Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca davacı taraftan kendim için herhangi bir nafaka, maddi veya manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklanan alacak, ziynet, değer artışı, katılma payı talebim bulunmamaktadır. Müşterek çocuklarımız İrem, Gizem ve Elif'in velayetlerinin davacı tarafa verilmesini kabul ediyorum, başkaca karşılıklı olarak birbirimizden mal ve eşya alacağına yönelik talebimiz bulunmamaktadır. Velayetinin davacıya verilmesini kabul ettiğim müşterek çocuklar ile aramda mahkemenizin uygun göreceği şekilde şahsi ilişki tesisine karar verilmesini, davacı ile anlaşmalı olarak boşanmamıza karar verilmesini talep ederim" şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür....

Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle tazminat istenemez. Bu bakımdan dava reddedilmelidir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır...” denildiği görülmüştür. Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2014/17704 Esas, 2015/14882 Karar sayılı ilamında, “...dosyaya ibraz ettikleri anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca boşanma, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat konusunda karşılıklı anlaşmış olmaları nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmalarına, birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmadığından bu konularda aralarında yaptıkları sulhun onanmasına karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirinden maddi-manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı alacak ve yoksulluk-iştirak nafakası talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklar Furkan Hazar ile Nehir Elif'in velayetinin davacıya verilmesine, taraflarca düzenlenen 03.01.2023 tarihli protokolün şahsi ilişki tesisine ilişkin kısım hariç aynen onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirlerinden yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, özel eşya, ev eşyası, edinilmiş mallara ilişkin alacak talepleri olmadığından hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasına ve 12/03/2022 tarihli protokolün kararın eki sayılmasına” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kadın istinaf dilekçesiyle anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....

Somut olayda; dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca açılmış ve tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak davalı kadın anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiş olması sebebiyle davanın hukuki niteliği değişmiş ve çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür. Davanın, anlaşmalı boşanma olarak sonuçlandırılmasından dolayı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1,2 maddesi kapsamında, henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, dava çekişmeli boşanmaya dönüştüğünden, delillerin yukarıda izah edilen çerçevede toplanması ve değerlendirilmesi, sonucu uyarınca yeniden bir karar verilmesi için istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına hükmetmek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeple, 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜNE. Diyarbakır 2....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2021/305 E 2021/385 K DAVA KONUSU : Alacak (Boşanma Protokolünden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek protokoldeki ifade tarzı ve gerekse duruşma tutanağına yansıyan taraf beyanları ile taraflarca benimsenerek yasa yollarına konu edilmeyen anlaşmalı boşanma kararında, üç adet taşınmaz malın tasfiyesine dair alacak olarak nitelendirilmesi karşısında; anılan protokol ve kesin hükme bağlanan anlaşmalı boşanma davasında mahkeme içi ikrar ve kesin delil niteliğinin sabit olduğu, bundan ayrı olarak tarafların tüm malvarlığını değil, sadece tapuda devredilecek olanları protokole yazarak mal rejimini tasfiye etmelerinin de mümkün olduğu, davacı, boşanma dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü sunduğuna ve bunun dava dilekçesinin eki olduğunu açıkça belirttiğine, yargılamada aralarındaki anlaşmaya göre boşanmaya karar verilmesini istediğine ve davalı da bu anlaşmadaki düzenlemeye uygun boşanmayı kabul ettiğine göre bundan sonra davacının bu protokol hükümlerine aykırı olarak, boşanma davasındaki...

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2018 tarih 2018/259 esas 2018/317 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu çerçevede müşterek çocukların velayetlerinin davalıya verildiğini, yine müşterek çocuklar için ayrı ayrı 350,00'şer TL iştirak nafakası ile davalı için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, söz konusu kararın 10/10/2018 tarihinde kesinleştiğini, anlaşmalı boşanmadan sonra davalının protokole uymadığını ve müşterek çocuklar ile ilgilenmediğini, müşterek çocukların doğumundan itibaren müvekkilinin annesinin çocuklarla ilgilendiğini, velayeti anneye verilmesine rağmen davalının çocukların hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, çocukların boşanmanın kısa süre sonrasında müvekkilin yanına gönderildiğini, halen müvekkil ile kaldıklarını, müşterek çocukların okula müvekkilin yanından gittiğini, müşterek çocukların kişisel temizliklerinin dahil bütün ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin yeniden evlendiğini, kendisi ve eşi tarafından...

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aldatıldığını öğrendiğinde derhal boşanma kararı aldığını, çocuğun babasının davalı T3 olduğunu kesin olarak boşandıktan sonra öğrendiğini, aldatılmanın ayrıntılarını boşanmadan önce biliyor olsaydı davalı Elif ile anlaşmalı boşanma protokolünü imzalamasının mümkün olmayacağını, davalıların davacının sosyal ve kişilik değerlerine saldırıda bulunduklarını, maddi ve manevi olarak zarara uğrattıklarının açık olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; anlaşmalı olarak boşandıkları tarihten bu yana tarafların ekonomik durumunda bir değişiklik olmadığı, davacının yine protokol gereğince kendisinden aldığı tazminat da gözetildiğinde ekonomik durumunda nafakanın artmasını gerektirecek bir fakirleşme olamayacağını bu sebeple hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür....

    UYAP Entegrasyonu