WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın evlat edindirilmesinde ana-baba rızasının aranmaması kararı verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 309. maddesinde evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızası gerektiği; 311. maddesinde ise, ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmayacağı; 312. maddesinde de; küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesince bu rızanın aranıp aranmamasına, verileceği diğer hallerde bu konudaki kararın evlat edinme işlemleri sırasında verileceği hükme bağlanmıştır....

    TCK.nın 234/3. maddesinde “kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini ve ya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmündeki “ana baba haberdar edilmeksizin” tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımni veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır....

      TCK 234/3. maddesinde “kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu , rızasıyla da olsa, ailesini ve ya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi , şikayet üzerine , üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmündeki “ana baba haberdar edilmeksizin” tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımni veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Medeni Kanunun 339. maddesinde çocuğun, ana babasın sözünü dinlemekle yükümlü olduğu, izinsiz evi terk edemeyeceği düzenlemekte ve TCK 243. maddesinin 3. fıkrasında ana babayı haberdar etmek tabirinden önce "kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ..”...

        TCK.nın 234/3. maddesinde "kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." hükmündeki "ana baba haberdar edilmeksizin" tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımmi veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır....

          Olay, yakalama ve üst aramama tutanağı, güvenlik kamerası inceleme tutanağı, şiddet/saldırı tutanak formu, sanığa ait adli sicil kaydı dosyada mevcuttur IV. GEREKÇE A....

            ın 2012 tarihli GKS'de eş rızası alındığı ileri sürülmüş ise de, dava konusu kredilerin 12.06.2013 tarihli GKS'den dolayı verilmiş olup, bu GKS'deki kefalet nedeniyle eş rızası alındığına ilişkin belge ibraz edilmediği,davalı ...'ın kefaleti TBK 584....

              Bu hükmü, ana ve babasının bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu yanında bulunduran kişiye çocuğun ana ve babasını veya yetkili makamları durumdan haberdar etmek yönünde bir yükümlülük yüklemek suretiyle tamamlamak gerekir. Çocuğun evi terk etmesinin ana ve babada büyük bir tedirginlik oluşturduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Belirtilen gerekçelerle, Türk Ceza Kanununun, 'Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması' başlıklı 234 üncü maddesine, kanuni temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu rızasıyla da olsa yanında tutan kişiyeocuğun ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmek yönünde bir yükümlülük yükleyen ve bu yükümlülüğe aykırı davranışı suç olarak tanımlayan bir fıkra eklendiği" ifade edilmiştir. Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu suçla korunan hukuki değer, veli ya da vasinin çocuk üzerinde sahip olduğu velayet veya vesayet hakkıdır....

                Maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; ana yapıda çarşı, işhanı, ara blok dışında kalan diğer bütün bağımsız bölümlerde ana taşınmaz genel kurulunca aksine bir karar alınmadığı sürece, sadece tekstil ürünleri ticareti yapılacağının belirlenmiş olduğu, davalı kooperatifin, ana sözleşme ve yönetim planındaki genel kurul kararı ile belirlenen tüm şartlara uyma ve denetleme yükümlülüğü ve sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi gerekmektedir....

                  Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir (TMK 309/1). Rızanın aranmamasını gerektiren yasal sebepler (TMK m 311) bulunmadıkça veya bu yönde alınmış bir karar olmadıkça, ana ve babanın her ikisinin de rızasının alınması zorunludur. Davalılarca birlikte evlat edinilen küçük İrem'in, gerçekte dava dışı Nezih ve Kadriye'nin çocuğu olmadığı, çocuğun gerçek anne ve babasının davalılar Halime ve Muhittin olduğu hükmen belirlenmiş, İrem'in Nezih ve Kadriye üzerindeki nüfus kaydı iptal edilmiş, bu karar 12.07.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu halde; Nezih ve Kadriye'nin kendilerine ait olmayan çocuğun evlat edinilmesine gösterdikleri rıza kanuna aykırı olup sonuç doğurmaz. Küçüğün ana ve babasının ise evlat edinmeye verilmiş bir rızaları bulunmamaktadır. Yasal sebep olmaksızın ana ve babanın rızası alınmadan kurulmuş bir evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını ise, rızası gerekenler isteyebilir (TMK m. 317)....

                    Türk Medeni Kanununun 309/1. maddesi uyarınca, evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirip, ana ve babanın rızası olmadan dava kabul edilemez. Bu kuralın istisnası aynı yasanın 311. ve 312. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre ana ve babanın rızasının aranmaması hakkında mahkeme kararının bulunması gerekip ancak bu halde ana ve babanın rızası aranmayacak veya rızalarının olmaması sonuca etkili olmayacaktır. Türk Medeni Kanununun 337. maddesi uyarınca, velayet anneye ait olup 342. maddeye göre anne, çocuğun yasal temsilcisidir. Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri gözetilerek sadece davalı babanın rızası ile yetinilmeden, çocuğun yasal temsilcisi olan annenin davada yer alması sağlanıp rızasının alınması, rızasının olmaması halinde ise yasal koşullar gerçekleştiği takdirde rızasının aranmaması hakkında karar verildikten sonra karar verilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu