Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının zina eylemini kabul ettiği halde uzunca bir süre davalı ile aynı ortamda bulunduğunu, boşanma davasını uzun zaman sonra açtığını, mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesinin, davacı lehine hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, öncelikle zina sebebiyle, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasıdır. Mahkemece zina sebebiyle boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Sayılı boşanma davası nedeniyle tarafların ayrı yaşadıklarını, ayrı yaşamaları durumunun sadakat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, davalı erkeğin Muslımat isimli bir bayanla ayrıca Nur isimli başka bir bayanla beraberlik yaşamaya başladığını, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışlarıyla çekilmez hale geldiğini beyan ederek zina nedeniyle tarafların boşanmalarına, nafaka ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Kararın gerekçesiz olması, gerekçe ile hüküm fıkrasının arasında çelişki bulunması ve bu gibi kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve istinaf denetim ve yargılamasının yapılmasına engel oluşturan hususlarda HMK’nın 353. maddesi kapsamında değerlendirilerek kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesini gerektirmektedir. Somut olayda; davacının TMK’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açtığı, davacının, TMK’nın 161. maddesi uyarınca zina nedenine dayalı boşanma davasının bulunmadığı, ancak ilk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararda tarafların evlilik birliğinin temelden sarsıldığı belirtilerek, madde belirtilmeden boşanmalarına karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm kısmında ve kısa kararda ise tarafların TMK’nın 161. maddesi gereğince zina nedeni ile boşanmalarına karar verildiği bu şekilde gerekçeli karar, hüküm ve kısa karar arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır....
Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davasına, kadının reddedilen boşanmanın fer'isine ilişkin taleplerine, kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir. İstinaf aşamasında yapılan incelemede eşlerden T3 vekili tarafından 27.02.2023 tarihinde zina (TMK md. 161), aksi takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenlerine dayalı boşanma davası açıldığı, bu davanın Denizli 1. Aile Mahkemesinin 2023/93 esas sırasına kaydedildiği ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir....
"Zina” sebebine dayanan boşanma talebi, toplanan deliller zinayı kabule yeterli olmadığında, “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebiyle boşanma kararı verilmesini gerektirecek yeterlikte ise, “af’ olmadıkça veya dava hakkı düşmedikçe, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de içinde barındırır. Çünkü, zina mutlak boşanma sebebidir ve bu olayın evlilik birliğini temelinden yıktığı, kanunun bunu tek başına mutlak boşanma sebebi saymasıyla baştan kabul edilmiştir. Bu bakımdan kadının güven sarsıcı davranışları gerçekleştiğine, bu husus mahkemece de sabit kabul edildiğine göre, kocanın boşanma davası da kabul edilmeli ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilmelidir. Bu yönden sayın çoğunluk kararına katılmıyorum....
Zina hem özel ve mutlak boşanma sebebi, hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma sebebi oluşturur. Böyle bir olguyla karşılaşan eş dilerse bu sebeplerden yalnızca birisine, dilerse her ikisine birlikte dayanmak suretiyle boşanma talep edebileceği gibi, aralarında kademe oluşturmak suretiyle de davada olduğu gibi öncelikle özel sebeple, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talep edebilir. Bu son halde özel boşanma sebebi gerçekleşmiş ve ispatlanmış ise, artık ikinci sebebe gidilemez. Bu nedenle, mahkemece zina sebebiyle boşanma davasının kabulüne karar vermekle yetinilmesi gerekirken geçimsizlik sebebine dayalı talebin de kabulüne karar verilmesi hatalı ise de, bu yanlışlık sonuca etkili olmadığından eleştirilmekle yetinilmiştir....
Hukuk Dairesi 07/03/2016 tarihli ve 2015/13666 E.- 2016/4293 K.; 16/04/2014 tarihli ve 2013/25194 E.-2014/8463 K.). Yapılan yargılama ve toplanan delilllerden, davalı erkeğin eşine süreklilik oluşturan fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, TMK’nun 162. maddesinde düzenlenen koşullar gerçekleştiği, yine tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açmış oldukları boşanma davasında ise, erkeğin güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, sadakate aykırı davrandığı, hakaret ettiği, böylelikle taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün görülmediği gerekçesiyle TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebi ve TMK 162....
Tarafların evliliği sürecinde davalı koca tarafından eşi aleyhine, kadının sık sık evi terk etmesi ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış, bu davada mahkemece geçimsizliğin kadın ile koca arasında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu davadan sonra davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle davalı aleyhine boşanma davası açılmış, koca ise karşı dava ile zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesini istemiştir....
ve hükmedilen nafakanın miktarında, Boşanma veya ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2) amir hükmü gereğince, velayeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nun 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına...
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, eldeki davanın zina nedenine dayalı olması nedeniyle Mahkemenin bu konuda hiçbir gerekçe göstermeden karar verdiğini, davalının dava öncesi ve diğer davalar öncesi müvekkilini başkası ile aldatması ve bu bayandan çocuğunun olması nedeniyle zina davasının ispat edildiğini, ayrıca talep edilen maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası konusunda da gerekçe belirtmemesi ve karar verilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,dava zina sebebine dayalı boşanma, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin olduğu,Alaşehir 2....