Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK'nın 192. maddesi de, taşınmazın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır. Bu bentlerde hükme bağlanan zarar ve ziyanlarda, satıcının kusurlu olmasını gerektirmez. Satıcı, her halükarda bu bentlerdeki zarar ve ziyandan sorumludur. Ancak anılan maddenin son fıkrasına göre, satıcı kendisine kusur isnat edilemeyeceğini ispatlamadıkça, satılanın zaptından kaynaklanan her türlü zarardan da sorumludur....

    Bu durumda alıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak satıcıdan talepte bulunabilir. Mahkemece mülkiyetin davacıya geçip geçmediği sahtelik nedeniyle davacının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanıp dayanamayacağı hususları üzerinde durulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. “ gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda “BK'nın 217. maddesi gereğince davacının satılandan elde ettiği semerenin satış bedelinden mahsubu halinde talep edeceği bir miktarın olmaması nedeniyle” davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TBK'nın 214. maddesi “satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa, satıcı bundan dolayı sorumlu olur” hükmünü içermektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında araç satışına ilişkin geçerli sözleşme bulunmakta olup, uyuşmazlık ve hüküm; aracın zaptedilmesi nedeniyle, zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca açılan alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, davanın husumet yokuluğundan (pasif) reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 214 (eski BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir....

          HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; davalılardan ... tarafından davacıya tapuda yapılan resmi satış işlemi ile satılan ve sonrasında açılan dava ile tapusu iptal edilen taşınmaz nedeniyle ödenilen satış bedelinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi (1. Madde); ''Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar'' olarak düzenlenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlığı doğuran hukuki ilişki; geçerli taşınmaz satım sözleşmesi uyarınca ödenilen satış bedelinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, davalı Hazine tarafından ihale ile davacıya satılan taşınmazın tapusunun iptali nedeni ile zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca taşınmazın güncel ve müspet değerinin tazmini istemine ilişkindir. Diğer bir anlatımla; davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir nitelendirme yer almamaktadır. (6110 sayılı Kanunun 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi) Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; geçerli taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu kararı ile tetkiksiz olarak yeniden incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

                İş sayılı dosyasından verilen arama ve el koyma kararına istinaden zaptedildiği, zapta karşı tekeffülden kaynaklanan dava yönünden yasada herhangi bir zaman aşımı süresi öngörülmediğinden, davalının zamanaşımı definin reddedildiği, zaptedilen tablonun “Bali Müzayede İlk Bahar Müzayedesi 2008'' başlıklı kataloğun 341 sıra nosunda yer aldığı, tablonun asıl sahibi ile davalı arasında tablonun müzayedede satılmasına ilişkin komisyon sözleşmesi yapıldığı, tablonun sahibine karşı davalının vekil sıfatının bulunduğu, davacıya karşı da komisyoncu olması nedeniyle, 6098 sayılı BK’nın 502 ve devamı maddelerinde (eski BK 386 ve devamı maddelerinde) öngörülen vekalet hükümlerinin uygulanması gerektiği, asıl satıcının dava dışı ...olduğu, davalının, asıl satıcının vekili olarak komisyoncu olması nedeniyle, zapta karşı tekeffül iddiasının davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                  Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir....

                    Ancak pratik bazı düşüncelerle zapta karşı tekeffül hakkında özel hükümler konulmuş ve alıcıya ek bir korunma sağlanmıştır. Burada mülga 818 sayılı BK. 96. maddedeki esasın aksine, kural olarak, kurtuluş beyyinesi yoktur, usul sadeleştirilmiştir ve zaptın hukuki sonuçları kesin biçimde belli edilmiştir. Satıcının zapta karşı tekeffül borcu kanuni bir borçtur. Satıcının bu hususta ayrıca taahhütte bulunmasına gerek yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu