olmasının boşanma protokolüne dayalı hakkın ifasında ona taraf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir.Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
ın daha sonradan Bolu Aile Mahkemesi'nin 2014/215 E.sayılı dosyasında başka bir anlaşmalı boşanma protokolü ile ve ilk protokolden yaklaşık 2 yıl sonra boşandıklarını, mahkemenin boşanma dosyasını celp etmeden ilk boşanma protokolüne dayalı olarak 2 yıl sonra boşandıkları yönünde karar vermesinin hatalı olduğunu, ilk protokolün 2.protokolün devamı olmadığını, 2.protokolün ilk protokolün devamı olduğuna dair bir ibarenin protokolde yer almadığını, davalıların kötü niyetli olduğunu, 15/11/2012 tarihli protokolün davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti.arasında düzenlendiği, ... Şirketi'nin adına kayıtlı araçların 1/2 hissesini davalı ...'e sattığı ve karşılığında dava konusu bonoları aldığını, protokolde davalı ...'in taraf olmadığını, bonolarda ... Şirketi'nin cirosunun da bulunmadığını, protokolde belirtilen araçların ...'e ait olmayıp ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; tarafların boşanmadan önce evlilik birliği içinde edindikleri ve boşanma protokolü ile davalı kullanımına tahsis edilen konutun haksız olarak kullanıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkidir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen iştirak nafakasının yüksek olduğunu, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin emsal kararına göre iştirak nafakası içerisinde eğitim gideri de olduğundan, ayrıca eğitim giderine hükmedilemeyeceğini, kaldı ki anlaşmalı boşanma kararında eğitim giderlerinin ayrıca ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, mahkemece iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yargılama gideri ve harçların davacının istediği eğitim giderlerine yönelik alacak davası üzerinden hesaplanması gerektiğini, harç yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını, anlaşmalı boşanma ilamında artışa ilişkin bir hüküm olmadığından davacının artış talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca mahkemece davacının talebinin dışına çıkarak karar verildiği gibi artışa ilişkin bir hüküm kurulacak ise Ocak ayına göre değil, kararın kesinleştiği aya ilişkin açıklanan yıllık Üfe oranına göre artış yapılması geretiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu husus gözetilmeden davalının davayı kabul ettiği gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru değil ise de, hükmün boşanmaya ilişkin bölümü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, bu yanlışlık eleştirilmekle yetinilmiştir. 2- ) Davacının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince ; a-) Davacı erkek Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayalı olarak anlaşmalı boşanma talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan duruşmada tarafların anlaşamamaları sebebiyle anlaşmalı olarak açılan boşanma davası, çekişmeli boşanma davasına dönüşmüştür. Bu durumda anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
olduğu gözetildiğinde, davalı borçlunun, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı hakkına dair vazgeçme işleminin, mal kaçırmak amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, diğer davalının da eşi oluşu itibarıyla bu durumu bilebilecek halde olduğu, tasarruf işleminin anlaşmalı boşanma davası yoluyla yapılmış olması nedeniyle, tasarruf tarihinin anlaşmalı boşanma tarihi olarak alınması gerektiği, buna göre de davanın 5 yıllık süre içerisinde açıldığı, dolayısıyla tasarruf işleminin İİK 280. maddesi yönünden iptale tabi olduğu, tasarrufun iptaline karar verilmesi sonrasında infaz işlemine dair, İİK 283. maddesi uyarınca işbu taşınmazın mülkiyetinin yarı hissesinin değerini talep etmeye hakkı olan davalı bakımından taşınmazın yarı hissesi üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiği; Kaldı ki, davacının muvazaaya dayalı tasarrufun iptali talebinin dahi sabit olduğu, zira gerek boşanma davasından sonra davalı borçluya karşı açılan tüketici mahkemesindeki davadaki adresi...
Dolayısıyla boşanma davası sırasında annenin velayeti altında bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak ve henüz tahakkuk etmemiş (Doğmamış bir alacaktan) iştirak nafakasından feragati geçersizdir. Feragate ilişkin beyanı, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Mahkemece, talebin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu yönündeki gerekçesi ise yasal dayanaktan yoksun olup kabul edilebilir nitelikte değildir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın anlaşmalı boşanma protokolüne göre açılmış olup boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili bulunduğu, buna istinaden şirket hisselerinin hükmen devir ve tescili isteğine ilişkin olduğu, davanın TTK'nın 4. maddesinde sayılan mutlak veya nispi ticari davalardan olmadığı, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. bendi gereği aile hukukundan kaynaklandığı ve bu nedenle aile mahkemesinin görevine girdiği, 6100 Sayılı HMK'nın 114/1/c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve davanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 11.05.2010 tarihli protokolde düzenlenen %10 şirket hissesinin protokol uyarınca davalı tarafından devir alınmasına yöneliktir. Taraflar , davalılardan ... Tıbbi San. ve Tic. Ltd....