DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/01/2023 KARAR TARİHİ : 09/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında müvekkilinin yapımını üstlendiği .... parselinde ... Tower unvanlı yapımı üstlenilen yapıya ilişkin bütün PVC işlerinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını; bu anlaşma uyarınca yapılacak işin bedeli ve süresinin belirlendiğini, ancak davalı tarafın taahhüt etmiş olduğu işleri tamamlamayarak müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, davalı yanca müvekkili aleyhine ... 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.12.005 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.01.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 27.05.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av.... .... Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... Asliye Hukuk ile ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacı ile davalı ... arasında akdedilen satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve geçersizliğinin tespiti ile davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının iptaline, davacı adına tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında inşaat yapımını konu alan eser sözleşmesinin akdedildiği, 6502 sayılı Kanunun 3. maddesine göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......
Dava konusu edilen taşınmazların 21.10.1966 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile önceki malik ... tarafından tarafların murisi ...'a satışı vaat edilmiş, bedeli alınarak teslim edilmiştir. Satış vaadi borçlusu taşınmazlar üzerindeki temlik yasağına ilişkin takyidatlar kalktığında satış işlemlerini gerçekleştirmek üzere satış vaadi alacaklısının oğlu ... vekil tayin edilmiştir. ... ve ...'ın ölümü üzerine ..., 24.12.1985 tarihinde satış vaadi borçlusunun mirasçılarından kendi adına tapuda kayden satış suretiyle taşınmazları iktisap etmiştir. ...'ın ölümü ile dava konusu taşınmazlar vasiyetnamenin tenfizi ile ... ve intifa hakkı eşi ...'a intikal etmiştir. ...'ın da ölümü ile mirasçıları davada taraf olarak yeralmıştır. ...'ın satış vaadi alacaklısının vekili olarak dava konusu taşınmazların babasına satışının vaadedildiğini ve 19 yıl boyunca tasarruf edildiğini bildiği, ...'...
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hiçbir zaman satış vaadi sözleşmesi yapılmadığını, satım için bir söz verilmediğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin; bir taşınmazın, taraflarca belirlenen bedel karşılığında ileri bir tarihte yapılması kararlaştırılan resmi satışı amaçlayan bir ön sözleşme olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ileride yapılacak kesin satış akdinin bir taahhüdü olduğunu, davacı taraf dilekçesinde açıkça satış vaadi sözleşmesinden bahsetmemiş ise de harici taşınmaz satımı ifadesini kullanarak tarafların satış vaadinde bulunduklarını ileri sürdüğünü, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin sıkı şekil şartına bağlı olmaları ve bu şartların oluşmamış olması sebebi ile harici satım sözleşmesi şeklinde adlandırılmasının doğru olmadığını, taraflar satım konusunda bir anlaşma yapmak istemiş olsalar, bunu yazılı şekil şartlarına uygun olarak gayrimenkul satış vaadi sözlemesi şeklinde yapmış olmalarının gerektiğini, taraflar arasında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, davacı ile yüklenici arasında düzenlenen 29.5.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Bu doküman 5070 Sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden (6098 sayılı TBK m. 29) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi (6098 sayılı TBK m. 237) ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacıyla değil alacağın teminatı olmak üzere yapılması halinde geçersiz olan bu sözleşmeye dayanarak mülkiyetin nakli talep edilemez....