"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen 500 TL'nin istirdatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 27.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda ise, davalı salt yetki,aidatın kaynağı ve benzeri nedenlerle takibe itiraz etmeyip, davacı kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu ve bu sebeple aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını savunduğuna göre, davalının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun, diğer anlatımla normal statüde ortak olmadığının tespiti istemine dayalı itirazın iptali davası bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır....
TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2019 NUMARASI : 2019/228 ESAS - 2019/1162 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye 1....
VEKİLİ : DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 20/05/2021 YAZIM TARİHİ : 01/06/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ......
- K A R A R - Dava, takibe konulan 20.00 YTL bedelli çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile imzanın davacıya ait bulunmadığının tespiti bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın kesin hüküm olduğunu, davacının 31.12.2004 tarihli protokolle 800 YTL ödediğini, geri kalan borcu için taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan Adli Tıp Kurumu Raporuna göre davanın kabulüne, takibe konu alacak yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, davalıya ödenen toplam 1.300 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 tazminat olan takdiren 800 YTL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
M. 605 ve 606 düzenlemesine uygun olarak mirasçılar tarafından mirasın reddediliğine ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmadığından davacıların davalı ---- belgesine uygun olarak pay sahibi oldukları neticesine ulaşıldığı rapor edilmiştir. Mahkememizce yapılan değerledirme sonucunda; Davacıların dava konusu şirkete ortak olmadıklarının tespiti ve ---- yapılan ----- açılan işbu davada; Davacıların ------miras ----- 6102 sayılı TTK.nın 595 ve 596. Maddeleri gereğince yasa gereği kendiliğinden intikal etmesine ilişkin düzenlemeler ve davacıların ---- işbu intikalin pay defterine kaydı ile davacıların ortak olarak ---- --- ilişkin işlemlerde işlemleri yapan ----davacılar arasında hukuki menfaat çatışması oluşmadığı anlaşılmakla davacıların açtığı davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı tek başına açma hak ve ehliyeti bulunmadığını, davacının, dava dışı Şakir Kaymak ile birlikte davalı şirkette müşterek ortak olduklarını, taraflar arasında davalıyı borç altına sokacak bir sözleşme, haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşme ilişkisi mevcut olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı tek başına açma hak ve ehliyeti bulunmadığını, davacının, dava dışı ... ile birlikte davalı şirkette müşterek ortak olduklarını, taraflar arasında davalıyı borç altına sokacak bir sözleşme, haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşme ilişkisi mevcut olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar davacı tarafça istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davası hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı ve verilen bonolar uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının tacir olmadığı ve uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın konusunun bonoya dayalı menfi tespit davası olduğu, TTK.nin 4. ve 5. maddeleri gereğince davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
nın 4/I-a maddesinde ise, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Diğer yandan Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan"davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir....