Somut olayda da; davacı tüketici, konut niteliğindeki taşınmazın yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken, çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 04.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası olup, ... Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi ... (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece rehinle temin edilmiş alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m.23,I hükmüne göre, “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır.” Uyuşmazlık 4077 Sayılı Kanun’un 10/B maddesinde düzenlenen konut finansmanı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden genel mahkeme sıfatıyla istemin incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.11.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ile tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine alacak istemi yönünden kabulüne dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan 13.10.2011 tarihli sözleşme ile ... İli, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, her ne kadar kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış ise de, sonrasında ıslahla sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davasına dönüştürülmüş olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 20.01.2017 tarih, 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacının satın aldığı taşınmazın tapusunun iptal edilmesi sebebine dayalı olup, mahkemece karar gerekçesinde açıkça davanın sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak davası olarak nitelendirildiği anlaşıldığından, kararın temyizen incelenmesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, dava dosyası hakkında daha önce 1 ve 5. Hukuk Dairesince de görevsizlik verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 6.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankanın kullanılan konut kredisi nedeniyle dosya masrafı ve komisyon adı altında kesinti yapdığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.500,00-TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava konusu uyuşmazlık, konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacının haksız kesintilerin iadesi istemine ilişkin 22.3.2013 tarihli konut kredisi sözleşmesinin dava dışı ... ile davalı arasında akdedildiği, davacının ise bu sözleşmede kefil sıfatıyla bulunduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, konut alımı nedeniyle düzenlenen kambiyo senetlerine dayalı istirdat ve menfi tespit isteminden kaynaklanmaktadır. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, daha önceki gönderme kararında belirtilen eksikliklerin tamamlanmadan; Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının davanın taraflarına tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. HUMK’nun 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir....
Ticaret Sicil Memurluğuna kayıtlı, konut yapı kooperatif vasfında iflasa tabi tüzel kişilik olduğunu, konut inşaatında kullanılmak üzere müvekkilinden hazır beton satın aldığını, bir kısım mal bedellerinin ödenmesine karşın, tüm alacaklarının ödenmediğini, davalının keşide ettiği bono nedeniyle açtığı menfi tespit davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu bonoya dayalı olarak başlattıkları takip sırasında davalının iflasını istediklerini, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ileri sürerek, borçlunun ödeme emrine itirazının İİK'nın 156/3. maddesi kapsamında kaldırılarak davalı kooperatifin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, “Konut Finansman Kredisi Sözleşmesi” kapsamında alınan kesin borç ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderildiği, borçlunun takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. Takibe konu ipotek, konut finansmanı kredisinin teminatı olarak düzenlenmiş olup, konut finansman kredisi, bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanununa tâbi olduğundan, ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durum yoktur....