nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Somut olayda; Hazine'ye ait taşınmazın davalı Belediye tarafından dava dışı ...'ye ihale yoluyla, ... tarafından da adi yazılı satım sözleşmesi ile davacıya satıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının davaya konu arsa bedelini davalı Belediye'den talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden yararlanma olarak tanımlanır. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme kurumunun temel özelliklerinden biri "şahsilik" prensibidir. Bu ilke gereğince kim haksız yere zenginleşmişse davanın o kişiye karşı yöneltilmesi gerekir....
Davacı taraf, davasının TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, niteleme ise HMK'nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir. Somut olay bakımından davalı tarafça davacı aleyhine sözleşmeden kaynaklı alacak istemi ile icra takibi başlatılmış olup davacı taraf sözleşmenin feshi nedeni ile borçlu olmadıkları parayı icra baskısı altında ödemek durumunda kaldıklarını iddia etmiştir. Her ne kadar davacı tarafça huzurdaki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte olup davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 19....
Sebepsiz zenginleşme davasında ise; ispat yükü davalıda olup, davalı kambiyo senedi vasfını kaybetmiş çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat edecektir. İspat vasıtası olarak da cevap dilekçesinde göstermiş olduğu delillere dayanacaktır." şeklinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan davalarda davalı keşidecinin ispat yükü altında olduğu belirtilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise dava sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı olarak açılan bir alacak davasıdır. Davanın bu niteliğine göre talebin vakfiye konusu taşınmazın aynı ile ilgisi bulunmamaktadır. Bu sebeple davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmasını gerektiren kesin yetki kuralının uygulanması sözkonusu değildir. Davanın niteliğine göre davada yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenecektir. "Alacak" davasında davalının ikametgahı mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Bu sebeple davaya bakmakta yetkili mahkeme davanın açıldığı ...4. Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; vakıf evladı olduğu belirtilen davalıya galle fazlası olarak yapılan yersiz ödemelerin toplamı olan 3.419,73.-TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmektedir....
Maddesi açıkça sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan zamanaşımı süresinin, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl olduğunun düzenlendiğini, bilindiği üzere zamanaşımına uğramış poliçe kambiyo senedi özelliğini kaybetmediği için bu poliçelerde, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davalardaki zamanaşımı süresinin, çek zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren 1 yıl olmasının hukuka uygun olduğunu, ibraz edilmemiş çekte ibraz tarihinden sonraki 3 yıllık süre, hamile kambiyo senedinden kaynaklı herhangi bir hak vermediğini, bu üç yıllık sürede hamil kambiyo senedinden kaynaklı herhangi bir işlem yapamadığını, hamilin keşideciye karşı ancak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı haklarını kullanabildiğini, bu durumda sebepsiz zenginleşme davası için uygulanacak zamanaşımı süresine 3 yıllık süresinin eklenmesinin hukuki bir gerekçesi olmadığını, şimdiye kadar verilen yargı kararlarında, TTK'nın 732....
Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. Somut olayda; mahkemenin kararına dayanak olarak aldığı, idare mahkemesi kararında, ortada idari davaya konu olabilecek idari bir işlemin bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sebepsiz zenginleşme nedeni ile ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, davanın dayanağının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 776 ve devamı maddelerinde düzenlenen bonoya ilişkin olup ticari niteliğinin bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye ticaret mahkemesi tarafından ise; davanın bonodan kaynaklı olmayıp, bono bedelinin ödenmesi sonrasında, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme nedeni ile geri istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacının, alacaklısı ... olan 27.05.2011 tanzim, 20.06.2011 vade tarihli 38.100,00.-TL bedelli senedin borçlusu olmadığı halde davacının ödediği bu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz alım-satımından kaynaklı alacak K A R A R Dava dilekçesi ve mahkeme gerekçesine göre geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşme) alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı, idareden ve özel şahıslardan kiraladığı taşınmazların davalılar tarafından kullanılmaları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelere ve giderlere katılmamalarından kaynaklı davalıların sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayanmaktadır. 6098 sayılı TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....