WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, davalının alacak tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalının menkul, gayrimenkul mallarıyla 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep ve dava etmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava KOBİ paket sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine dayalı itirazın iptaline ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır....

    Dava, trafik sigorta (ZMSS) poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece olayda sürücünün haksız fiil sorumluluğunun söz konusu olduğu ve araç maliki işletenin sorumlu olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Somut olayda davalı, kazayı yapan aracın işleteni olup davacı şirketin sigortalısı ve sigorta sözleşmesinin tarafıdır. Davacı sigorta şirketi sigortalı aracın, dava dışı üçüncü kişinin sürücü belgesiz olarak kullanımı sırasında başka araca zarar verdiğini iddia etmiştir....

      Dava kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine dayalı itirazın iptaline ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK'nun "Halefiyet" başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; "sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer....

        Pek eski bir müessese olan halefiyet ile edada bulunan şahıs alacaklının yerine geçmekte, borcun nevi ve mahiyetinde, borçlunun şahsında ve vecibelerinde bir değişiklik olmamaktadır (... , Sigorta ve Sosyal Sigortada da Halefiyet ve Rücu), halefiyet basit bir rücu hakkından farklı olup, halef olan kişi rücu hakkı olan kişiye nazaran daha geniş imkanlara sahiptir, rücu hakkı olan kimse bu hakkını kullanabilmek için sadece alacaklıya ifada bulunduğunu ispatla yetinemez; ayrıca rücua esas teşkil eden hukuki sebeplerden birinin varlığını da ispat etmelidir. Halefiyette ise ödemede bulunan kimse kural olarak sadece ödemeyi ispat etmekle yükümlüdür. Rücu hakkı ifa eden alacaktan bağımsız bir haktır....

          Dava, trafik sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.’nun 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi uyarınca zarar görene ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilecektir. Somut olayda, zorunlu trafik sigortası sözleşmesinin davacı ile davalı arasında akdedildiği görülmektedir. O halde mahkemece, davalının, sigorta sözleşmesinin tarafı olduğu gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            SAVUNMA:Davalı --------- Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketin, müvekkilin mülkiyetindeki aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası ve kasko sigortası sigortacısı olduğunu, bu çerçevede --------- plakalı aracın geçirdiği kaza sonrası araçta oluşan hasarın ve zararın giderilmesi için yapılan talebin davacı sigorta şirketi tarafından reddedildiğini, bunun üzerine şirketi tarafından davacı sigorta şirketi aleyhinde --------- oluşan zararın (davacı) kasko sigortacısı olan ---------- Sigortadan tahsili için müracaat edildiğini, ve ------- sayılı kararı ile kasko sigortasından kaynaklanan ve --------- Sigorta’nın ödemekle yükümlü olduğu hasar tazminatının ödenmesine karar verildiğini, davacının aynı kazadan kaynaklanan ve aynı iddiaların ileri sürüldüğü ancak Kasko Sigortası poliçesinden kaynaklanan bir davanın aleyhinde sonuçlandığını bilmesine rağmen huzurdaki iş bu davayı ikame etmiş olmasının iyi niyet içermediğini, davacı sigorta şirketi, müvekkilin mülkiyetindeki...

              kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcuttur....

                Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı vekili; müvekkili nezdinde sigorta poliçesi sigortalı bulunan binanın davalının kusurlu eylemi nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle 1.410,00 TL hasar meydana geldiği, bu alacak için başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğinden bahisle eldeki davayı açmıştır. Dava sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir....

                  Hukuk Dairesi'nin 10/09/2013 tarihli 2013/6223 Esas, 2013/11821 sayılı kararında da belirtildiği üzere buradaki ağır kusur kasta yakın bir kusur olup sürücünün asli kusurlu olmasının rücu için yeterli olmayacağı, gerekçesi ile davacının kendi sigortalısına rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı Axa Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 6....

                  Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. sayılı kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir." şeklindedir. Somut olayda; Dava dışı sigortalıya ait aracına davalının aracı ile çarparak zarar vermesi nedeniyle davacı sigorta şirketince ödeme yapılmış, bu ödemenin zarar veren davalıdan rücuen tahsili için eldeki dava açılmıştır. Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanmamaktadır. Dava dışı sigortalı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, haksız fiilden kaynaklanan rücu alacağı olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan nedenlerle, Didim(Yenihisar) 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu