Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu 13 no'lu mesken cinsli bağımsız bölüm, dava dışı ...'nün satışı suretiyle ... adına 27.04.2012 tarihinde, yine satış suretiyle davalı ... adına 06.12.2013 tarihinde tescil edilmiş olup, 18.12.2013 tarihinde Ziraat Bankasından 46.000 TL miktarında kredi çekilip ipotek tesis edilmiştir. Tarafların annesi ve ortak tanıkları ... keşif zaptındaki imzalı beyanını 27.01.2016 tarihli celsede tekrar etmiş, davalı asil de 27.01.2016 tarihli celsedeki imzalı beyanında anneleri tanık ...'un doğruyu söylediğini beyan etmiştir....

    İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/83 Esas KARAR NO : 2022/731 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/02/2021 KARAR TARİHİ : 09/11/2022 Mahkememizde görülen Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ---- davalı ----vermiş olduğu sipariş ve talepleri doğrultusunda kaynak, ---- yapılan işlere yönelik olarak faturalar kesildiğini, ancak davalı ----tarafından bugüne kadar müvekkili şirkete yapılan ödemeler fatura bedellerini tam olarak karşılamadığını, muavin defter başlıklı belgelerin-----anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin ----- davalıdan ---- alacağı bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ---- işleyecek reeskont faizi ile birlikte --- alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Somut olayda; davacı tarafından Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan talep konusu alacak kalemleri ayrı ayrı miktarlandırılmak suretiyle dava açılmamış ve yine ayrı ayrı miktarlandırılmak suretiyle ıslah yapılmamış, mahkemece Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacak kalemleri ayrı ayrı belirtilmeksizin net 19.605,95 TL Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin hüküm kurulmuştur. Bu şekilde kurulan hükmün ilgili Yasa maddesi uyarınca usulüne uygun bir hüküm olarak kabulü mümkün değildir. Zira taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı sıra numarası altında faiz başlangıç tarihleri de gözetilmek suretiyle belirtilmesi gerekirken alacağın tek kalem şeklinde belirtilmesi hükmün denetimini engellemektedir....

        DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021 6100 sayılı HMK'nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/07/2020 tarih ve 2014/409 esas 2020/366 karar sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş ise de; İstinaf incelemesine konu davada; Davacı şirketin, davalının şirket ortaklığı nedeniyle alacağının olup olmadığı, birleşen dosyada davalı tarafından taraflar arasında akdedilen binicilik ve sponsorluk sözleşmesi uyarınca davacı şirketten alacaklı olup olmadığı hususlarının bulunduğu anlaşılmıştır....

          belirsiz alacak davası kapsamında fazlaya ilişkin alacak hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 9.900 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, belirsiz alacak davası kapsamında fazlaya ilişkin alacak hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 100 TL ticari kazanç kaybının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve takdir olunacak vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, komisyon ve hizmet bedeli sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/14365 Esas, 2019/7678 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2010/14952 Esas, 2011/3732 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın inançlı işleme dayalı olarak davalı adına alındığının ileri sürülerek inançlı işleme dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın reddine kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Taraflar arasında 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında benimsenen yazılı bir inanç sözleşmesi bulunmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil de yoktur. Bu tür davalarda taraflar baba-oğul da olsalar tanık dinlenemez....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı ile davalılardan ... arasındaki “Anlaşma” başlıklı 31.01.2007 tarihli belgeden dava konusu 767 ve 787 sayılı parsellerin davacı ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığı ancak bu yerlere imar izni alınabilmesi için tapularının köyün yerlisi ve sakini olan ... üzerine çıkarılacağı, talep halinde tapu kayıtlarının ...’e devredileceği belirtilmiştir. Adı geçen tarafların imzaları bulunan belge mahkemenin de isabetli olarak tespit ettiği gibi bir inanç sözleşmesidir....

                İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelemeyi yapmak ise hakime aittir. Dava dilekçesindeki anlatımlara göre dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkin olmasına rağmen mahkemece hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek mülkiyet aktarımına ilişkin istemin harici satıştan kaynaklandığı gerekçesi ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu