Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, haksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstinaf inceleme görevinin 4. Hukuk Dairesi'ne ait olduğunun belirlendiği, bu sebeple dairemizin istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı kanaatiyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, belirtilen dairece de daha önce görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmiş olması nedeniyle dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince, istinaf başvurusunu incelemeye dairemiz görevli bulunmadığından, işbölümü yönünden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, istinaf başvurusunun incelenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/511 Esas KARAR NO : 2021/537 DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/06/2021 KARAR TARİHİ : 21/06/2021 K.YAZIM TARİHİ : 06/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin ... Tv'nin 35 adet hissesine sahip olduğunu, davalının şirketin diğer ortağı olarak dava konusu şirketin mali yönü de dahil olmak üzere tüm iş ve işlemlerinin sevk ve idaresinden sorumlu olduğu, dava tarihine kadar şirket karından payı kadar kendisine ödenmesi gereken tutarın ödenmediği, bu nedenle ... Tv'nin reklam ve diğer tüm gelirlerinden müvekkili hissesine düşen miktarın, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

    şirket ortaklık paylarının devri öncesinde, %50'si davacıya ait olması gereken pay, hak ve alacağı haksız ve hukuka aykırı olarak kendisine aktardığı, bu suretle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği ve davacının maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiğinden bahisle davalı ------ davacıya ait pay, hak ve alacaları, kendi hesabına aktarması/ kusurlu işlemi ve yükümlülük ihlali nedeniyle, belirsiz alacak niteliğinde olmak ve bilirkişi raporları ile tespit edildiğinde artırılmak üzere, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 45.000 TL tazminatın/alacağın, temerrüt tarihinden --- reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (şirketin zararı bulunmadığından ve haksız işlem/zarar doğrudan, şirket ortaklık payları devri öncesinde davacı ortağa ödenmesi gereken pay, hak ve alacak üzerinden sebepsiz zenginleşme şeklinde gerçekleştiğinden) davacıya ödenmesin karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....

      Nitekim BK’nın 61. maddesinde özellikle “haklı bir sebep olmaksızın” ifadesine yer verilmiş ve haklı olmayan sebep teşkil edecek hususlar örnek olarak sayılmıştır. Bu durumda kazandırmaya (edime) dayanan sebepsiz zenginleşme; “geçerli olmayan sebebe” veya “gerçekleşmemiş sebebe” veyahut “sona ermiş sebebe” dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Mahkemece yapılan nitelendirmenin vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olarak belirtilmesine; taraflar arasında vekalet ilişkisinin bulunmasına, sebepsiz zenginleşme nitelendirilmesinin yapılmamasına; 2797 sayılı Yasanın 6110 sayılı Yasanın 8.maddesi ile değişik 14.maddelerine göre de, a) Nitelendirmenin sebepsiz zenginleşme olmaması, b) 01.03 2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

        Uyuşmazlığa uygulanacak hukuki normların tespiti; Borç ilişkilerinin kaynakları, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan ve somut olayda uygulanması gereken TBK’nın genel hükümlerinde, birinci kısımda ve üç fasılda gösterilmiştir. “Borç İlişkisinin Kaynakları” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (TBK m. 1– 48) ile haksız fiilden doğan borçlar (BK m. 48– 76) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak sebepsiz zenginleşme (BK m. 77– 83) yer verilmiştir. Bunların dışında bir de kanundan doğan borçlar bulunmaktadır. Böylelikle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir. Hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı ise sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir ve bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdî ilişki” denir....

          Davada, harici sözleşme ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre tahsili talep edilmektedir. . 6098 sayılı TBK'nun 77-82(818 sayılı BK'nun 61-66) maddelerine göre sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak açıklanmıştır. Bu yararlanma miktarının iadesine yönelik talep hakkı ise kaynağını haksız değer kaymalarının önlenmesi amacından alır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun adaleti sağlama işlevi yanında en önemli işlevlerinden biri de tam bir eski hale getirme yükümlülüğü taşımasıdır. Dava konusu ....08.1990 tarihli harici tarla satış sözleşmesi ile davacının davalıya ait ....600 m² taşınmazını ....000.000 TL bedelle satın almasından sonra taşınmazın tapuda devri yapılmadığı için geçersiz sözleşme gereğince taşınmazın davacıya devri mümkün değildir(TBK'nun 237, (BK'nun 213), TMK'nun 634, Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60.maddeleri)....

            Davalılar vekili 21/03/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davanın bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davası olmadığını, davanın banka çalışanın suç teşkil eden usulsüz eylem ve işlemleri sebebiyle açılan sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, bu bağlamda 5411 sayılı Bankacılık Kanunundaki 20 yıllık zaman aşımı sürelerinin somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davada zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğunu, usulsüz para aktarım ve hesaptan para çekilmesi işlemlerinin tamamının 2001 yılında gerçekleştiğini, davanın açıldığı 2017 yılı itibariyle on yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu savunmaktadır....

              Davacı, dava dilekçesinde, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmektedir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Böylece davacının istemi İİK.nun 72. maddesi kapsamında istirdat değil, sebebi ortadan kalkan bir ödemenin iadesi yönünde sebepsiz zenginleşmeye dayalı (TBK.md. 77) alacak istemi olup, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına (TBK.md. 82) tabidir. Talep yönünden hak düşürücü bir süre yasada öngörülmemiştir. Türk Borçlar Kanununun konuya ilişkin 77 (818 sayılı Borçlar Kanununun 61 v.d) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

                Öyle ise, dava konusu olayda sebepsiz zenginleşenin davalı olduğunun kabulü gerekir.", olarak belirtildiği üzere, davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ödediği paranın iadesini talep edebilir ve sebepsiz zenginleşme davasının davalısı, mal varlığı zenginleşen asıl icra dosyası alacaklısıdır. 6098 sayılı TBK'nun sebepsiz zenginleşme davalarında zamanaşımını düzenleyen 82. maddesinde "Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar." düzenlemesine yer verilmiş olup , davalı davacı tarafından ödemenin 30.10.2019 tarihinde yapıldığı ve alacağın zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de, davacı kendi içerisinde ödeme tarihi itibariyle istem hakkı olduğunu bilse bile, bu istem hakkını ileri sürebilmesi istihkak iddiasının kabul edilmesi ile mümkündür ki davacı 15/06/2022 tarihli Yargıtay onama ilamından...

                  UYAP Entegrasyonu