Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şahsla yaptığı anlaşma uyarınca 3, şahsın Antalya'da bulunan inşaat için uygulama-montaj yapıldığı, inşaatın bitmesi üzerine oturan bina sakinlerinin panjurlarla ilgili sorun çıktığını bildirdikleri, daha sonra davalıdan alınan malzemelerin ayıplı olduğunun ( düşük kalite ve hatalı lamel üretimi) tespit edilerek, yapılan işin sökülüp yeniden yapılmak zorunda kalındığı, 3. Şahsın 1. Ve 2. Etap işinin davacı tarafından yapıldığı, ancak bu ayıplı malzeme yüzanden 3. Etap işlerin kendilerine verilmediği iddiası ile işbu alacak ve tazminat davasının açıldığı tespit edilmiştir. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda dava genel yetkili mahkemede açılabileceği gibi, HMK 10. Maddesi uyarıca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, ayıplı ürün satışı iddiasına dayalı tazminat davası; karşı dava ise satılan ürün bedellerinin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır. Davalı-karşı davacı vekili, satılan ürünlerin ayıplı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı-karşı davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek kendilerini zarara uğrattığını bildirerek karşı davanın reddini istemiştir....

      Sigorta tarafından karşılandığını, aracı yeni aldığını, bu kadar kısa sürede böyle bir olayın meydana gelmesinin, lastiğin sahip olması gereken asgari özellikleri taşımadığı, ayıplı olduğu anlamına geldiğini ileri sürerek; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan kaynaklanan seçimlik haklarından ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bunun kabul edilmemesi halinde tespit edilecek değer kaybı bedelinin ve bunun yanında 15.000 TL de manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir....

        Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendinde ise (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üreticinin, satıcının, bayinin, acentenin, ithalatçını ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi verenin, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. Somut olayda, davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından imal edilen ve satılan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

          - K A R A R - Davacı vekili, mal satışından kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alınan malların ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı tarafından süresinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığından davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen 12/12/2019 tarihli sözleşmenin feshedilmesinden önce davalının sözleşmeye aykırı olarak davrandığı ve ayıplı ürün tedarik ettiği, sözleşmeyi haksız olarak feshettiği iddiası ile denkleştirme tazminatı, cezai şart ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İzmir ......

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı; 29/06/2010 tarihinde davalı ....şti. den sıfır kilometre araç aldığını ancak sonrasında Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırdığı delil tespitinde aracın kimi yerlerinde boya kalınlığının farklı olup aracın bu haliyle ayıplı mal niteliğinde olduğunun anlaşıldığını belirterek, araçtaki boyadan kaynaklanan ayıbın yol açtığı %10 değer kaybına karşılık 3.150,00 TL maddi zararın, 535.27 TL ayıbın tespiti ve ihbarı için yapılana masrafın ve davacının aracın ayıplı çıkması nedeni ile yaşadığı manevi yıkıma karşılık 3.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                Mahkeme, mütalaasına başvurulan bilirkişi raporuna da dayanarak, araçta 61.500 km de ortaya çıkan şanzıman arızasının kullanımdan kaynaklanmadığı, aracın imalatından kaynaklanan gizli ayıplı bir üretimden kaynaklanması nedeni ile şanziman onarım bedelinin 16.551,69 TL olduğunu belirtmesi karşısında davacının maddi tazminat taleplerinin bu miktar yönünden kabulüne karar verilmiş, manevi tazminat istediğine gelince, meydana gelen olayda davacının kişilik haklarının ihlale uğramadığı ve ayıplı üretim hususunun bilinerek ve isteyerek gerçekleştirilmediği gerekçesi ile reddine karar vermiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6502 Sayılı Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasında; "Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." denmektedir....

                  Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamada eksik ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle serbest piyasa bedelleri de gözönünde tutularak hesaplanması sebebiyle denetime elverişli ve gerekçeli rapor esas alınarak eksik ve ayıplı iş bedeline hükmedilmesinde aykırılık bulunmadığından davalının bu yönlü istinafı yerinde değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemenin, tahsiline karar verilen ayıp giderim bedeline ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; satılanın ayıplı olması malvarlığı zararı dışında davacının kişilik hakkına haksız saldırı da teşkil etmemektedir....

                  Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2013 tarih ve 2013/... sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı ... Yasası'nın ....maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın ....maddesinde, daireler arası işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirilmesine göre, uyuşmazlık; tacirler arası ayıplı araç satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, kararın temyiz incelemesi Yüksek .... Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Daha önce .... ve .... Hukuk Daireleri tarafından da gönderme kararları verildiğinden, ... Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih ve ... sayılı kararı uyarınca, üçüncü Dairece başka bir daireye gönderme kararı verilmeden dosyanın işbölümü uyuşmazlığının çözümlenmesi için doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu