Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KANITLAR, DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ıslahen de alacak isteğine ilişkindir. Dosyada bulunan Fethiye 3. Noterliği tarafından düzenlenen 19/03/2015 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde; Muğla İli, Fethiye İlçesi, Yanıklar Köyü, Kocaçalış Mevkiinde bulunan 1 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davalılar T3 ve T4 paylarının, adı geçen bu paydaşlara vekaleten İsmail Orhon adlı kişi tarafından davacı T1 20.000 TL bedel karşılığında satışının vaat edildiği ve satış bedelinin tamamının nakden ve peşinen ödendiği anlaşılmıştır. Fethiye 4....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Noterliği'nin 03.09.2002 tarih ve 04069 yevmiye numaralı Satış Vaadi Sözleşmesinde satış vaadi alacaklıları olmakla, aynı zamanda akraba oldukları, bu sebeple davalı ...’ın sözleşmeden kaynaklanan taşınmazlarda davacılar murisi ...’ın alacak hakkı olduğunu bilen birisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sözleşmeyi bilen ve imzalayan davalının davacılar murisi aleyhine vaat borçlusu...ve diğer hisse sahiplerinden taşınmaza ait tüm payları tapuda adına satış işlemi ile devralması iyiniyetle bağdaşmaz. Bu yönüyle mahkemenin ret gerekçesi doğru değildir. Aynı zamanda sözleşmede taşınmazın davacılar murisi ...’a devredildiği de belirtildiğinden zamanaşımı işlemeyecektir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

    Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür....

    Davacı vekili, davalıların Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,.. parselin tamamını 100.000,00TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini ise 75.000,00TL bedel karşılığında müvekkiline sattıklarını, ilgili satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin nakit ve peşin olarak ödendiğinin ve taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin davalılara noter aracılığıyla çektiği ihtarnameye rağmen hisse devirlerinin yapılmadığını belirterek satış vaadi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hisselerinin rayiç değerlerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, rayiç değer tespitinin mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 175.000,00 TL'nin satış vaadi sözleşmesinin...

      Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2022 NUMARASI : 2019/324 ESAS - 2022/11 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Oğulcan Kılıç'ın müvekkilinin yakın akrabası olup, Silivri 2.Noterliğinden tanzim ve tasdikli 02.05.2019 tarihli, 12783 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile malik sıfatıyla İstanbul- Silivri-Semizkumlar mahallesi adresinde bulunan, tapuda 5094 parsel numarasında kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüm işyeri niteliğinde taşınmazın %50 hissesini bedelini de peşin alarak müvekkiline satış yaptığını, davalının yine sözleşmenin 4.maddesinde “......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/169 Esas KARAR NO : 2021/340 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/03/2021 KARAR TARİHİ : 02/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İstanbul ili, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain tapunun ... ada ve 1 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın sahibi olduğunu, anılan taşınmaza ilişkin olarak Müvekkili Şirket ile davalı arasında 13.04.2016 tarihli "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Ön Sözleşmesi" akdedildiği ve bu sözleşmenin 02.09.2016 tarihinde akdedilen "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Ön Sözleşmesi" (Bundan sonra "Ön Sözleşme" olarak anılacaktır.) ile feshedildiğini, sonrasında dava konusu taşınmaza ilişkin olarak taraflar arasında ......

        Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri,Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hemen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir....

          Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescilin mümkün olup olmadığı mümkün olmadığı takdirde zilyetliğe dayalı tescil o da mümkün değilse satış vaadi sözleşmesi gereğince ödenen bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin borçluları iştirak halinde malik olduklarından söz edilerek ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

            UYAP Entegrasyonu