Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TCK 234/3 maddesinde “kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini ve ya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmündeki “ana baba haberdar edilmeksizin” tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımni veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır....

    ın evlat edindirilmesinde ana-baba rızasının aranmaması kararı verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 309. maddesinde evlat edinmede küçüğün ana ve babasının rızası gerektiği; 311. maddesinde ise, ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmayacağı; 312. maddesinde de; küçük gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesince bu rızanın aranıp aranmamasına, verileceği diğer hallerde bu konudaki kararın evlat edinme işlemleri sırasında verileceği hükme bağlanmıştır....

      TCK.nın 234/3. maddesinde “kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini ve ya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmündeki “ana baba haberdar edilmeksizin” tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımni veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır....

        TCK 234/3. maddesinde “kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu , rızasıyla da olsa, ailesini ve ya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi , şikayet üzerine , üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmündeki “ana baba haberdar edilmeksizin” tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımni veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Medeni Kanunun 339. maddesinde çocuğun, ana babasın sözünü dinlemekle yükümlü olduğu, izinsiz evi terk edemeyeceği düzenlemekte ve TCK 243. maddesinin 3. fıkrasında ana babayı haberdar etmek tabirinden önce "kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ..”...

          TCK.nın 234/3. maddesinde "kanuni temsilcinin bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." hükmündeki "ana baba haberdar edilmeksizin" tabirinin sadece ana babaya haber vermek olmadığı, bunun aynı zamanda ana babanın zımmi veya açık izin veya rızasını almak olduğu anlaşılmaktadır....

            Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK'nın 312.maddesindeki ifadenin " ailenin yanına yerleştirilmesi" olarak değil de " kuruma yerleştirilmesi " olarak kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çocuğun kuruma yerleştirilmesinden önce kurumca ana baba rızası aranmaması için karar alınabilmesinin mümkün olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Yasa, kuruma, rızanın bulunduğunun tespiti için mahkemeye başvuruda bulunma yetkisi tanımamış, 311. maddedeki koşulların varlığı halinde ana ve babadan birinin rızası eksik ise, ve 312. maddenin (1.) fıkrası gereğince "rızanın aranmaması kararı isteme" yetkisi vermiştir. Başka bir ifade ile yasa olumsuz durumu düzenlemiştir....

            Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece davanın ret edilmesinin hukuka uygun olmadığını, ana ve babanın rızasının aranmadan evlat edinme işlemine olanak sağlayan TMK'nın 311 ve 312.maddeleri gereğince davalı annenin rızası aranmaksızın evlat edinme işlemleri için dava açıldığını, annenin duruşmaya katılarak evlat edinmeye ilişkin rızasının olduğunu beyan etmesi üzerine davanın ıslah edilerek anne rızasının tespitine karar verilmesi için davalarını ıslah ettiklerini, ana baba rızasının aranmaması için evlat edinme davasından önce talepte bulunmanın çocuğun menfaatine olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap vermemiştir. Dava, küçüğün evlat edinme işlerine esas olmak üzere ana baba rızası aranmaması davası olarak açılmış, yargılama sırasında anne baba rızasının tespiti davası olarak ıslah edilmiştir....

            Bu hükmü, ana ve babasının bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu yanında bulunduran kişiye çocuğun ana ve babasını veya yetkili makamları durumdan haberdar etmek yönünde bir yükümlülük yüklemek suretiyle tamamlamak gerekir. Çocuğun evi terk etmesinin ana ve babada büyük bir tedirginlik oluşturduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Belirtilen gerekçelerle, Türk Ceza Kanununun, 'Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması' başlıklı 234 üncü maddesine, kanuni temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu rızasıyla da olsa yanında tutan kişiyeocuğun ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmek yönünde bir yükümlülük yükleyen ve bu yükümlülüğe aykırı davranışı suç olarak tanımlayan bir fıkra eklendiği" ifade edilmiştir. Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu suçla korunan hukuki değer, veli ya da vasinin çocuk üzerinde sahip olduğu velayet veya vesayet hakkıdır....

              Olay, yakalama ve üst aramama tutanağı, güvenlik kamerası inceleme tutanağı, şiddet/saldırı tutanak formu, sanığa ait adli sicil kaydı dosyada mevcuttur IV. GEREKÇE A....

                Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir (TMK 309/1). Rızanın aranmamasını gerektiren yasal sebepler (TMK m 311) bulunmadıkça veya bu yönde alınmış bir karar olmadıkça, ana ve babanın her ikisinin de rızasının alınması zorunludur. Davalılarca birlikte evlat edinilen küçük İrem'in, gerçekte dava dışı Nezih ve Kadriye'nin çocuğu olmadığı, çocuğun gerçek anne ve babasının davalılar Halime ve Muhittin olduğu hükmen belirlenmiş, İrem'in Nezih ve Kadriye üzerindeki nüfus kaydı iptal edilmiş, bu karar 12.07.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu halde; Nezih ve Kadriye'nin kendilerine ait olmayan çocuğun evlat edinilmesine gösterdikleri rıza kanuna aykırı olup sonuç doğurmaz. Küçüğün ana ve babasının ise evlat edinmeye verilmiş bir rızaları bulunmamaktadır. Yasal sebep olmaksızın ana ve babanın rızası alınmadan kurulmuş bir evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını ise, rızası gerekenler isteyebilir (TMK m. 317)....

                  UYAP Entegrasyonu