Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü, 27 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda yapılan ve 01.10.1990 tarihinde tapuya tescil edilen imar uygulamasına ilişkin dayanak encümen kararı ve tüm evrakın (şuyulandırma cetveli vb.) ilgili tapu müdürlüğünden istenmesi; anılan imar uygulamasının idari yargı yerince iptal edilip edilmediğinin ilgili belediyesinden ve gerekirse davacı taraftan sorulması, imar uygulamasının iptal edildiğinin anlaşılması halinde ilgili mahkemesinden kesinleşme şerhli gerekçeli karar suretinin istenmesi için, 3-.......

    Mahkemenin iptal ve tescil isteğini ret gerekçesinin yerinde olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. İptal ve tescil isteği yönünden hatalı değerlendirme sonrasında terditli istek olan tazminata geçilmesi de doğru değildir. Öte yandan, birleştirilen dava yönünden; vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni üzerinde yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidilmiştir....

      Dosya içeriği ve toplanan delillerden, öncesinde 1574 parsel olarak davalının miras bırakanları ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın, Hazinenin açtığı tapu iptali ve tescil davası sonunda E... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.1974 tarih 1972/231 Esas ve 1974/32 Karar sayılı ilamı ile 22.11.1973 tarihli krokiye göre 4700 m2 lik bölümünün tapu miktar fazlası olarak Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın derecattan geçerek 26.01.1976 tarihinde kesinleştiği, ancak, tescil kararı tapuda infaz edilmeden, 1574 parselin imar uygulaması sonucu davaya konu 229 ada 2 parselle birlikte birçok imar parselinin oluştuğu, imar uygulaması sırasında anılan iptal tescil ilamının gözetilmediği, imar parsellerinin 31.01.1997 tarihinde 1574 parselde kayıt maliki olarak görünen kişiler adına tescil edildikleri anlaşılmaktadır....

        Belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davada davacı; dava dilekçesi ile 25.000 TL’nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, bu talebini 17/09/2019 tarihli dilekçesi ile 158.622,26 TL'ye yükseltmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemesince; hüküm altına alınan alacağın tamamına tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir....

          Belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davada davacı; dava dilekçesi ile 25.000 TL’nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, bu talebini 17/09/2019 tarihli dilekçesi ile 158.622,26 TL'ye yükseltmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemesince; hüküm altına alınan alacağın tamamına tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir....

            Belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davada davacı; dava dilekçesi ile 25.000 TL’nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, bu talebini 17/09/2019 tarihli dilekçesi ile 158.622,26 TL'ye yükseltmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemesince; hüküm altına alınan alacağın tamamına tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları Hasan'ın maliki olduğu 43 ve 107 parsel sayılı taşınmazları bağış suretiyle davalı oğlu Emin'e temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, bağış suretiyle yapılan temlikte tapu iptal ve tescil talebinde bulunulamayacağı, tenkis koşullarının da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, geçerli olan bağış işlemi nedeniyle tapu iptal ve tescil talep edilemeyeceği, öte yandan tasarruf nedeniyle davacıların saklı paylarının ihlal edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

                DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * bağıştan rücu nedeniyle tapu iptal ve tescil, olmadğıında bedel tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilerek tapu iptal v etescil kararı vreilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, "geçerli bir bağış işlemi bulunmadığından bağıştan rücu istenemez ve tescil isteği kabul edilemez" gerekçesine dayalı olarak hüküm Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.3.2003 tarih 1899-225 sayılı ilamıyla bozulmuştur. İlgili mahkeme bu kez bedel yönünden davanın kabulüne karar vermiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve dosya Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi "dava, bağıştan rücu sebebiyle açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin bulunduğundan temyiz incelemesi 1....

                  TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arsa ise emsal karşılaştırması yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/943 E, 2016/756 K sayılı kararı ile davacının adına kayıtlı taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığından bahisle tapu kaydının iptaline karar verilmesi karşısında davacının uğradığı maddi zararın tazmini gerekmektedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptal Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu