Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Ana -Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlât edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, evlât edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlât edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Değerli çoğunluğun kararı ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de örtülü olarak kaldırılmış gözükmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmüne göre babalık hükmü alanlar yönünden çocuk, ana ve baba evli olmadığından “ananın soyadını” taşıyacağı halde değerli çoğunluğun bu kararı ile “babasının soyadını” taşır duruma gelmektedir/getirilmektedir. Başka bir anlatımla çocuğun “ana soyadı” kaybettirilmiştir/kaybettirilmektedir. Evlilik dışı çocuk neden “ana soyadı” yerine “baba soyadını “almaktadır?/almak zorunda bırakılmaktadır? Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez....
"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bakırköy 11. Aile Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dava dilekçesinde, ... ...'in evlat edinilmesinde ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince "evlat edinmede ana baba rızası aranmaması kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği" gerekçesiyle "dinlenebilme koşulu olmayan davanın reddine" karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2019 NUMARASI : 2018/697 ESAS, 2019/29 KARAR DAVA KONUSU : Ana Baba Rızası Arama KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi....
Değerli çoğunluğun kararı ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de örtülü olarak kaldırılmış gözükmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmüne göre babalık hükmü alanlar yönünden çocuk, ana ve baba evli olmadığından “ananın soyadını” taşıyacağı halde değerli çoğunluğun bu kararı ile “babasının soyadını” taşır duruma gelmektedir/getirilmektedir. Başka bir anlatımla çocuğun “ana soyadı” kaybettirilmiştir/kaybettirilmektedir. Evlilik dışı çocuk neden “ana soyadı” yerine “baba soyadını “almaktadır?/almak zorunda bırakılmaktadır? Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının ana baba bir kardeş olduğunu bildirdiği davalı ...'in baba adının, davalı ...'nin ise ana ve baba adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ana-baba bir kızkardeşleri ... ve ...'in ana ve baba adlarının nüus kaydında yanlış yazıldığını bildirerek ...'nin ... ve .... olan baba ve anne adının ... ve ... olarak, yine ....'in .... olarak yazılan baba adının da .... olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece anne ve baba adının düzeltilmesine ilişkin talepte bulunma hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle davacının dava açma hakkı bulunmadığından aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delil ve sunulan belgelerden, talebe konu edilen çocuk hakkında koruma kararı verilip (TMK.md.312/) kuruma yerleştirildiği ve bu nedenle evlat edinmede ana-baba rızası aranmaması” kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceği anlaşılmaktadır. Bu durumda; rıza aranmama kararının evlat edinme kararından bağımsız olarak talep edilebilmesi söz konusu değildir. Dinlenebilme koşulları bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekirken; mahkemece çocuğun biyolojik anne ve babasının sonradan tespit edildiği gerekçesine dayalı olarak ret kararı verilmesi doğru olmamıştır....
Dairem uygulamasında çocuğun baba hanesine tesciline “engel hüküm” 4721 sayılı Türk Medenî Kanununda yer alan m. 321 hükmüdür: “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.” Yerleşik uygulamamıza bir örnek vermek gerekirse: “Türk Medenî Kanununun 321. maddesi ile “ Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır.” hükmü getirilmiştir. Bu nedenle, davalı İbrahim Sami Karakoç’un küçük Aren Demirhan’ın babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken babasının soyadının taşımasını sağlayacak şekilde, baba hanesine kaydedilmesine de karar verilmesi doğru bulunmamıştır.”...
Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden açılan bu davanın reddi yerine kabulü doğru görülmemiştir....