Davacı vekili bilahare ibraz ettiği talep artırım dilekçesiyle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin 2.984.760,74- TL olarak tespiti ile Silivri 3.ASHM'nin 2017/8 D.İş sayılı acele el koyma dosyasında depo kararı verilen 2.620.570,08- TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 364.190,66- TL tazminatı ile 82.434,43 TL erimisil bedelinin haksız el koyma tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/87 esas, 2014/216 sayılı kararı ile davacıya ait aracın sürücüsü olan sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine, iyi niyetli üçüncü kişiye ait olması nedeniyle aracın müsaderesi talebinin reddine ve ruhsat sahibi olan davacıya iadesine karar verildiği ve Anayasa Mahkemesi'nin 20/09/2017 tarih, 2014/14195 başvuru numaralı kararında belirttiği hususlar dahilinde Dairemizin değişen görüşüne göre, iyiniyetli üçüncü kişilere ait taşınırlar hakkında yapılan fiili el koyma işlemlerine ilişkin olarak bu şahısların zararlarını talep edebilecekleri, ancak bu halde, fiili el koyma süresinin makul olup olmadığı hususunun gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, somut olayda müsadere talebinin reddine ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenerek ve el koymaya ve aracın iadesine ilişkin tüm tutanak, müzekkere, karar ve belgelerin onaylı birer sureti dosya içerisine alınıp incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken...
HUKUKÎ SÜREÇ 1.Davacı vekili 29.01.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üzerine kayıtlı . plakalı aracına 11.06.2008 tarihinde bir suça karıştığından bahisle el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda aracın ruhsat sahibine iadesine karar verildiği, müvekkilinin dosyada taraf olmadığını, kendisine tebligat yapılmadığını, bu nedenle karardan haberdar olmadığını, müvekkilinin aracın iadesi kararını 2018 ocak ayında öğrendiğini, müvekkilinin 10 yıl aracını kullanamadığını, aracın kullanılamaz hale geldiğini, aracın parkta olması ve yüksek park ücreti istenmesi nedeniyle aracı teslim alamadığını, söz konusu kararda müvekkili yönünden kanun yolları ve mercilere başvuracağı ve süreleri yönünden açıklama yapılmadığını, haksız el koyma nedeniyle mülkiyet hakkına aykırı olduğuna, anayasaya aykırı olduğuna, söz konusu el koyma nedeniyle elde edilecek gelir, ekonomik değeri yitirmesi nedeniyle zararı, park ücreti zararı da olmak üzere 200.000,00 tazminatın el koyma tarihinden işleyecek...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, el koyma işleminin hukuka aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı ... İşletme Genel Müdürlüğü yönünden asıl ve birleşen davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 28/04/2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen dava yönünden davacı vekili, asıl dava yönünden davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....
Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine, 17.10.2000 tarihinde açılan kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasının 2942 sayılı Yasa'nın 38. maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği ve bu hükmün de Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından önce 06.01.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Sözü edilen kararın kesinleşmesinden sonra davacı taraf bu kez aynı yer hakkında müdahalenin men'i ve kal davasını açmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 38. maddesinde; idare tarafından kamulaştırmasız el konulan taşınmazın, fiilen el koyma tarihinden itibaren 20 yıllık sürenin geçmesi halinde, taşınmazın malik zilyet veya mirasçılarının her türlü dava haklarının düşeceği öngörülmüştür. Söz konusu Kamulaştırma Yasası'nın 38. maddesi hak düşürücü süreyi içermekte olup, bu husus kamu düzenine ilişkindir....
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat HÜKÜM : Kısmen kabul TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama Davacı hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine Mahkemece kurulan hükmün; davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde, 1086 sayılı HMUK'un 427. ve 1412 sayılı CMUK'un 317. maddeleri gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I. HUKUKÎ SÜREÇ Mahkemece; davacı vekilinin haksız el koyma nedeniyle 50.000 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24/06/2014 tarih, 2014/1878 Esas, 2014/155527 Karar sayılı ilamıyla: "Emniyet Müdürlüğü görevlilerince Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 17/06/2009 tarih ve 2009/127 D....
Davalı idare vekili; 6830 sayılı İstimlak Kanununun 13.maddesinde öngörülen tüm mercilerden adres araştırması yapan müvekkilinin kamulaştırma işlemini davalıya ilanen tebliğ ettiğini, tebliğ tarihine göre 30 günlük hak düşürücü sürede bedel artırım davası açmayan davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istemiyle açtığı davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat (kamulaştırma bedelinin artırımı), birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına davanın reddine, birleşen dava yönünden ise kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare (davacı) vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat (kamulaştırma bedelinin artırımı), birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ... İli .... Mahallesi 2840 parsel sayılı taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dosya içindeki bilgilerin incelenmesinden; davacı vekili tarafından kamulaştırmasız el koyma nedeniyle önce......