Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK’nun 1007. maddesine dayalı tazminat davalarında, davacı her ne kadar alacağın tamamının ne kadar olacağını dava açarken bilmiyor ve taşınmazın tam değeri toplanacak delillere ve keşif sonucu düzenlenecek raporlara göre belirli hale gelecekse de, davacının dava açarken alacak miktarını belirleyebilme imkanı ve bu belirlediği değere göre kısmi dava açma imkanı bulunduğundan, belirsiz alacak davası şeklinde tazminat isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; TMK'nun 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarında, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, zarar miktarını belirleyebilmesinin davacıdan beklenmediği, zararın ancak tahkikat sonucunda belirlenebilir hale geldiği bir dava türü olduğundan, 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini...

Davalı vekili; davacının işe iade davasında verilen tespit kararı uyarınca alacak miktarının tespiti için ayrı bir dava açması ve alacak miktarı belli olduktan sonra alacak talebinde bulunması gerektiğini, doğrudan alacak davası açılamayacağını, işe iade davasında tespit edilmeyen alacakların talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, çalıştığı süre içerisinde hak etmiş olduğu tüm işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini, banka kayıtları ve işyeri dosyası kapsamından bu ödemelerin yapıldığının anlaşılacağını, bu nedenle davacı işçinin sendikal tazminat ve boşta geçen süre ücreti dışında ikramiye, tazminat farkı, yol ve yemek ücreti, prim ve hediye çeki alacağı olduğu gibi farazi alacak taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesinin 25.....2019 tarihli ve 2018/268 Esas, 2019/408 Karar sayılı kararı ile davacının ... 1. ... Mahkemesinin 2017/290 Esas ve 2018/111 Karar sayılı işe iade kararının, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9....

    CEVAP Davalı vekili; davacının işe iade davasında verilen tespit kararı uyarınca alacak miktarının tespiti için ayrı bir dava açması ve alacak miktarı belli olduktan sonra alacak talebinde bulunması gerektiğini, doğrudan alacak davası açılamayacağını, işe iade davasında tespit edilmeyen alacakların talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, çalıştığı süre içerisinde hak etmiş olduğu tüm işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini, banka kayıtları ve işyeri dosyası kapsamından bu ödemelerin yapıldığının anlaşılacağını, bu nedenle davacı işçinin sendikal tazminat ve boşta geçen süre ücreti dışında ikramiye, tazminat farkı, ... ve yemek ücreti, prim ve hediye çeki alacağı olduğu gibi farazi alacak taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 25.....2019 tarihli ve 2018/268 Esas, 2019/408 Karar sayılı kararı ile davacının Sivas 1. ......

      Kaldı ki, alacaklı temerrüdünün gerçekleştiği kabul edilse dahi; TBK'nun 109/2. maddesine göre, alacaklının temerrüdü nedeniyle tevdi ettiği şeyi geri alan borçlunun bu geri alması ile alacak tüm yan hakları ile birlikte varlığını sürdürmeye devam edeceği için de davaya konu tazminat alacağının varlığının sürdüğü izahtan uzaktır....

        Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davacı HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak iş göremezlik tazminatı talep etmiştir. Eldeki bu davayı açmadan önce ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyası ile aynı olaya ilişkin olarak 15.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, anılan takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ......

          hesabı ile ilgili alacak talebi bulunduğu hususunu da açıklamadığı; bu haliyle ... .Aile Mahkemesinde görülen 2014/759 Esas sayılı dava dosyasının taraflarının ve işbu dava dosyasına konu alacak kalemlerinin aynı olduğu, dolayısıyla derdestlik halinin sözkonusu olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece davacıların tapu iptali ve tescil istemleri reddedildiğinden tazminat haklarının da olmayacağı gerekçe gösterilerek davanın tümden reddine karar verilmiş ise de, hükmün gerekçesinden, söz konusu tazminatın taşınmaz üzerinden kesilen ağaç bedelinin tazminine ilişkin alacak istemine yönelik mi olduğu yoksa TMK’nin 1007. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı alacak istemine ilişkin mi olduğu net anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, davacıların TMK’nin 1007. maddesi kapsamında ıslahla ileri sürdükleri tazminat talepleri yönünden toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              Alacak miktarı likit (belirli, muayyen) olmayıp, hükmedilecek tazminat miktarının tesbiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nun 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Bu ana kuraldan farklı olarak HUMK.nin 8.maddesi II. bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Davacı dava dilekçesinde kira alacağı olarak 15.750,00 TL, davalı karşı davacı ise faydalı masraf bedeli olarak 10.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/20 Esas KARAR NO: 2023/305 DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ: 11/01/2021 KARAR TARİHİ: 21/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı----- tarihinde,----- kaldırımda yürüyen yaya----- çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı ---- ağır yaralandığı, kazada ağır yaralanan davacı, uygulanan tedavilere rağmen sağlığına kavuşamadığı, -------raporuyla kalıcı olarak sakat kaldığı belirlendiği, rağmen sağlığına kavuşamamış, kalıcı olarak sakat kaldığı, davaya konu alacak likit değildir....

                    UYAP Entegrasyonu