Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213, Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükümleri uyarınca, noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyet) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez....

      Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin üzerinden 42 yıl geçmiş olmasına rağmen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufu da olmadığını, dava konusu taşınmaz komşularının taşınmaz başında icra edilecek keşifte dinlenmeleri halinde haklılığımız teyit edileceğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacının tescil talebi zamanaşımına uğradığını, bu nedenle Zamanaşımı Def’inde bulunduklarını, zaman aşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Kayden var olan ancak hiçbir zaman var olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hukuki bir geçerliliği olmadığı gibi geçerli olsa dahi davacının dava konusu taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile adına tescili talebi zamanaşımına uğramış olup davacının davasının reddine karar verilmesini talep etme mecburiyeti hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri 5 yıllık zamanaşımı...

      Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcunu isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

        Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        Davadaki istemin dayanağı, biçimine uygun düzenlenmiş 17.08.1998 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Sözleşmenin tarafları davacı Kenan ile vaad borçlusu Cevdet'tir. Anılan sözleşmenin davalılar arasındaki 03.06.1996 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak yapıldığı, davacıya satış vaadinde bulunan yüklenici Cevdet'in arsa sahiplerinden kazanacağı kişisel hakkını 17.08.1998 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davacıya alacağın temliki hükümlerine göre temlik ettiği görülmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Burada satış vaadinde bulunan tarafın borcu bir taşınmazı veya yapıdaki binanın bağımsız bölümü mülkiyetini vaad alacaklısına geçirmek, vaad alacaklısının borcu ise yapılacak temlik işleminin bedelini (satış bedelini) vaad borçlusuna ödemektir....

          sadece T4 ve T3'ın bahsi geçen satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak haklarının, T4 ve T3 tarafından Albaraka'ya rehnedildiğini, bu sebeple Albaraka tarafından davacı şirketten rehin sözleşmesi uyarınca sadece satışa konu taşınmazın mülkiyetinin T4 ve T3'a devredilmesinin talep edilebileceğini, ancak söz konusu mülkiyet hakkının devredilebilmesi için de öncelikle T4 ve T3'ın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının hepsini ifa etmiş olması gerektiğini, nitekim bu hususun ilgili satış vaadi sözleşmesinin 3.3 maddesinde "Alıcı, satış bedelinin tamamını ve işbu sözleşmeye nedeniyle doğan borçlarını ödememiş ise taşınmazı fiilen teslim almış olması durumunda dahi Satıcı'dan bağımsız bölümün tapusunun devrini talep edemeyecektir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.07.2006 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.07.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ve vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalıların murisi ... ile yapılan 01.09.1960 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca ... Köyü 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13, 14, 15, ......

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/232 Esas KARAR NO : 2023/311 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/03/2023 KARAR TARİHİ : 31/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ve dava dışı---- Adi Ortaklığı arasında 26.03.2018 tarihinde ---- Noterliği -----Yevmiye Numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi/hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi/arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan bu sözleşmeye binaen müvekkili şirket ile -----Ortaklığı arasında 19.12.2019 tarihinde ----- Noterliği'nde -------Yevmiye Numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin şirket ile adi ortaklık arasında imzalanan sözleşme kapsamında satış bedeli olarak belirlenen 360.000,00 TL'nin 80.000,00 TL'si müvekkilince...

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden (6098 sayılı TBK m. 29) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi (6098 sayılı TBK m. 237) ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçekte taşınmaz mülkiyetinin ileride devredilmesi amacıyla değil alacağın teminatı olmak üzere yapılması halinde geçersiz olan bu sözleşmeye dayanarak mülkiyetin nakli talep edilemez....

                UYAP Entegrasyonu