Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddi ile alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin gayri resmi şekilde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir çocuklarının olduğunu, resmi nikah kıyma talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini, birlikteliğin davalı tarafından sonlandırıldığını, ancak müvekkili tarafından müşterek konuta alınan çeyiz eşyaları ile düğünlerinde takılan ziynet eşyalarının müvekkilline iade edilmediğini belirterek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesi ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen teslimi talebi değerlendirilmeden bilirkişi raporu hükme esas alınarak çeyiz ve ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde dairemize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık, ziynet eşyası alacak davasında verilen karar yönünden HMK'nun 362/1- a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde dairemize verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık, ziynet eşyası alacak davasında verilen karar yönünden HMK'nun 362/1- a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Somut olayda davalı-karşı davacı kadın tarafından 47.378,00 TL ziynet alacak bedeli talep edilmiş olup, 20.750,00 TL ziynet alacağı talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağının reddedilen (26.628,00 TLTik) kısmına ilişkin olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ortak çocuk Umut’un inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-karşı davacı kadının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
konu alacak miktarının 36.482,00 TL olduğu ve 18.01.2017 tarihli karar itibarıyla 41.530,00 TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, ziynet alacağına ilişkin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Yerel mahkemece gerekçeli kararda kadının kısmen kabul edilen ziynet eşyası alacak davası yönünden harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında bir karar verilmediği, davacı vekilinin 05/11/2020 tarihli talebi üzerine mahkemece 12/11/2020 tarihli ek karar ile HMK'nın 305/A maddesi kapsamında ziynet eşyası yönünden davacı kadın lehine 8.080 TL vekalet ücretine hükmedildiği, aynı kararda harç peşin ve tam alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına şeklinde karar verildiği, bu kararın davalı erkeğe tebliği üzerine bu karara karşı da davalının vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalının ek karara yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; ziynet eşyası alacak davası boşanmanın fer'isi olmayıp, ayrı bir harca tabi olduğu, davacı tarafından peşin harcın yatırıldığı, alacağın kısmen kabulüne karar verildiği, davalının ziynet alacağı yönünden verilen kabul kararına karşı bir istinaf başvurusu bulunmadığı anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davacının tam kusurlu olduğunu, davacının ziynet eşyalarıyla ilgili taleplerinin kötü niyetli olduğunu, ziynet eşyalarının her zaman davacıda olduğunu ve onda kaldığını, evi terk ederken yanında götürdüğünü, davacı lehine takdir edilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu, tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, boşanma davasının kabulüne, alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay ve Dairemiz kararlarında da istikrarlı olarak belirtildiği üzere; değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK m. 227). Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacak miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır....
Aile Mahkemesinin 27/05/2021 tarih, 2017/788- 2019/344 esas karar sayılı dava dosyası ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 27/05/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı kadın tarafından kişisel ziynet eşyası alacak davası açıldığı anlaşılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı anne istinaf dilekçesinde özetle; davacıların müvekkile zarar vermek istediğini, eşinin ölümünden sonra birlikte yaşarken tehdit ve hakaretlerinden, bıktığını, diğer çocuklarıyla müvekkilinin evlendirmek istediklerini, bu sebeplerle çocuğunu görüştürmemeye başladığını, çocuğunun da gitmek istemediğini, çocuğun pedagoga da görüşünü ifade ettiği buna rağmen raporda aksi yönde kişisel görüşlere yer verildiğini, mahkemenin gerekçesinin sadece ziynet eşyasından kaynaklı husumete bağlanmasının hatalı olduğunu, bir çok haklı sebeple çocuğun gösterilmesinin üstün menfaatine aykırı olacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, torunla kişisel ilişki kurulması (TMK m.325) istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....