Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda; ev hanımı olan davacı ortak çocuk ile birlikte kendi ailesinin yanında Kayseri'de, davalı ise Hava Meydan Komutanlığında sözleşmeli er olarak çalıştığı Milas'ta yaşamaktadır. Dosyada yeralan deliller incelendiğinde; davacının, davalının bir hanım ile ilişkisi olduğunu ispatlayamadığı; davalının ise, dinlettiği tanıkların beyanları ile davacının davalının arkadaşı olan bir erkek ile mesajlaştığını, fotoğraflarını yolladığını, bu nedenle ayrı yaşadıklarını ispatladığı anlaşılmaktadır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır..." düzenlemelerine yer verilmiştir. Dosya kapsamına göre, tarafların bir süre gayri resmi nikâhla birlikte yaşadıkları daha sonra ayrıldıkları anlaşılmaktadır. TMK’nın 197 ve devamı maddesinde öngörülen tedbir nafakası resmi nikâhlı eş yönünden kabul edilen müesseseler olup, davacının davalının gayri resmi nikâhlı eşi olduğu anlaşılmakla; gayri resmi eş yönünden nafaka talebinin tümden reddi gerekirken; mahkemece, davacı ve davalının 10 yıl resmi nikâh olmaksızın karı koca hayatı yaşadıkları ve davalının daha sonra başka bir kadınla yaşadığından bahisle, davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. .... Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre, davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları, davalının, davacıya sürekli toplum içerisinde "hiç bir şey bilmez, bir şeyden anlamaz, inşallah ölür de kurtulurum" gibi incitici sözlerle gururunu rencide ettiğini beyan etmişler; gerek davacı gerek davalı beyanlarından olay günü tarafların yemek masasında tartıştıkları ve davalının bu esnada masada bulunan yemeği davacının üzerine fırlattığı hususu anlaşılmıştır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları, davalının müşterek konutu terk ederek, kendisine ayrı bir ev açtığını, davacının ve müşterek çocuğun hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, davacının komşularının ve akrabalarının yardımıyla geçimini sağlayamaya çalıştığını, davalının davacıyı istemediğini, yeni yerleştiği evine de davet etmediğini beyan etmişlerdir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, eşlerden birinin ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bir biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahip olduğunu, ayrı yaşama haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alacağını; dilenen tanık beyanlarından, davalının, davacıdan ayrı olarak başka bir kadınla birlikte yaşaması ve davacıya maddi olarak destek olmaması nedeniyle, davacının ayrı yaşamada haklı olduğu gerekçesiyle; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını dikkate alarak, davacı lehine aylık 350,00 TL yardım nafakasına hükmetmiştir. Dava, davacı tarafından davalı eşten tedbir nafakası istemine ilişkindir. Nafaka, Yargıtay kararlarında kabul edildiği üzere tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere dörde ayrılır....
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Türk Medeni Kanunun 183/6 maddesinde; "eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar" denilmektedir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Birliğin giderlerine katılmada ise eşlerin "güçleri" esas alınmıştır. Davalı (koca) birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davacı (kadının) maaşı olması, gelirinin davalı (kocadan) az olması veya çok olması, davalı (kocanın) ortak giderlere katılma yükümlülüğünü büsbütün ortadan kaldırmaz....
(TMK m.195) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin, diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Davacı eşin nafakaya hak kazanabilmesi için ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. Tedbir nafakası talep eden eşin belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin, davalı eşin gelirinden fazla olması, davalı eşi, ortak giderlere katılma yükümlülüğünden kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Zira; tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı eş, aile birliğinin ortak giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Diğer taraftan hakim, tedbir nafakasının miktarını tayin ederken eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....