DEĞERLENDİRME :Dava; hasılat kirası sözleşmesinden borçlu olmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, TTK nun 5. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesinde ise, ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin, ..her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda... ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işi sayılacağı hükmü düzenlenmiştir....
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK'nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir, yani işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Dava mutlak ticari davalardan olmamakla birlikte, işbu davanın bir nispi ticari dava olup olmadığının incelenmesine geçilmiş, mahkememizce davacı için tacir araştırması yapılmıştır. Vergi dairesi ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün müzekkere cevaplarından davacı ...’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davacının potansiyel vergi mükellefi olduğu ve davacının Tasfiye halindeki .... İnş…Ltd.Şti. şirketinin ortağı olduğu anlaşılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/503 Esas KARAR NO : 2022/759 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/05/2022 KARAR TARİHİ : 16/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesi kaynaklı alacak davasıdır. Davacı, cevap dilekçesi ile özetle; davalı ile 29.09.2021 tarihli protokol imzaladığını, protokol kapsamında davacıya ait villanın bir kısım inşaat işlerinin gerçekleştirileceğini, daha sonra protokol dışı başka ek işlerin yapılması için anlaştıklarını, işin davacı tarafça yerine getirilmiş olması karşısında davalının bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek, alacağının tahsilini talep etmiştir....
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) Asliye Ticaret Mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasında verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapmak üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş ve bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu .../.../... tarihli raporda, davalının işletme defterinin gelir kısmında davacı ile olna acentelik sözleşmesi gereği hak ettiği komisyon bedelleriin toplamının 14.252,89 TL gelir kaydı olarak kaydedildiğini, ancak davalının işletme defteri tutmasınan ötürü yapılan ödemelerin tespiti ve bakiye ile ilgili bir tespit yapmanın mümkün olmadığını, tarafların ticari defterlerinin karşılaştırılmasının mümkün olmadığından borç alacak tespiti için davalının davacı adına düzenlediği tüm poliçeler, zeyilnameler, ödemeler vb belgelerin sunulması gerektiği kanaatini bildirir rapor sunmuştur. Eldeki dava sigorta acenteliği sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır....
Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir. Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir. A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır....
İNCELEME ve GEREKÇE: Asıl dava hukuki niteliği itibari ile, alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası, karşı dava ise haksız fesihten doğan alacak davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin feshi ve alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, işletme kirası sözleşmesinin tahammül edilemez hale gelmesinden dolayı feshi ve alacak istemine ilişkindir....
DELİLLER ------- yazılan müzekkere cevapları, İNCELEME VE GEREKÇE : Dava Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmıştır. -------- karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK' nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir....
Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır....