Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu parselin kamulaştırma öncesinde orman olması nedeniyle mülkiyetin Hazineye ait olduğunun tespiti ile davacılara ödenen 1.942.50 YTL. kamulaştırma bedelinin ödeme tarihi olan 15.12.1999 tarihinden itibaren tahsili ile yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mülkiyetin tespiti ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 14.08.1948 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1952 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma işlemi 05.07.1991 tarihinde ilan edilip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....

    Dava, Borçlar Kanunu 61 ve devamı maddelerine dayanan sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak isteminden ibarettir. Ancak, sebepsiz zenginleşme nedeniyle temerrüt faizi yürümesi için, borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüte düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrütü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. O halde, somut olayda, davalı için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı ve tebliğ tarihi araştırılmalı, Borçlar Kanununun 101.maddesi anlamında davalının bu tarihte temerrüte düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ....

      Maddeye dayanarak sebepsiz zenginleşme davası açma zorunluluğu doğduğunu, TTK m.644’te kambiyo senetlerine özgü olarak öngörülen sebepsiz zenginleşme BK m.61 vd.’daki sebepsiz zenginleşmeden farklı olduğunu, çek bedelini ödemekle yükümlü olan keşidecinin kanuni formaliteleri yerine getirmeyen hamilin ödemeyi talep edememesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş olduğunu, sebepsiz zenginleşme karine olarak varsayıldığından ispat yükü keşidecinin yani davalının üzerinde olduğunu, davalının temel ilişki bazında sebepsiz zenginleşmediğini ispatlamakla yükümlü olduğunu, açıklanan gerekçelerle borcunu ödemekten kaçınan çek keşidecisi aleyhine söz konusu 18.590,00 TL'nin çekin tanzim tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte müvekkili bankaya ödenmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ; Davalı taraf herhangi bir savunmada bulunmamıştır....

        Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağ bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Davalının, 100 parseldeki taşınmazı satın aldığı sırada davacı tarafından dikildiği kesin olan dava konusu ağaçların bedelini ödemeden satın aldığı dosya kapsamından ve toplanan delillerden anlaşıldığına göre artık BK.'nun 61-66. (TBK.77-82) maddeleri gereğince davalının sebepsiz zenginleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en temel özelliği olan şahsilik prensibi gereğince kime karşı zenginleşme oluştuysa ona karşı talep de bulunulması gerekir.Bu durumda, 100 parsel içinde kalan dava konusu ağaçların 22/02/1991 tarih, 1990/1 E.- 1991/1 K.sayılı YİBK.'...

          Kişinin yaptığı ödemenin takip borçlusundan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği belirtilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında; davacının istirdat talebinin takip borçlusu olmadığından eldeki davada dinlenemeyeceği, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine yönelik talebini de takip borçlusuna yöneltmesi gerektiği, bu bağlamda davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince pasif husumet ehliyetinin olmadığı kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve bağıştan rücu hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca alacak isteklerine ilişkindir....

              Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. BK'nın konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmede iade borcunun kapsamını ve iade sırasında hangi masrafların istenebileceğini düzenleyen BK'nın 63. ve 64. maddeleri, zenginleşenin iyiniyetli sayılıp sayılmamasına göre farklı hükümler içermektedir....

                Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalma dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Buna göre taşınmazın fiilen davalıya teslim edildiği tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarı belirleneceğinden, davanın açıldığı sırada dava konusu taşınmazın davacı tarafından fiilen kullanıldığı anlaşıldığı takdirde davacının sebepsiz zenginleşme talebinin reddi gerekir. Mahkemece; yukarıda açıklanan hususlar ile ilgili araştırma yapılarak ve taraflardan delileri sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  Bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davacı tarafça davalıya yapılan hatalı ödeme sebebiyle, bu paranın davalı uhdesinde sebepsiz olarak kaldığı, davalının bu nedenle sebepsiz zenginleştiği anlaşıldığı, masraf kesintisi yönünden sebepsiz zenginleşme olmadığından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    Fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Türk Borçlar Kanunu'nun 77/1 madesi "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi vermekle yükümlüdür." hükmünü içermekte olup, geri verme borcunun konusu ve kapsamı aynı Kanun'un 79 ve 80. maddelerinde "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir....

                      UYAP Entegrasyonu