İNCELEME VE GEREKÇE Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafça yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....
Bilindiği üzere 6098 Sayılı Kanun'un 520 nci maddesi; ''Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.'', bu nedenle simsarlık sözleşmesi yazılı yapılması sıhhat şartıdır. Resen nazara alınır. Geçersiz sözleşmeye dayanarak ancak verilen şeylerin iadesi talep edilebilir. Davacımızın da davalıya verdiği birşey yoktur. Bu nedenle geri iade edilecek husus yoktur. Alacak senaryo değildir. Şekil şartlarına uyulmadığından İspat edilememiştir. Bu sebeple şartları oluşmayan kötü niyet takip tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, “ davacının davalı ...'ya ait ... ... Mah. 2158. Sok No:2 ... adresindeki taşınmazın kiraya verilmesi için düzenlendiği belirtilen "emlak komisyoncusu ile gayrimenkul sahibi arasında yapılan yetki sözleşmesi " nin davacı ile davalı ... adına dava dışı ... ... tarafından 15/11/2014 tarihinde düzenlendiği, davalı ...'nın sözleşmede bizzat taraf olarak yer almadığı, dosya kapsamına sunulan davalı ...'nın dava dışı ...'a verdiği vekaletnamede yetki verilmediği, dosya kapsamına sunulan 15/03/2016 tarihli yer gösterme tutanağında diğer davalı Teb bankası yetkilisinin imzası bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ile davalılar arasında usulune uygun düzenlenmiş komisyon ve yer gösterme sözleşmesi bulunmadığı nedenle davacının komisyon alacağını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı, davalının kendisinin kızı olduğunu, işlemlerinin takibi için vekalet verdiğini, davalının bu vekaletnameyi kullanarak bankada bulunan hesabındaki paraları çekip kendi hesabına aktardığını ileri sürerek uğradığı zararın tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davacı, 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Aynı zamanda taraflar arasındaki işlemin de anılan yasada tanımı yapılan tüketici işlemi vasfını taşıması zorunludur....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Tüketici mahkemesi ise, tarafların tüketici tanımına uymadığı, işlemin tüketici işlemi niteliğinde bulunmadığı, davanın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, vekalet ücreti alacağının tahsilini istemiştir. Davalı, şirket olup 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı şirket, tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki davalıların itirazlarının iptalini istemiştir. Davalılar, ticari şirket olup 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadırlar. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı şirketler, tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadıklarından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/357 Esas KARAR NO : 2021/749 DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/04/2021 KARAR TARİHİ : 02/09/2021 YAZIM TARİHİ : 01/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 26/10/2019 başlangıç tarihli "Isıtma Kazanı Bakım Sözleşmesi" başlıklı 45.000,00-TL bedelli sözleşmeyi imzaladığını, davalı tarafın sözleşme bedeli olan 45.000,00-TL'nin 20.000,00-TL'sini müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında tüm bakım işlerinin %80'ine yakınını yaptığını buna rağmen davalı tarafın sözleşmeyi feshettiklerini, kalan bakiyeyi ödemeyecekleri beyan ederek ödenen 20.000,00-TL 'nin de iade edilmesini talep ettiğini, müvekkilinin yapılan işler gereği alacaklı olduğunu, davalı tarafın alacaklarını ödememesi...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2019/749 Esas - 2021/155 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : KAYSERİ 5....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2019/749 Esas - 2021/155 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : KAYSERİ 5....