Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı idarenin görevlisi olan memurların ''geçici ithalat rejimi'' kapsamında ülkeye sokulan aracın sicil kayıtlarını, normal bir aracın tescili usulünde düzenlemiş olmaları nedeniyle, aracın el değiştirme ve nakil işlemlerine tabi tutulduğu, aracı sırasıyla satın alan kişilerin bu sicil kayıtlarına güvenerek araç üzerinde hukuki tasarrufta bulundukları, aracın çalıntı halde yurda sokulan araç olduğunun ortaya çıkması üzerine davacının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumluluk altına girdiği, bu sebeple dava dışı kişiye bedeli ödemek zorunda kaldığı ve maddi zarara uğradığı, zararın trafik tescil işleminin hatalı usulde gerçekleştirilmesinden doğduğu, dolayısı ile zararın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığının kabulü ile davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Mahkemece, davalı ... yönünden; davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden; satıcı olan davalının araçtaki gizli ayıbı davacıdan sakladığına dair net bilgi ve iddianın ortaya konulamaması nedeniyle davanın reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231. maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2015 NUMARASI : 2014/675-2015/764 Uyuşmazlık; geçerli araç satış sözleşmesinden kaynaklanan (ayıba karşı tekeffül) alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 30.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, Hazine tarafından davacıya ayıplı olarak satılan taşınmazla ilgili olarak, ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca açılan ilk davada hüküm altına alınan alacak ile karşılanması mümkün bulunmayan munzam zararın tazmini istemine ilişkin olup, bu niteliğine göre dosyanın Yargıtaydaki inceleme yeri 13. Hukuk Dairesidir. Sözü edilen Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görevli Dairenin Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına SUNULMASINA, 09.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Dava, hukuki niteliği itibariyle, satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcundan kaynaklanmaktadır. Mahkemece itirazın kaldırılmasına, 36.000,00- TL asıl alacak ve mahkememizce davalıya ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten takip tarihine kadar işleyen 133,15- TL faiz üzerinden takibin devamına karar verilmiş olup, verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuşsa da, somut olayda, tüm dosya kapsamı ve soruşturma dosyasında araç üzerindeki kriminal incelenmesinde motor numaralarının silindiği, motor numarasına ait etiket barkodun motor üzerinde yer aldığı, aracın şasi numarasının kaynakla nakil edilmek suretiyle değiştirildiği ve aracın aldatma kabiliyetinin olduğunun tespit edildiği, davacıya satılan aracın yurt dışından kaçak olarak yurda getirildiği ve bu nedenle araca el konulduğu sabittir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık; zapta karşı tekeffülden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine 17.05.2018. gününde oybirliği ile karar verildi....

            Bunun üzerine davacı, davalı tarafından 15.000.00.TL borç için takas olarak verilen davalıya ait ikinci el aracın çalıntı olduğu iddiasıyla emniyet güçleri tarafından el konulması nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptali davası açtığından bu husus yönünden yargılama yapılması gerektiğinden icra - inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

              BK'nun 189. maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir" yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda, ihale yoluyla satış işlemi gerçekleştirilmiştir. Hâl böyle olunca, davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir....

                BK'nun 189. maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumlulukta alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda, ihale yoluyla satış işlemi gerçekleştirilmiştir. Hâl böyle olunca, davalı ... zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13-618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir....

                  UYAP Entegrasyonu