Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı aleyhine bonodan kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile icra tehdidi altında ödenen paranın istirdatı istenmektedir. Davaya konu alacak bonoya dayanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ve devam maddelerinde bono düzenlenmiştir. Anılan kanunun 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari İşlerdendir.” hükmüne yer verilmiş, 4. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 5. maddesinde tüm ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı bildirilmiştir. Davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ve devam maddelerinde düzenlenen bonoya dayalı alacaktan kaynaklanmış olmasına göre uyuşmazlığın ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava kambiyo senedi için girişilen takibe dair borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı takibe dayanak senedin getirilecek sermayeye ilişkin bir teminat olduğunu sermayenin getirilmemesi nedeniyle borcun doğmadığını öne sürmüştür. Kambiyo senetleri sebepten soyut kıymetli evraklardır. Yani kambiyo senedinin geçerli olması için dayanağı geçerli bir sebep olduğunun kanıtlanması gerekmez. Diğer yandan kambiyo senetleri kurucu kıymetli evraklardan olup bu senedin imzalanması için sıfırdan diğer borçlardan bağımsız bir borç doğar. Bu borcun doğmadığını, geçersiz olduğunu ya da ifa edildiğini öne süren tarafın bunu ancak yazılı delil ile kanıtlama imkanı vardır. Somut olayda davacı sadece davalının imzası bulunmayan adi yazılı bir hesap defteri sunmuştur. Bu belgenin yazılı delil niteliğinde olmadığı açıktır. Diğer yandan davacı yemin deliline de dayanmış ancak gereklerini yerine getirmemiştir....

      Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine. alacak davasının kısmen kabulü ile, 7.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte kalan 14.379,32 TL’nın da dava tarihinden itibaren yıllık % 9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam 21.879,32 TL’nin davalılar Bera Holding A.Ş., ..., ... ve ...'ndan alınarak davacı tarafa verilmesine. fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili, davalı şirket, ... ve ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, taraflar arasında geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığı için ortak olmadığının tespiti ile bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Menfi tesbit davası HMK 106. ve İİK 72. maddesinde düzenlenmiş özel bir tesbit davası türüdür. Bu davalarda bir miktar paradan borçlu olunmadığının tesbiti talep edilmekte davalar sonucunda da borçlu olunmayan kısımla ilgili olumsuz hüküm kurulmaktadır. Bu hüküm taraflar arasında kesin hüküm teşkil etse de ifa imkanı tanımayan bir tesbit hükmü niteliğindedir. TTK’nın 5/A maddesi bir miktar paranın ödenmesi, alacak ve tazminat taleplerinin dava açılmadan önce arabulucuya tabi olduğuna amirdir. Gerek HMK 106 ve gerekse İİK 72. maddesinde belirlenen menfi tesbit davaları yukarıda belirtildiği gibi ifa hükmü içermeyen olumsuz tesbite yönelik davalardır....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan aldığı akaryakıtın faturalarını ödemek üzere ...Ticari Şubesi ile doğrudan borçlanmak sözleşmesi (DBS) imzalandığını, sözleşme gereği davalının faturasını kestiği akaryakıt bedeline ilişkin faturayı DBS hesabına tek taraflı girdiğini, ancak davalının teslim etmediği mallara ilişkin faturaları da kesip, DBS' ye girip bir kısmını da tahsil ettiğinin anlaşıldığını, davalının bu hususu düzenlenen protokolle de kabul ettiği halde protokole de uymadığını belirterek, 411.668,00 TL tutarındaki faturalar nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine, DBS' ye davalı yanca girişi yapılan alacak toplamın9dan davacının borçlu olmadığı 411.668,00 TL' lik kısmın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, DBS sözleşmesinin yapıldığı yer ile akdin ifa yerinin ve davalının muamele merkezinin ... olduğunu, yetkili mahkemenin ......

            DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak İSTİNAF KARARININ : KARAR TARİHİ : 16/07/2020 YAZIM TARİHİ : 29/07/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ......

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/01/2019 NUMARASI : 2014/1430 ESAS 2019/10 KARAR DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Taraflar arasındaki şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              a ciro ettiğinin anlaşıldığını belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, %40 oranında kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, bononun davacı tarafından düzenlenerek müvekkiline verildiğini, onun da senedi borcuna karşılık ciro ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı... vekili, bononun sebepten mücerret olup, temel ilişkiden bağımsız olduğunu, müvekkilinin bononun ciro yolu ile hamili olup, keşideci ile ilk ciranta arasındaki alacak-borç ilişkisini hamili bağlamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu,... 3....

                Şti.' nin davalı bankadan kullandığı kredi sözleşmesine 700.00 YTL tutarında kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine aleyhe icra takibine girişildiğini, takip sırasında borcun ödendiğini, 13.05.1998 tarihinde borç kapatıldığı halde takibe haksız olarak devam edildiğini belirterek, borçlu olunmadığının tespiti ile % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

                  TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının diş hekimi olduklarını ve birlikte kiraladıkları iş yerinde diş hekimliği yaptıklarını, iş yerinin kirasının taraflarca birlikte ödendiğini, ortak giderinin ise davalı tarafından ödendiğini ve fakat davacının ortak giderinin kendi hissesine düşen kısmını her ay davalıya ödediğini, tarafların ayrı ayrı personel çalıştırdığını ve bu ücretin ise taraflarca ayrı ayrı ödendiğini, davacının davalıya her hangi bir borcunun bulunmadığını ancak davalı tarafından Aksaray 1. İcra Müdürlüğünün 2017/2574 sayılı dosyası kira, ortak gider, personel, SGK ödemesi yarı bedeli açıklamasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, takip konusu alacak nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu