Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin “davacı-davalı” ve “davalı-davacı” biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 358) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; - Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, - Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
Borçlu iki daire bir villasını boşandığı eşi Ayşe Zerrin Özalp'e boşanma davasında anlaşmalı şekilde devretmiştir. Boşanma davası 11.03.2005 tarihinde açılmış 21.03.2005 tarihinde anlaşmalı biçimde sonuçlandırılmıştır. Uygulamada tarafların anlaşmalı boşanmaları halinde eşe yapılan mal temliklerinin iptale tabi tasarruf gibi kabul edildiği bilinmektedir. Zira bu tür temliklerde mahkeme genellikle tarafların anlaşmalı biçimindeki iradelerini esas alarak hüküm kurmaktadır. Maddi olayların hukuki tavsifini hakimin yapması gerekir. Bu konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması doğru değildir. Boşanan eşler biribirinin aciz halinde bulunduğunu bilebilecek kişilerdir. SONUÇ:Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 550.00 YTL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.06.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, anlaşmalı boşanma protokolünün İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinin yapılan duruşmasında hazır olan taraflarca boşanmanın kişisel ve mali sonuçlarına ilişkin görüş birliğine vardıkları neticesi ile onaylanması konusunda imzalı beyanlarının bulunduğu, tasfiyeye konu taşınmaz yönünden anlaşmalı boşanma ilamında tapu bilgileri ayrıntısı ile yazıldığı, anlaşmalı boşanma ilamında taraflar iradelerini imzaları ile açıkladığı; boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde yanılma veya aldatma sebebiyle yada korkutulma iddiasıyla sözleşmenin yapıldığına dair herhangi bir davada açılmadığı gibi anlaşmalı boşanma davasının yargılamasının yenilenmesi talepli bir davada bulunmadığı, anlaşmalı boşanma davasının kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
'a devredilmesinin kabul edildiğini, boşanma protokolünün 14.04.2011 tarihinde yapıldığı, takibin dayanağının ise 14.09.2011 tarihli kredi genel sözleşmesine dayalı senet olduğu, boşanma sonrasında davalı borçlunun dava dışı başka bir şahısla evlendiği ve ondan da bir çocuğunun olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde ortada muvazaalı bir boşanma davası olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davalı borçlu ...'ın dava konusu borcunun doğumundan sonra adına kayıtlı gayrımenkulü dava dışı ... ile anlaşmalı boşanması sonucunda davalı oğlu ...'...
Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844) Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....
ye boşanmak istediğini belirtir iradesini ortaya koyduğu, ... ile davalının anlaşmalı boşanma dava tarihinin 09.12.2019 tarihi olduğu, boşanma kararının kesinleşmesinin ise 15.01.2020 tarihi olduğu, her ne kadar tapu devri davalıya 01.10.2018 tarihinde yapılmış ise de hak düşürücü süre açısından davalının eşine karşı boşanma istemini dolayısı ile eşi ve davacı annesi ile birlikte yaşamama iradesini 2019 yılı Kasım ayında ortaya koyduğu, devamında da boşanmanın gerçekleştiği, eldeki davanın tarihinin 04.08.2020 tarihi olduğunda hile yönünde hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığının anlaşıldığı, dolayısı ile bu yöne ilişkin davalı savunmasının yerinde olmadığı, dosya içerisindeki ödeme belgelerinden ve diğer delillerden ödemelerin davacı ve kızı tarafından yapıldığının anlaşıldığı, davacı tarafından davalıya yapılan devir sırasında her ne kadar tapuda devir şekli satış gösterilse de bunun bedelsiz yapıldığının anlaşıldığı, tapuda gösterilen satış bedeli ile davalının iddia ettiği...
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı kadın tarafından 06.05.2009 tarihinde taraflarca imzalanan boşanma protokolü eklenilerek anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) açıldığı, sunulan 05.05.2009 tarihli boşanma protokolünde “anne....’ye boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak 5 yıl boyunca 2.000 TL ödenecek, 5 yılın sonunda anne işsiz kalırsa iş bulana kadar 2.000 TL aylık ödenmeye devam edecektir, başka biri ile evlenmesi halinde yoksulluk nafakası kesilecek ve ödenmeyecektir." şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların duruşmada bizzat hazır bulunarak bu protokolü tekrar ettikleri, mahkemece yapılan yargılama sonunda ise tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, hüküm kısımının 5. bendinde boşanma kararı kesinleştikten sonra geçerli olmak üzere 2.000 TL nafakanın 5 yıl boyunca davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5 yıl sonrasında davacının evlenmemiş olması durumunda nafakanın aynen devamına, 6. bendinde de...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından ikame edilmiş Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasıdır. Ancak mahkemece yanılgıya düşülerek davalının boşanmayı kabul etmesi ve birbirlerinden bir talepleri olmaması dikkate alınarak, taraflar arasındaki dava Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma davası olarak değerlendirilmiş ve bu şekilde karar verilmiştir. Tarafların iradelerinin anlaşmalı boşanmak olmadığı anlaşılmakta ise de; boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır. Ancak davacı kadın ön inceleme duruşmasında davalıdan hamile olduğunu beyan etmiş, 6.8.2014 tarihinde de müşterek çocukları dünyaya gelmiştir....
in mal kaçırmak amacıyla payını diğer davalıya satış yoluyla temlik ettiği sonucuna varılarak davanın kabulüne taşınmazın 25/100 payının tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir Dava, boşanma protokolünün mahkeme ilamı ile tasdiki sonucu TMK 705. maddesi uyarınca mülkiyetin tescilsiz olarak kazanıldığı ve muvazaa iddiasına dayalı, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ile davalı ... arasındaki 19.03.2008 tarihli boşanma protokolü gereğince davacıya verilen dava dışı diğer taşınmazların payları 21.03.2008 tarihinde davacıya devredildiği halde dava konusu taşınmaz için davacının dört yıl beklemesi, hayatın olagan akışına uygun değildir. Öte yandan aynı resmi senet içeriğinde 6 ayrı paydaşın payları ipotek bedelleri ödenerek davalı ... tarafından satın alınmış, diğer paydaşlar hiçbir itirazda bulunmamışlardır. Davacı ile diğer davalı ...'...