WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede; boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirgin bulunan davalı hakkında, ödenen aylıklar nedeniyle 01.06.2003 – 01.10.2008 dönemi yönünden borç tahakkuk işlemi tesis edilemeyeceği, başka bir anlatımla anılan döneme ilişkin olarak Kurumun geri alım hakkının bulunmadığı gözetilerek, 01.10.2008 – 01.06.2012 dönemi yönünden faize hükmedilmemiş olması, 2- Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar ve sağlık giderlerinin yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %20’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar...

    Buna göre, davacı Kurumun davalıya ödediği her bir aylık ödemesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinin de hesaplanarak davacı Kuruma ödenmesi gerekmektedir. 3-Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen hak sahibi konumundaki davalıya yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin 2. fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....

      İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56'ncı maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir....

        Ayrıca, itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde; Kurumdan gerekli bilgi ve belgeler getirtilmeli, davalının sigortalılık durumu, aylığın hangi rapora dayanılarak hangi oran üzerinden tahsis edildiği tespit edilmeli, çalışma gücü kaybı bakımından beliren çelişkinin giderilmesi için ......

          Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda: dava devam ederken davacı vekilinin davayı geri aldığını beyan ettiği, her iki davalının da davanın geri almasına muvafakat ettiği, HMK'nın 123. Maddesi doğrultusunda davanın geri alınması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, dosyanın duruşmasını ----taraf vekillerinin beyanı doğrultusunda dosyanın sürüncemede kalmaması, yargılamadaki hedef süreler ve usul ekonomisi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Davalı vekilinin istinaf yoluna başvurarak, davacının yatırdığı teminattan alınmak üzere müvekkili lehine alacağın % 20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi ve alacağın %10'undan az olmamak üzere para cezasına hükmedilmesinin talep edildiği görülmüştür. Dairemizin 26.09.2018 tarihli geri çevirme kararı ile HMK'nın 344.madde gereğince istinaf başvurusunda bulunan davalıya nispi harcın tamamlatılması istenmiş, davalı vekilinin kendisinin 2.270,00 TL istinaf karar harcının yatırılması için çıkarılan muhtıra üzerine, müvekkili adına adli yardım talebinde bulunduğu, Dairemizin 23.11.2018 tarihli 2018/3079 E.sayılı kararıyla; adli yardım talebinin reddine karar verildiği, davalı itirazının İstanbul BAM 17.HD'nin kararı ile reddine karar verilmesi üzerine, kesinleştiği ve Dairemizin geri çevirme kararı ile istinaf harcının tamamlatılmasının istendiği görülmüştür....

            Aynı Kanun'un 17/2.maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin karar alınması da mümkündür, böyle bir kararın aynı genel kurulda alınması gerekmektedir. Erteleme kararı, kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin 15/1.maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir. Ancak davacıya yapılacak geri ödeme, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecekse, dolayısıyla erteleme kararı geçerliyse ve dava erteleme süresi dolmadan açılmışsa, zamanından önce açılan davanın reddi gerekecektir....

              Aynı Kanun'un 17/2.maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin karar alınması da mümkündür, böyle bir kararın aynı genel kurulda alınması gerekmektedir. Erteleme kararı, kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin 15/1.maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir. Ancak davacıya yapılacak geri ödeme, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecekse, dolayısıyla erteleme kararı geçerliyse ve dava erteleme süresi dolmadan açılmışsa, zamanından önce açılan davanın reddi gerekecektir....

              SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın (HÜKÜM) bölümünün 1. bendindeki “9.248,95 TL alacağın 30.04.2009 tarihinden itibaren, 1.547,18 TL alacağın 31.05.2009 tarihinden itibaren, 1.546,89 TL alacağın 30.06.2009 tarihinden itibaren, 1.489,26 TL alacağın 31.07.2009 tarihinden itibaren, 1.592,88 TL alacağın 31.08.2009 tarihinden itibaren, 1.644,57 TL alacağın 30.09.2009 tarihinden itibaren, 1.724,96 TL alacağın 31.10.2009 tarihinden itibaren, 1.693,92 Tl alacağın 30.11.2009 tarihinden itibaren, 1.682,66 TL alacağın 31.12.2009 tarihinden itibaren, 1.515,93 TL alacağın 29.01.2010 tarihinden itibaren, 1.568,89 TL alacağın 28.02.2010 tarihinden itibaren, 1.531,17 TL alacağın 31.03.2010 tarihinden itibaren, 1.531,17 TL alacağın 30.04.2010 tarihinden itibaren, 1.572,01 TL alacağın 31.05.2010 tarihinden itibaren, 1.604,10 TL alacağın 30.06.2010...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO :2022/409 Esas KARAR NO :2022/660 DAVA :İtirazın iptali DAVA TARİHİ :07/06/2022 KARAR TARİHİ :18/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan ticari satımdan kaynaklı itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili şirketin edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirketten alacağını tahsil edemediğini, cari hesabın 31.12.2021 tarihinde kesilerek alacağın muaccel hale gelmesi üzerine mutabık kalınan 29.286,05 TL asıl alacak üzerinden başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, takibe itiraz edilmesine rağmen asıl alacağın müvekkiline ödendiğini, ancak işlemiş faiz, takip masrafları ve harçları ile icra takip ücretinin ödenmediğini, haricen ödeme yapıldığı halde takibe kötüniyetle itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile asıl alacağın %40’ı oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini...

                  UYAP Entegrasyonu