Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama devam ederken taraflar anlaşmalı boşanma konusunda mutabakata vardıklarını beyan etmişlerdir....

İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolünde ve Mahkeme huzurunda verdikleri beyanlarda mal rejiminden kaynaklanan alacak talepleri olmadığını beyan ettikleri, bu beyanlarına hükmede geçirildiği ve kararın bu hali ile kesinleştiği, davacı erkeğin mal rejiminden kaynaklanan alacaklarından feragat ettiği, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin hatalı olduğu, boşanma dava dosyasının bu dava dosyası açısından kesin delil olduğu, bu hususa hesap bilirkişisi tarafından da değinildiği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....

    Anlaşmalı boşanma kararının verildiği 29.05.2008 günü 22 aylık bir bebektir. 22 aylık bir bebeğin velayetinin anne yerine babaya verilmesi için dava dosyasında anne aleyhinde çok ciddi delillerin bulunması gerekir. Hakim çocuğu ana ve babasına rağmen korumak zorundadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre protokole müdahale edilmemesi çocuğun güvenliğini zedeleyen önemli bir usul hatasıdır. 3-Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14.10.2021 NUMARASI : 2020/716 ESAS, 2021/795 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Protokolüne Ayrılıktan Kaynaklı Tazminat KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı erkek vekili 24.04.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 11.04.2018 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, tarafların anlaşmalı boşanmaya esas olmak üzere protokol düzenlediklerini, protokolün 6, 7 ve 8. maddeleri gereği "taraflar boşanma davası ile ilgili olarak ve boşanma davasının içeriğini oluşturan konularda konuşmama ve gizlilik kararı" aldıklarını, yine aynı protokolün 9. maddesi gereği gizlilik kararını ihlal eden tarafın diğer tarafa...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından "anlaşmalı boşanma" talebiyle açılmış, ön inceleme duruşmasında davalı, boşanmak istemediğini beyan ederek davaya karşı çıkmıştır. Tarafların duruşmada "boşanma ve mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda" anlaşamadıkları görüldüğüne göre, dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanma davasına dönüşmüştür. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK.m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı-karşı davalı tarafça temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

          Yerel mahkemenin anlaşmalı boşanma davası ile çekişmeli boşanma davasını (TMK. m. 166/1) bir ve aynı şey görmesi isabetsizdir. Farklı düşünüyorum....

            Diğer yandan; Velayet konusunda çekişmenin temyiz edilmek suretiyle sürdürüldüğüne işaret edilmesine rağmen temyiz istemini sadece velayet olarak sınırlayarak hükmün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet veren değerli çoğunluğun görüşüne katılma olanağımız da bulunmamaktadır. Bir yandan boşanmanın fer'i hükmü olan velayet konusunda çekişme var deyip bir yandan da tüm konularda anlaşma varmış gibi hükmün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek anlaşmalı boşanma kavramı ile bağdaşmaz. Velayet konusunda çekişme sürdüğüne göre anlaşmalı boşanma hükmü kesinleşmiştir denilemez. Temyiz sınırlandırmasına da kabul şekli bakımından katılabilmem mümkün değildir. Farklı düşünüyorum....

              Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844) Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....

                Anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın malî sonuçları” hakkında alınan beyan eşler arasındaki diğer alacakları (=Örneğin; Eşya, Değer Artış Payı Alacağı Davası, Katılma Alacağı vb.) kapsamaz. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

                  UYAP Entegrasyonu