Somut olayda; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen davalı, boşanmaya yönelik iradesinden rücu etmiş olduğundan davanın hukuki niteliği değişmiştir. Davanın, anlaşmalı boşanma sebebine dayalı olarak açılmış olması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmemiş ve netice olarak da Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi kapsamında henüz esasa dair hiçbir delil toplanmamıştır....
Davalı .... vekili, davalının davacıya anlaşmalı boşanma sürecinde herhangi bir baskı yapmadığını, her iki tarafın rızası ile boşanmanın gerçekleştiğini, davacının iradesini mahkeme huzurunda da özgürce açıkladığını ve beyanını imzaladığını, iddiaların doğru olmadığını, davacının herhangi bir katkısı söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Davacı yan, boşanma davası sırasında taraflarca düzenlenen boşanma protokolünün korkutma (ikrah) (TBK md.37) hukuki sebebine dayalı olarak sakat olduğunu iddia ederek bu davayı açmış ve delillerini bildirmiştir....
Şöyle ki, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolünün 3.3. maddesinde dört adet taşınmaz yönünden ‘boşanma tazminatı’ olarak düzenleme yapıldığı, boşanma dava dosyasındaki duruşmada tarafların ‘... Protokolü kabul ediyoruz, ... protokolde 3 numarada belirtilen davacı adına tapuda kayıtlı taşınmazlar en geç 01.06.2020 tarihinde davalıya davacı tarafından tapuda devir edilecektir,...’ şeklinde beyanda bulundukları, boşanma kararında tasfiyeye konu taşınmaz dışında ‘4 adet taşınmazın malların tasfiyesine ilişkin alacak olarak davalıya devredilmesine’ karar verildiği, davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığı veyahut feragat ettiğine dair protokolde, duruşmadaki beyanlarda ve hükümde bir düzenleme olmadığı, işbu kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin 2017/76 Esas 2017/110 Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı bir şekilde boşandıklarını, anlaşmalı boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına karar verildiğini, boşanma protokolüne göre 34 XX 726 plakalı aracın %50 hissesini devralmak istediğinde davalı adına kayıtlı hisse üzerinde haciz bulunduğunu öğrendiğini, davalıya durumu sorduğunda borcu ödeyerek haczi kaldıracağını söylediğini ancak bu zamana kadar aracın üzerine başkaca hacizler geldiğini toplam 42 tane haciz şerhi konduğunu, boşanmanın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hala aracın devrini alamadığını, davalıya ait olan %50 lik kısım için şuanda icra kanalıyla satış aşamasında olduğunu, davacının yıllardır bu aracı kullanamadığını, eşiyle de bu nedenle birçok defa tartışma yaşadığını, ayrıca davacının konut kredisi ile çektiği ve üzerine kayıtlı daireyi davalıya devrettiğini ve kalan taksitlerin davalı tarafından ödenmesi konusunda uzlaşma sağladıklarını ancak davalının ödemeleri geciktirdiği için davacının sık sık...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayalı olarak anlaşmalı boşanma talebiyle dava açmıştır. Davacı kadın tarafından verilen dava dilekçesi anlaşmalı boşanma esaslarına göre düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, anlaşmalı boşanma davasında tarafların davalı adına kayıtlı olan taşınmazın 500.000 TL'ye satılacağı ve bu paranın taraflar arasında nasıl paylaştırılacağı konusunda anlaştıklarını, davalı erkeğin ise taşınmazı değerinin altında 400.000 TL'ye sattığını belirterek kendisine eksik ödenen paranın tazminini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Tarafların anlaşmalı olarak (TMK.m.166/3) boşanmaları halinde, tarafların anlaşmalarına ilişkin protokol ya da tarafların duruşmadaki karşılıklı anlaşmaya dair beyanları hükme aynen geçirilir....
; Evlilik en az bir yıl sürmüşse bu aşamadan sonra eşler (=kadın ve erkek) boşanma konusunda anlaşırlarsa evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu durumun ortak yaşamın devamını beklenemez hale getirdiğine ilişkin bir yapıntı kabul edilmiştir. TMK. m. 166 f. III hükmünde taraflarca kabul edilecek düzenleme söz konusu olduğundan anlaşmalı boşanmaya ilişkin düzenlemeyi kabul eden taraflar (=hem erkek hem de kadın) davacı-davalı sıfatını kendiliğinden alır. Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin davacı-davalı ve davalı-davacı biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır. Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844) Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir....
Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....
Ne var ki söz konusu tanıma ve tenfiz kararı boşanmaya ilişkin olup, boşanmanın fer'ileri ve anlaşmalı boşanma protokolünü kapsamamaktadır. Bu durumda eldeki davanın, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davası olduğunun kabulü mümkün değildir. Davacının istemi mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 21.07.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma protokolüne dayanılarak açılan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....