Dava, TMK'nun 166/1. m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet fer'i talepleri ile ziynet eşyasından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir....
görmüş ürün ile değişmemiş eşyanın ihraç edildiğinin tespiti kaydıyla kapatılacağını, 26. maddesinin 1. fıkrası; Müsteşarlığın Karar hükümlerine istinaden, dahilde işleme rejimi ile ilgili usul ve esaslara ilişkin tebliğ ve genelgeler çıkarmaya, izin ve talimat vermeye, özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya ve uygulamada ortaya çıkacak ihtilafları idari yoldan çözümlemeye yetkili olduğunu kurala bağlamıştır. 2005/8391 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararı'na istinaden dahilde işleme tedbirlerinin uygulama usul ve esaslarını belirlemek üzere, 20/12/2006 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği'nin 38. maddesinin 2. fıkrasında; dahilde işleme izin belgesinin/dahilde izleme izni ihracat taahhüdünün, belgede/izinde belirtilen şartlar da dikkate alınmak suretiyle, dahilde işleme rejimi hükümleri çerçevesinde eşdeğer eşya ve/veya ithal eşyasından elde edilen işlem görmüş ürün ile değişmemiş eşyanın başlamış işlemler dahil...
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır..." hükmü, 186/3. maddesinde ise "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; tarafların 01/08/1994 tarihinden itibaren evli oldukları, bu evlilikten 3 müşterek reşit çocuklarının bulunduğu, davacı kadının ev hanımı olduğu, aylık 600,00 TL kira ödediği, davalı erkeğin ise emekli olduğu, aylık 1.950,00 TL (beyanına göre 2.111,00 TL) gelirinin bulunduğu, davalı tarafın da aylık 600,00 TL kira ödemesi yaptığı anlaşılmıştır....
Dava, ziynet eşyasından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nun 266- (1) m.sine göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerekirken hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. 6100 sayılı HMK'nun 270- (1)-c bendinde, bilgisine başvurularak konu hakkında meslek veya sanat icrasına resmen yetkili kılınmış olanların bilirkişilik görevini kabulle yükümlü olduklarına dair hükme yer verilerek bilirkişilerin niteliklerine de gönderme yapılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 298- (2) m.si uyarınca, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. İstikrar kazanmış Yargıtay uygulamasında; vekalet akdinden kaynaklı uyuşmazlıklarda avukatın hizmet sağlayıcısı konumunda bulunması sebebiyle vekalet akdinin karşı yanında bulunan müvekkilin tüketici sayılıp sayılmayacağının tespitinde avukat tarafından takip edilen işin mahiyetine, müvekkilin amaç ve saikine bakılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacı avukatın Kemer 1....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır (TMK md.197/1). Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır (TMK md.197/son). Nafaka miktarı belirlenirken; tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile günün ekonomik koşulları dikkate alınır. Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere müşterek çocuğun davacı ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin, ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması; davalı (kocayı), tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.( TMK 197/2) Somut olayda kadın, erkeğin hakaretine vakıa olarak dayanmış, ilk derece mahkemesince de erkeğin kadına hakareti sabit görülüp vakıa erkeğe kusur olarak yüklenmiştir. Erkeğin kadına hakareti Seydişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020- 56 esas 2020- 240 karar sayılı ilamıyla sabittir. Bu itibarla erkeğe verilen mezkur kusur yerindedir. Erkeğe yüklenen silahla tehdit ve kadını yaralamaya kalkışma kusurları bakımından verilen kusurlar ise hatalı bulunmuştur. Erkeğin kadını silahla tehdit ettiği ispatlanamamıştır. Bu husustaki davacı tanıklarının beyanları 3. Kişilerin aktarımına dayanmaktadır. Davacı kadın erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığına vakıa olarak dayanmamıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.”...
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Buna göre somut olayda; davacı ile davalının aynı evde iki yabancı gibi yaşadıkları, davalı tarafından 20012 yılında Samsun 4....