Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını davacının amacının nafakanın kaldırılması olduğunu, evlilikleri boyunca olan kıskançlığını devam ettiğini, çocuğu da yönlendirerek müvekkilinin telefonlarını kontrol ettirmeye çalıştığını, müvekkilinin bütün hayatını çocuğuna adadığını, davacının çocuğun teknoloji bağımlısı olmasına sebep olduğunu, çocuğun görüşmesi konusunda sorun çıkartmadığını, davacının nafaka talebinin ve nafakanın kaldırılması talebinin yerinde olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "davacının davasının kabulü ile; tarafların müşterek çocuğu, 17.04.2012 doğumlu, Poyraz Özbay'ın velayetinin değiştirilerek, velayetin davacı baba T1 verilmesine, velayeti babaya verilen müşterek çocuk ile davalı anne arasında, her ayın 1 ve 3 haftası Cumartesi saat 10.00 Pazar saat 18.00 arası, dini bayramların 2....

ın adının "..." olarak düzeltilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 336. maddesinde "evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükmü mevcuttur. Bu hükme göre eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmamıştır. Aynı Kanunun 342. maddesinde de ayırım yapılmaksızın anne ve babanın, çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi getirilmiştir. Evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden emredici nitelikteki bu hükümler geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir....

    ın 05.11.1991 olan doğum tarihinin 05.02.1991 olarak düzeltilmesini istediği, küçüğün annesinin davaya katılımının sağlanmadığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesi "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar" hükmünü içermektedir. Buna göre velayet hakkı kullanılırken eşlerden herhangi birine öncelik veya üstünlük tanınmamıştır. Aynı Kanunun 342. maddesinde de ayırım yapılmaksızın anne ve babanın, çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi getirilmiştir. Emredici nitelikteki bu hükümler, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden geçerlidir....

      Emredici nitelikteki bu hükümler, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında, ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması ile de velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmekte olup, diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın reddi gerekmektedir. Dosyadaki mevcut nüfus kayıt örneğinden, davacının eşi ve küçüğün annesi ...'in sağ olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için süre verilip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eşlerden birinin istemi yeterli bulunarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumu da nazara alınarak uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. (TMK m..336) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK m.197/1-son) Somut olayda, davacı kadın tedbir nafakası yanında ortak çocuğun geçici velayetinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından tarafların ayrı yaşadığı sabittir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi gerekir. Velayeti babaya bırakılan 2003 doğumlu... ile anne arasında anne yanında yatılı kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Öte yandan kişisel ilişkinin davacı baba nezaretinde kurulması da kişisel ilişkinin amacına aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. (HUMK 438/7 md.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, koruma kararı ve evlat edinmede ana-baba rızası aranmaması kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece koruma kararı verilmiş, ana-baba rızası aranmaması talebi reddedilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Hasımsız olarak açılan davada, 03.10.2014 doğumlu ...'in 2828 Sayılı Kanun hükümlerine göre koruma altına alınması ve annenin beyanı doğrultusunda evlat edindirilmesi ve ana baba rızasının aranmaması kararının verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; duruşma açılmadan, küçük ...'...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması- Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı baba tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş ise de; kişisel ilişki düzenlemesine yönelik davaların Yargıtay'da duruşmalı olarak inceleneceğine dair yasal düzenleme bulunmadığı gibi işin niteliği gereği temyiz incelemesinin öncelikli olarak yapılması zorunlu olduğundan davalı- karşı davacının duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davalı-karşı davacının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava, çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13)....

                Velayetinin birlikte yaşadığı ana ya da babasında bulunması çocuğun çıkarlarına ve üstün yararına uygun olandır. O halde dava tarihi itibariyle velayetin değiştirilmesi koşullarının mevcut ve dava açmakta davacı babanın haklı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekmektedir. Diğer taraftan, mahkemece davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebi hakkında olumlu - olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş ise de bu hususta istinaf bulunmadığından yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir....

                Mahkemece, dosya kapsamı nazara alınarak ortak velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepleri yönünden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5), heyet raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre ortak velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu sebeplerle; esası ve sair istinaf talepleri incelenmeden kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile Antalya 8....

                UYAP Entegrasyonu