Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacının sözleşmesinin feshinden önceki aylara ait ücret tahakkuk ve tediye bodroları ile davacının ücret ödemeleri banka aracılığı ile yapılıyorsa banka hesap ekstrelerinin davalı asıl işveren, alt işveren ve ilgili bankadan getirtilip eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacının sözleşmesinin feshinden önceki aylara ait ücret tahakkuk ve tediye bodroları ile davacının ücret ödemeleri banka aracılığı ile yapılıyorsa banka hesap ekstrelerinin davalı asıl işveren, alt işveren ve ilgili bankadan getirtilip eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağı, zamanaşımı, davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları bulunup bulunmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde, fark ücret alacağı kısmi dava, diğer alacaklar (fark ilave tediye ve ikramiye alacakları) belirsiz alacak davası olarak talep edilmiş ise de, mahkemece bütün alacaklar kısmi alacak olarak karara bağlanmıştır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 15. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanun’a eklenen ek 3. maddede, “İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır. a) Kıdem tazminatı. b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat. c) Kötüniyet tazminatı. d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.” hükmü öngörülmüştür....

      Taraflar arasında davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağı, zamanaşımı, davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları bulunup bulunmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde, fark ücret alacağı kısmi dava, diğer alacaklar (fark ilave tediye ve ikramiye alacakları) belirsiz alacak davası olarak talep edilmiş ise de, mahkemece bütün alacaklar kısmi alacak olarak karara bağlanmıştır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 15. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanun’a eklenen ek 3. maddede, “İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır. a) Kıdem tazminatı. b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat. c) Kötüniyet tazminatı. d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.” hükmü öngörülmüştür....

      Böylece, sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Mahkemece davacının 56 gün yıllık izin alacağı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davacı tarafından açılan bu davanın tarihi 24.10.2014 olup, dava değeri 500 TL olarak belirlenmiş, davacı 08.02.2016 ıslah dilekçesi ile dava değerini artırmıştır. Davacı, süresi içerisinde işe iadesi için başvurmakla birlikte, dava dilekçesinde dava değerini yıllık izin alacağı yönünden 500 TL olarak göstermiş olup, davacının yıllık izin alacağı akdinin feshi tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle davacının yıllık izin alacağının ıslah edilen kısmı 08.02.2015 tarihi itibari ile zamanaşımına uğramıştır....

        Böylece, sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Mahkemece davacının 56 gün yıllık izin alacağı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davacı tarafından açılan bu davanın tarihi 24.10.2014 olup, dava değeri 500 TL olarak belirlenmiş, davacı 08.02.2016 ıslah dilekçesi ile dava değerini artırmıştır. Davacı, süresi içerisinde işe iadesi için başvurmakla birlikte, dava dilekçesinde dava değerini yıllık izin alacağı yönünden 500 TL olarak göstermiş olup, davacının yıllık izin alacağı akdinin feshi tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle davacının yıllık izin alacağının ıslah edilen kısmı 08.02.2015 tarihi itibari ile zamanaşımına uğramıştır....

          Böylece, sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, Mahkemece davacının 56 gün yıllık izin alacağı kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ancak, davacı tarafından açılan bu davanın tarihi 12.11.2014 olup, dava değeri 500 TL olarak belirlenmiş, davacı 08.02.2016 ıslah dilekçesi ile dava değerini artırmıştır. Davacı, süresi içerisinde işe iadesi için başvurmakla birlikte, dava dilekçesinde dava değerini yıllık izin alacağı yönünden 500 TL olarak göstermiş olup, davacının yıllık izin alacağı akdinin feshi tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu nedenle davacının yıllık izin alacağının ıslah edilen kısmı 08.02.2015 tarihi itibari ile zamanaşımına uğramıştır....

            Somut olayda, davacının eczanede eczacı kalfası olarak çalıştığı, akdinin 03.09.2007 tarihinde feshedildiği, davacı tarafından akdi feshedilmeden önce mahkemenin 2007/771 esas sayılı dosyası ile 28.08.2007 tarihinde yıllık izin ücretinin tahsili amacıyla dava açıldığı ve mahkemece bu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Ancak işçinin sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Fakat akdinin feshinden sonra yıllık izin ücretleri için alacak davası açılabilir. Bu nedenle yıllık izin ücreti yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

              Dosya içeriğine göre İş sözleşmesinin 21.02.2012 tarihinde primlerin eksik yatırılması, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ve tartışma sonucu kendisine hakaret edilmesi nedeniyle davacı işçi tarafından işveren feshinden önce feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının bu feshi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-(e) maddesi gereğince haklı nedene dayanmaktadır. Kıdem tazminatının kabulü gerekirken reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kusurun derecesi, sözleşmesinin feshinden sonra ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır. İşçinin sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir....

                  UYAP Entegrasyonu