lehine reddedilen miktar üzerinden nispi vekalet ücreti verilmesi yönünde bozulması gerektiğinden birleştirilen kamulaştırmasız el atma davası yönünden onamanın yerinde olmadığı, mahkeme kararının belirtilen bu nedenlerle bozulması gerektiği bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 10.06.2014 gün ve 2014/8895 Esas-2014/10307 Karar sayılı bozma ilamının 2. paragrafının başına gelmek üzere "Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat talebine ilişkin dava yönünden" sözcüklerinin yazılması ve yine 3. paragrafta yazılı "Ancak" sözcüğünden sonra gelmek üzere "2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6. maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle...
Ancak; 1- Davacının hukuki el atma nedeniyle tazminat talebinin bulunmamasına rağmen hukuki el atmanın varlığı nedeniyle tazminata hükmedilmesi, dava dilekçesinde taşınmazın tamamının kullanılmaz hale geldiğinin belirtilmesine göre arta kalan kısmın el atma nedeniyle tek başına yapılaşmaya müsait parsel ebatlarına sahip olup olmadığının tespiti ve buna göre arta kalan kısmın da kamulaştırılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekirken yapılmamış olması, 2- Hukuki el atmaya ilişkin talep bulunmamasına rağmen hukuki el atma olduğundan bahisle yapılan değerlendirmede ise; 12/11/2020 tarihli fen bilirkişi raporunda, arta kalan ve 15D ile gösterilen 37,71 m²'lik alanın imar planında ortaöğretim alanında, 15P harfi ile gösterilen 31,55 m²'lik alanın imar planında park alanında kaldığının belirilmesine rağmen bu yerlerin de imar planında yolda kaldığından bahisle hukuki el atma olduğu ve kamulaştırılması gerektiğine karar verilmesi, 3- Yol olarak el atılmayan kısımların da yol olarak...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle hiç bir bedel ödemeden ve kamulaştırma işlemi yapılmadan hükmen ifraz edildiğini, kamulaştırma işlemi yapılmadan taşınmazın park yol ve risme bina olarak planlandığını, müvekkilinin rızasının dahi alınmadığını, mülkiyet hakkının davalı tarafından ihlal edildiğini, dava konusu taşınmazın ekonomik değeri yüksek olan bölgede bulunduğunu, taşınmazın kamulaştırmasız el atma proje bütünlü ilkesi kapsamında değerlendirilmesi ve taşınmazın kamu hizmetlerine ayrılan tüm kısmı için tazminat verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza fiilen el atılması nedeniyle taşınmazdaki davacıların hissesine karşılık olan bedel hakkında tazminat verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Davalı Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında herhangi bir kamulaştırma ve 18....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ettiği haksız işgalin hukuki delile dayanmadığını, haksız işgal nedeniyle tazminatın ödenmesinin kabulü için haksız bir el atmanın olması gerektiğini, haksız el atmanın varlığını ispat edemeyen davacının haksız işgal nedeniyle tazminat isteminin kabul edilmediğini, yeterli ödenek olmaması halinde kamulaştırma işlemi yapılamayacağını, haksız ve dayanıksız olarak açılmış bulunan davanın davacı tarafın iddia ettiği gibi haksız bir el atma olmaması sebebiyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının maliki olduğu Tokat İli Erbaa İlçesi Gündoğdu Mh 937 ada 16 sayılı parsele, davalı idarenin ENH geçirmek suretiyle fiilen el attığını, bunun karşılığında kamulaştırma yapmadığı gibi bedel de ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile taşınmazın el atılan kısmının ölçümlenerek el atma tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Erbaa 1....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
Maddenin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden önce hüküm altına alınmış kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacakları ise anılan madde kapsamında bulunmadığından, böyle bir alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takipleri nedeniyle bu maddenin son fıkrasında yer alan haczedilmezliğe ilişkin hükmün uygulanması mümkün değildir. Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilamının karar tarihi 28.12.2010 olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’unun geçici 6.maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden sonrasına ilişkindir. Bu durumda anılan maddenin olayda uygulaması gerekeceğinden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan takipte borçlu belediyenin mal, hak ve alacaklarının haczi mümkün değildir. O halde mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....