Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocuğun durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı koca vekili, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, 16.01.2019 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünü imzaladıkları, boşanma ilamıyla protokolün onaylanmasına karar verildiği, protokol gereği davalının boşanma kararının verildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde davacıya 30.000,00 TL ödeme yapması gerektiği boşanma kararı 19.02.2019 tarihinde kesinleştiği sabittir. Davalı 28.500,00 TL lik ödemeyi 15 günlük süre içerisinde yerine getirmiştir. Kalan 1.500,00 TL lik ödemeyi ise 13.03.2019 tarihinde başlatılan icra takibi sonrasında 18.03.2019 tarihinde icra dosyasına ödemiştir. Taraflar arasındaki anlaşmazlık anlaşmalı boşanma kararı kapsamında onaylanan ve Borçlar Kanunu gereğince sözleşme niteliğinde olan protokolün 7 nolu maddesinde yer alan " 2.maddede bahsi geçen 30.000,00 TL söz verildiği tarihte ödenmez ise ana para hariç 50.000,00 TL ödemeyi kabul ediyorum. " şeklinde düzenlenen cezai şarta ilişkindir ve takip de 50.000,00 TL yönünden durdurulmuştur....
Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
İlk derece mahkemesince davacı vekilinin talebi üzerine 23.09.2020 tarihli tavzih kararı ile " ' Mahkememizin 18/06/2020 Tarih 2019/669Esas- 2020/200 sayılı kararımızın Talep kısmının " Davacı vekili, Anlaşmalı Boşanma Kararı protokolünde yer alan anlaşmaya göre davalının adına kayıtlı, İstanbul İli, Avcılar İlçesi, Firuzköy Mah. 663 Ada, 2 Parsel D/2 blok Kat:24 D:134 numaralı taşınmazdaki dairenin 1/2 hissesinin davalıdan alınarak davacı T3 adına tesciline karar verilmesi talebi ile dava açmıştır. ' şeklinde tavzihine " karar verilmiştir. Dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı tapu iptal ve tescil davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararından sonra Aile Mahkemesince 16.01.2020 tarihine ön inceleme duruşma günü verilmiş, davalı vekili delillendirerek mazeret dilekçesi vermiş, mazereti kabul edilerek duruşma 18.02.2020 tarihine ertelenmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının, mal rejiminden kaynaklanan taleplerinin zamanaşımına uğradığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında ve taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanmaya dair protokolde tarafların birbirlerinden herhangi bir taleplerinin olmadığının düzenlendiğini ve bu hususun mahkemece de uygun bulunduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca tarafların boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında alınan beyanları ile protokol hükümlerinin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu ve kesin delil teşkil edeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimine yönelik anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olaya gelince; Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir. Davacı ...'in boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 29.02.2012 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı koca, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Böyle bir durumda, davaya “çekişmeli boşanma” (TMK md.166/1,2) olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak da mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir....